Bizimkilere sorarsanız onlar bunu kasıtlı yapıyorlar.

Hatta sırf Türkiye’yi kıskandıklar için yapıyorlar.

Türkiye’nin kalkınmışlığı, demokratik idari yapısı, siyasi istikrarı, ekonomik güçlülüğü, bölgede söz sahibi olmaya başlaması kısaca her alanda güçlenmesi hasetlerinden çatlatıyor onları.

Hasetlerinden çatladıkları için de Türkiye aleyhinde ellerinden gelen her şeyi yapıyorlar. Siyasi eylemlerini bir tarafa koyalım; turist göndermiyorlar, yatırım yapmıyorlar, mevcut yatırımlarını alıp götürmeye uğraşıyorlar.

Mesela böyle bir ülkeyi AB’ye almıyorlar. Bırakınız AB’ye almayı, Avrupa Parlamentosunda Türkiye aleyhinde karar çıkartıyorlar. Vizeyi kaldırmıyorlar.

Kredi derecelendirme kurumları Türkiye’nin kredi notunu düşürüyor ha bire.

Bir de durmadan yaygara yapıyorlar; gazeteciler ceza evinde, terör nedeniyle güvenli bir ülke değil, olağan üstü hali uzatarak bir türlü normal bir yönetime geçmiyorlar ve şimdi de idamı getirecekler diye Türkiye için demediklerini bırakmıyorlar.

Oysa bizim yöneticilere bakarsanız bunların tümü onların hasetlerinden kaynaklanıyor: Mesela hapiste olanlar gazetecilikten değil de terörden içerdeler.

Türkiye güvenli bir ülke ve ekonomisi de çok güçlü!

O zaman iki seçenek kalıyor; ya gerçeklen onlar hasetlerinden çatladıkları için böyle yapıyorlar ya da biz kendimizi anlatamıyoruz.

Bu noktada Türkiye’nin iki şey yapması gerekiyor:

Bir, onların bu kıskançlıktan kaynaklanan olumsuz tavırlarını hiç ciddiye almadan yoluna devam edecek. Onlardan gelecek turistin yolunu gözlemeden, onların yatırımcılarını beklemeden, onların raporlarını ciddiye almadan yoluna devam edecek

İki, Türkiye’nin hiç de onların dediği gibi karamsarlıklar yaşamayan bir ülke olduğunu anlatacak. Onları inandıracak, ikna edecek. Siz yanlış biliyorsunuz diyecek ve gerekli her şeyi masaya koyarak onların mos mor oluşunu seyredecek.

Türkiye bunların ikisini de yapmıyor ve sadece onları halkına şikâyet ediyor. Sanki Türk halkı onları terbiye edecek! Uluslar arası ilişliler böyle olmuyor ki.

Avrupa’dan turist gelmiyor, Avrupa Parlamentosu olumsuz raporlar yayınlıyor. Türkiye’nin kredi notu düşüyor. 40 yıldır savaştığımız terör örgütünün yayında yer alıyorlar. Onlara silah ve politik destek veriyorlar.

Sadece bu konuyu bile anlatamıyoruz. Ya onlar gerçekten bunu kasıtlı olarak yapıyorlar ya da biz anlatamıyoruz. Ya da çok kalın kafalılar… Anlamıyorlar.

Onların bu davranışlarına karşı Türkiye’yi yönetenler ne yapıyorlar? Bol bol demeç veriyorlar, halka onları şikâyet ediyorlar. Bizi kıskanıyorlar diyorlar.

Bizi çekemiyorlar!

Terör örgütlerinden ele geçirilen silahların hangi ülkeye ait olduğu ap açık belli… Çoğu dostlarımızın verdiği silahlar; bizimkilerden birisi bir toplantıda o silahı masaya koyup da bunun hesabını sormuyor.

Onların bizi kıskanması, çekememesi, aleyhimizde faaliyet göstermesi normaldir; normal olmayan Türkiye’nin bunun karşısında ortaya koyduğu tavırdır.

Tamam; onlara gerçekten ihtiyacımız yoksa, gerçekten Türkiye kendi ayakları üstüne duran bir ülkeyse, demokratik kavramlarda bir sorun yaşamıyorsa ve onlardan gelecek üç- beş turistten bir beklentisi yoksa elinin tersiyle itiversin bütün bu söylemleri ve raporları…

Hayır, öyle değil: Bunlar önemli diyorsa o zaman Türkiye’nin tanıtımında ve anlatılmasında daha etkin yöntemler denemek zorunda

İşte Türkiye bu diyecek bir Türkiye ortaya koyacaklar.

Yoksa elim gavuru bildiğini okumaya devam edecek…

NOT: Sitemizde yayınlanan köşe yazılarından yazarların kendileri ve yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşleridir. Yorumu ekleyen kişi kimliğini gizlemesi durumunda yapılan yorumlar onaylanmamaktadır. Köşe yazılarından ve yazılan yorumlardan www.cavuslu.org  Çavuşlu  Haber hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz