Görele adı antik çağda bugünkü Eynesil kasabası çıkışında “Görele Burnu” diye
anılan, Harabe halinde kalıntılarına rastlanan “Coralla/Koralla” şehrinden
gelmektedir.Görele Burnu’nda Bizans döneminden kalma dört kale harabesi
vardır.Kale harabeleri üzerinde yapılan arkeolojik çalışmalar buranın Ortaçağ
Bizans kalesi olduğuna işaret eder ve en geç XIV. Yüzyılda yapılmış olabilceği
ihtimalini ortaya koyar.Bu bilgilerden yola çıkarak eski Görele’nin İtalyanca
mercan anlamına gelen Coralla olduğu ve Cenevizliler tarafından oluşturulduğu
şeklindeki yaygın kanaatin doğru olmadığı anlaşılmaktadır.Şu halde bu adın,
Cenevizlilerin karadeniz’e gelmelerinden önce de var olduğu açıktır.Coralla’nın
anlamını Bilge Umar “Çıkıntılık-çık” olarak tarif eder.Halkın birbirine “haydi
görelim”, yahut “git gör hele” demelerinden dolayı Görele adının “Görhele”
sözlerinden çıktığı ise yakıştırmadan ibarettir.”Coralla/Koralla” Türk
telaffuzuna uygun olarak “Görele” şekline dönüşmüştür.
I.Mahmud (1699-1754)
tarafından çıkan bir ayaklanma sırasında gönderilen donanma ile yakıldı ve
geriye kalan halk da şimdiki Görele’ye (Elegü) yerleşti.Gerek I.Mahmud, gerekse
II. Mahmud zamanında çıkan olaylar sebebiyle eski Görele dağılmış ve geriye
kalan halk da şimdiki Görele’ye (Elegü) yerleşmiştir.1851’de buradan geçen Alman
alim A.d.Mortdmann “… 60 yıl önce yakıldığı belirtilen hisar ve köyün
harabelerinin bulunduğu Koralla burnunu geçtik” der.Buna göre KOralla’nın
yanması takriben 1790-91 yıllarına tekabül eder.Eski Görele, Trabzon Rum
Devletinin kurulmasından sonra onların sınırları içinde önemli bir stratejik
mevkii özelliği kazandı.1404 yılında Trabzon kralı imparotor III.Manuel’in
(1390-1412) memleketinin sınırları batı sahil boyunu takiben Giresun’u
geçiyordu.Bu eyalette Korilla(Görele) da batı Trabzon imparatorluğuna
aitti.
Osmanlı idaresi altındaki Görele hakkında en eski bilgiler XV. Yüzyıla
kadar iner.XV. ve XVI.yüzyıllara ait Trabzon sancağı tahrir defterlerinde yer
alan bilgilerden en eskisi 1486 tarihlidir.14862da Akçaabad nahiyesine tâbi olan
Görele kasabası 9 nefer Müslüman kale görevlisi, 60 hane, 6 biye(dul), hristiyan
nüfusa sahip idi.Buna göre Görele kalesinde 33 ü Müslüman, 334’ü hristiyan olmak
üzere 357 kişinin yaşadığı tahmin edilebilir.1583-1600 yılları arsında kurulan
beş kaza arasında “Yavebolu nam-ı diğer Görele” vardır.1650-52 tarihli bir
Avârızhane defteri’nde de “Yavebolu nâm-ı diğer Görele” kaza olarak
zikredilir. Katip Çelebi de “Yavebolu nam-ı diğer Görele”yi Trabzon”un
kazalarından biri olarak zikreder.Osmanlı döneminde Görele bazı önemli olaylara
sahne oldu.Bunlardan birisi Rus kazaklarının Giresun ve Tirebolu’nun yanında
Görele’ye yaptıkları baskınlardır.Kazaklar’ın 1624 ‘de yaptıkları baskınlarda
Görele, bilhassa Tirebolu büyük zarar gördü.
1788’den önce devam Trabzon
valiliğine getirilen Canikli ailesinden Battal Hüseyin paşa, savaşın bir
kuvvetle gittiği Anapa üzerine gönderildi ise de gitmedi.Ertesi yıl az bir
kuvvetle gittiği Anapa’da Ruslara yenildi ve esir düştü /”Ekim 1790).Bunun
üzerine Anapa seraskerliğine babasının kethüdası olan Sarı Abdullah paşa
getirildi.Abdullah paşa da cepheye gitme işini ağırdan alınca Anapa Ruslar’ın
eline geçti (1791). Bu duruma çok içerleyen padişah III.Selim Anapa’nın
Ruslar’ın eline geçmesine Sarı Abdullah Paşa’nın sebebiyet verdiğini
düşündüğünden onu azlederek yerine Kuğu-zade Süleyman Paşa’yı Trabzon valisi
tayin etti ve Sarı Abdullah Paşa’nın katlini ona havale etti.1800 yılı
sonlarında Görele ile Tirebolu kazalar arasında bir arazi ihtilafı söz konusu
oldu.Eynebe tabir edilen yer Kuğu-oğlu Ömer tarfından Görele toprağıdır diye
zapt edilince, yapılan itiraz sonunda Eynebe’nin öteden beri Tirebolu toprağı
olduğuna karar verildi (10 Aralık 1800).1811’de Görele Kuğu-oğullarının,
Tirebolu Kel ali-oğullarının, Giresun laçin-oğullarının idaresinde idi.
Kırım
savaşı(1853-1856) sırasında Osmanlı hükümeti maliyenin durumunu düzeltmek ve
yeni gelir kaynakları temin ederek savaş masraflarını karşılamak için iane-i
Cihadiye adıyla yardım kampanyası düzenledi.Hükümetin düzenlediği bu yardım
kampanyasına Göreleliler 24.000 kuruşluk bir bağışta bulundu.II. Abdülhamid
(1876-1909) döneminde Osmanlı ülkesinde Ermeni olayları meydana geldi.Ermeniler
Osmanlı devletini parçalamak için büyük devleylerin siyasetine alet olmuşlar,
İstanbul’da ve Anadolu’nun muhtelif yerlerinde hadise çıkarmışlardı.Ermenilerin
hadise çıakrdıkları yerler arasında Trabzon şehri de vardı.Trabzon’daki
Ermeniler gavur Meydanında harekete geçmişler, vali kadri Bey’e ateş
açmışlardı.Ancak, vali kadri Bey kısa sürede duruma hakim oldu (10 Eylül
1895).
Görele
kazası ahalisi yemek için ihtiyaç duydukları ve Ziraat bankasından dağıtılmasını
talep ettikleri 15.000 kg mısır, Ziraat bankası kanunu’nun buna müsait olmaması
sebebiyle yerine getirilemedi.Ziraat Bankası Umum Müdür Muavini Refik Bey,
Görele’nin istediği yardıma bankanın mevzuatının uygun olmadığını 12 Mayıs
1915’te Dahiliye nezareti’ne bildirdi.Zaman ilerledikçe durum daha da
nazikleşti.Trabzon valisi, Görele kaymakamlığına gelen 28 Ekim 1915 tarihli bir
yazıya cevaben muhtaç olanlar, askeri rütbeliler ve müsüman muhacirlerin iaşe ve
tedavisi için hiçbir şekilde tahsilat bulunmadığını tebliğ etti.(11 aralık
1915).Böylece hem halk hem de bölgedeki ihtiyaç sahipleri büyük çaresizlik
içinde kaldılar.1916 yılı Görele’nin Rus işgaline uğradığı yıl oldu.Ruslar
Trabzon yönünde ileri harekata girişerek 6 mart 1916’ da Pazar ve çayeli’ni, 8
Mart’ta Rize’yi, 26 Mart’ta Of’u, 14 Nisan’da Sürmene’yi, 18 Nisan’da Trabzonu
işgali şehirde büyük endişeye yol açtı.Rusların Trabzon’u işgali ve batıya doğru
ilerlemeleri Türk ahalinin yeni bir muhaceretine yol açtı.Bu göç kafileler
halinde halkın emniyetli kesimlerie doğru sevk edilmesini gerektirdi.Bu
muhaceret sırasında Göreleliler çok sıkıntılar çekti.Harşit deresini geçmek
zorunda kaldıklarında kimsesiz muhacir kadınların açlığına, ızdırabına tahammül
edemediği çocuğunu, sonra da kendisini dereye attığı görüldü.Rusların karşısında
direnmeye çalışan Türk birlikleri 20 Temmuz 1916’da Fol (Vakfıkebir) deresi
gerisine çekildiler.rusların 21 temmuz 1916’da fol’a girmesi üzerine Türk
kuvvetleri çavuşlu dersine çekildiler.Bu sırada Poti’den kalkan içinde bir
subayın ve bir erin bulunduğu Rus teyyaresi jandarmalar tarafından tutularak
Tirebolu’ya götürüldü.
Doğu Karadeniz’de Tirebolu’ya kadar işgal edilen
topraklar Ruslar’ın elinden kurtarılacakları günü beklemeye başladılar.Rusya’da
Ekim 1917 Bolşevik ihtilali bütün cephelerde Rus birliklerinin dağılmasına yol
açmış, bunun sonucu olarakKasım 1917 sonlarında Rus kuvvetleri çözülmeye
başlamıştı. Bu arada 18 Aralık 1917'de Osmanlı Devleti ile Rusya arasında
imzalanan Erzincan Mütarekesi sonrasında Ruslar'ın cepheden çekilişleri daha
hızlanmıştı. Ancak, Ruslar'ın kendilerini silahlı Kürtler'e karşı
koruyabilmeleri bahanesiyle silahlandırdıkları Ermeniler Türk ve Müslümanlar'a
karşı baskı ve zulüm yapmaya başlamışlar, Rus işgali altındaki bölgede Türk ve
Müslüman halkın mal ve can güvenliği kalmamıştı. Bu durumda Rus işgal
bölgesindeki vatandaşlarımızın kurtarılabilmesi için asgari bir hareket
yapılmasına gerek vardı. Enver Paşa, III. Ordu Komutanı Vehip Paşa'ya gerekli
emirleri göndermişti. Osmanlı Devletininde katıldığı Bolşeviklerle yapılan
Brest-Litovsk görüşmeleri kesintiye uğrayınca Türk birlikleri 12 Şubat 1918'de
erken saatlerde mütareke hattını aşmış, Tirebolu'daki 37. Tümen, aynı gün
Giresun'a çıkarılan 123. Alayınkatılmasından sonra Trabzon yönünde harekete
geçmişti. Bu harekatın sonunda 14 Şubat 1918'de Görele, 15 Şubat'ta Vakfıkebir
kurtarıldı. Ruslar'ın çekilmeleri Giresun'da ve Tirebolu'da, işgalden kurtulan
Görele ve Eynesil'de büyük bir sevinç yarattı.Savaş ve muharcilik yüzünden
Görele bölgesinde açlık ve sefalet, salgın hastalıklar ve iskan sorunu bütün
şiddetiyle hüküm sürüyordu.buna bir de sel felaketi eklendi. 28 Temmuz 1919'da
meydan gelen selden 36 köyde ekinler mahvolmuş, 30 değirmen, 25 hane, biri de
Elevi deresi üzerindeki köprü olmak üzere 33 köprü yıkılmış, biri erkek, sekizi
kadın olmak üzere 9 kişi ölmüş, 5 sığır telef olmuştu. Bu sebeple, İmdat Hey'eti
selden zarar gören köylere eşya ve erzak yardımında bulundu.
Milli Mücadelede
direnişi örgütleyen Giresun belediye reisi Osman Ağa ile askerlik şubesi başkanı
Tirebolulu Hüseyin Avni(Alparslan) Bey de bu mücadelede büyük bir rol
oynadı. Göreleliler, savaş yıllarında büyük acılar çekmesine, açlık ve sefaletle
mücadele etmek zorunda kalmasına, şartların olumsuzluğuna rağmen, Milli
Mücadeleye (15 Mayıs 1919-9 Eylül 1922) sahip çıkan ilk yöreler arasında yer
aldı.Göreleliler Milli Mücadelede 123 şehit verdi. Görele'nin Rum nüfusu Lozan
antlaşması sonrasında yapılan mübadele ile burayı terk etti.
1869'da Görele'de tüfek
çakmağı, karakulak denilen bıçak ve makas yapılır, civar kaza ve nahiyelere
satılırdı. 1876'da Cimide köyünde bulunan İseli ile Karaburun ve Kırlak adlı
bakır madenlerinden çıkarılan cevherlerin çoğu Avrupa'ya ihraç edilir, bir kısmı
Görele'de külçe haline getirilir, diğer kısmı da Trabzon ve Karahisar-ı Şarkı'ye
satılır. 1879 yılında Görele kazasında 402.271 okka fındık, 138.850 okka
fasulye, 35 okka tütün, 19.291 okka ceviz, 90.775 okka üzüm, 18.101 okka kendir,
83.110 kile mısır, 3.210 kile buğday, 10 kile çavdar, 721 kile arpa
yetiştirilmişti. Toplam 156.042 dönümlük arazide 2.673 çalılık, 20.685 tarla,
5.161 bahçe, 144 orman, 50 mera, 4 koru, 7.524 fındıklık, 423 taş ocağı
bulunmaktaydı. Bu zamanda Görele kazasında bir hükümet konağı, bir han, bir
hamam, iki kilise, sekiz kahve, bir gazino dört medrese, 61 cami ve mescit, 95
çeşme, 322 oda, 798 sergen, 55 dink, 106 değirmen, 208 dükkan ve mağaza, 3.917
hane, 1.202 fırın, 43 arsa, 6 dam ve ahır, 61 İslam Mektebi, 1 islam mezarlığı
vardı.
Kasabalılarla köylüler ekseriyetle Görele'de dokunan bir nevi dokuma
ile mayi bezden yapılmış elbise giyerlerdi. Önceleri kazanın mahsulleri fındık,
fasulye, mısır, üzümden ibaretti. Üzümlerinden ekseriyetle şarap yapılırdı.Daha
sonraki yıllarda bunlara ilaveten az da olsa arpa, buğday ziraati
yapıldı. Sanayi mamulleri bakırdan kap-kaçak, çarpula gibi ufak tefek şeylerdi.
Görele'den dışarıya fındık başta olmak üzere yetiştirilen mahsullerin dışında az
da olsa bal mumu, balık yağı, tuzlu bağırsak, yumurta, caviz, koyun ve keçi gibi
şeyler satılırdı. 1902-1903 'de Görele limanına 697 yelkenli, 8 vapur uğramıştı.
bunların içinde Almanya ve Rusya bandıralı vapurlar da mevcuttu. Görele limanına
bağlı 51 büyük, 39 küçük gemi vardı. 14 Mart 1903- 13 Mart 1904 tarihleri
arasında Görele iskelesine gelen yolcu sayısı 88, giden yolcu sayısı da 317
kadardı. Eleğü'de Cuma, Çavuşlu'da Salı, Eynesil'de Pazar günleri hafta
pazarları kuruluyordu. 1903'de kasabada Atik medresesinde 31, Hamidiye
medresesinde 15, Çavuşlu'daki Teşvikiye medresesinde31, Ege köyündeki
Darülhadis'de 97, Tevfik-i Hak medresesinde 25 talebe öğrenim görüyordu. 1904
yılında Görele kasabasında iki cami, üç medrese, bir hükümet konağı dört çeşme,
üç şadırvan, kaldırımla döşenmiş bir çarşı,bir rüşdiye mektebi,iki ilk mektep,
biri Rumlar'a, biri Ermenile' ait iki kilise, bir eczahane, bir salhane, 200
hane bir hamam, 270 dükkan, sekisz mağaza, sekiz fırın, on beş kahvehane, üç
aşçı dükkanı, bir inşaat halinde otel, 150 bekar odası; köylerde ise 4.350 hane
224 serender, kırk mescit, oniki medrese, iki kilise, seksen fırın, elli dokuz
değirmen vardı. Kasabadaki camilerin minaresi yok iken halkın yardımı ile en
sonunda ikisinde de kargir ve mükemmel olmak üzere 600 liraya yakın akçe masraf
edilerek minare inşasına başlanılmıştı.
Görele, 1758 yılında Tirebolu'ya bağlı bir nahiye haline getirildi. 1850'1866
yılları arasında Görele, Yavebolu ile birlikte Trabzon'un kazaları arasında
gösterilir. 1867 yılından itibaren yalnız Görele'nin ismi zikredilmektedir ve
1868 yılında nahiye olarak Tirebolu kazasına bağlanır.
1871'de Tirebolu kazasından ayrılarak Trabzon'un nahiyesi
olmuş, 1874'te tekrar kaza teşkilatına kavuşmuştur. 1876 yılında Görele'de
belediye teşkilatı kuruldu. İlk belediye reisi Ömer Ağa'dır. Görele, 4 Aralık
1920 günü Giresun'un müstakil sancak haline getirilmesine dair kabul edilen
kanun tasarısı sebebiyle Trabzon sancağından ayrılarak Tirebolu ile birlikte
Giresun'a bağlı kaza merkezi haline getirilmiştir.
1831'de yapılan ilk nüfus sayımına göre Görele kazasının Türk erkek nüfusu 3.973'dür.
1882-1884 genel nüfus sayımına göre Görele kazasında nüfus yaklaşık 29.473 Türk (%97.07), 708 Rum (%2.33), 181 Ermeni (%0.60) olmak üzere 30.362'dir.
Kamusü'l-a'lam'a göre 1896'da 31.058 kişinin yaşadığı kazanın 1903'te nüfusu 34.059'u Türk (%96.90), 876'sı Rum (%2.50), 211'i Ermeni (%0.60) olmak üzere toplam 35.146'dır.
1927'de
5.956, 1970'de 6.244, 1975'de 8.079, 1980'de 7.321, 1985'te 12.208, 1990'da
20.745, 1997 'de 22.554 olan şehir nüfusu 2000'de 27.214'e
ulaştı.
Kaynak - Alıntı : Yukarda Görele Tarihi hakkındaki yazı Sayın Ayhan Yüksel tarafından Görele Kültür Sempozyumunda tebliğ olarak sunulmuş, daha sonra Görele Dernekler Birliği tarafından yayınlanan Sempozyum kitabında (İstanbul 2005, s. 1-27) yayınlanmıştır