Türkiye’yi yönetenlerin idare ettikleri halkı günahtan korumak gibi bir telaşlar var.

Bunu dini bir sorumluluk gibi kabul ediyorlar. Hatta Sayın Cumhurbaşkanı; Buhâri, Müslim, Ebû Dâvût ve Tırmizî’den rivayet edilen bir Hadis- i Şerife Dayanarak “Ben sizin çobanınızım” diyebiliyor.

Halkı günahtan korumak için de direkt ve ya dolaylı uygulamalar yapıyorlar.

Mesela onların inanışına göre saçlarının görünmesi kadınları günaha soktuğu için, günahtan korunsunlar diye örtünmeyi tavsiye ediyorlar ve bu yönde politikalar geliştiriyorlar.

Vücut hatlarını belli edecek şekilde giyinen kadınlar günah işledikleri için onları günahtan alıkoymak için geniş giysiler giymelerini öneriyorlar.

Bütün telaşları ve iyi niyetleri halkı günahtan korumak…

İçki içerek günaha girmelerine gönülleri razı olmuyor.

Bir de yılbaşı kutlayarak başka dinlerin ve kültürlerin etkisinde kalmalarından çok rahatsız oluyorlar. Yılbaşı kutlaması dışında başka inanç ve kültürel etkiler yokmuş gibi…

Her yılbaşı yaklaştığında bunun telaşı sarar bütün yurdu… Ülkeyi yönetenler bu konuda kesin bir dil kullanarak taraf olmazlar ancak yönettikleri halkın o gece günah işlemesini önlemek için dolaylı faaliyetler içinde olurlar.

Özellikle medyayı kullanarak halkın günahtan uzak durması mesajı verirler.

Hatta camilerde verilen vaazlarla ve okunan hutbelerle yılbaşında işlenebilecek günahlarda dikkat çekerler. Bunlardan uzak durulmasını hatırlatırlar. Bu yıl ki hutbe son yılların en çok tartışılan hutbesi olmuştur.

Yaşanan terör olayının bu hutbeyle bağlantısı olduğunu bile söyleyenler oldu. Hutbeyi Internet ortamında okuyup yorumlayabilirsiniz.

Buraya kadar tamam; yılbaşı kutlamanın, o gece eğlenmenin, içki içmenin, şans oyunları oynamanın günah olup olmadığının yanında İslam’ın büyük günah kabul ettiği eylemlerin hiç gündeme gelmeyişi insana garip geliyor.

Öncelikle faiz İslam’ın günah saydığı bir eylemdir. Faizle ilgili ayetlerin açıklamalarına girmeden sormak istiyorum: Bu yönetim idare ettiği insanların faizle ilgili günah işlemelerinden neden kendisini sorumlu tutmuyor?

Başı açık olduğu için günah işleyen kadınların vebalinden korkuyorlar ama kazancının neredeyse tamamını faize veren garip gurabanın vebalinden korkmuyor.

Aman yılbaşı kutlamayalım, o gece içki içmeyelim!... Tamam da bütün ülkenin kredi faizleriyle kazançlarını çalışmadan para kazananların cebine aktarması günah değil mi?

Faiz vermeye, faizle yaşamaya, faiz yemeye bir diyeceğiniz yok mu?

Tüm Türkiye’de 79 milyon insan direkt veya dolaylı yöntemlerle faize bulaşmış durumda. Tüyü bitmemiş yetimden yüzlük kocamanlara kadar…

İçki günah, önlenmeli; yönetimin vebali var, çoban önlem almalı!

Ya faiz… Çobanın burada bir sorumluluğu yok mu?

Yine ilginizi çekmiştir, yılbaşıyla birlikte Milli Piyango’nun dağıtacağı ikramiye de gündeme gelir. Bilet satışlarıyla ilgili reklamlar ve tanıtımlar üst seviyeye ulaşır.

Ama bu hiç tartışılmaz. Dinde yeri var mıdır diye sorulmaz. Başka kültürlerden gelip gelmediği sorgulanmaz. Yönetimden birileri çıkıp da bilet almayın demez.

Oysa Milli Piyango’yu da günah sayar dini kaynaklar. Çalışmadan elde edilen bir kazançtır ve günahtır çoğu din adamına göre.

Ama onunla ilgili bir karşıt görüş yer almaz medya da ve diğer iletişim araçlarında.

Sonuç olarak yönetimde samimi olmak esastır. İnançta da ihlâs esastır.

Dinin bazı kurallarını yönetim politikamıza göre yorumlamak mümkün değildir. Kadınların saçlarının açık olması günahsa faiz de günahtır. Yılbaşı kutlaması günahsa Milli Piyango bileti almak da günahtır.

Yönetim her iki günahla da eşit mesafede durmak zorundadır.    

NOT: Sitemizde yayınlanan köşe yazılarından yazarların kendileri ve yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşleridir. Yorumu ekleyen kişi kimliğini gizlemesi durumunda yapılan yorumlar onaylanmamaktadır. Köşe yazılarından ve yazılan yorumlardan www.cavuslu.org  - Çavuşlu  Haber hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz