Terörün önlenemediği, dövizdeki artışın engellenemediği, siyasi açıklamaların birbirini tutmadığı, dış güçlerin ülkemize karşı topyekûn saldırıya geçtiği, ordumuzun sınırlarımız dışında savaş verdiği, müttefiklerimizin dirsek çevirdiği, kimin dost kimin düşman olduğunu anlayamadığımız şu günlerde milli enerjimizi rejim değişikliği için harcıyoruz.

Her fırsatta milli birliğin vurgulandığı bu dönemde ülkeyi başkanlığı kabul edenler ve başkanlığa karşı olanlar diye bölmek durumundayız. Sanki kasıtlı yapılıyor gibi… Yine insanlar birbirlerine başkancı olanlar ve olmayanlar diye bakacaklar.

Bu tartışmaların hiç de zamanı değildi.

Hani başkanlık geldiğinde bu sorunlar ortadan kalkacak olsa neyse… Hani partili cumhurbaşkanlığına geçilince terör duracak olsa neyse, ülkenin can yakan sorunları ortadan kalkacak olsa neyse.

Öyle diyorlar ve diyecekler de ama korkulur ki öyle olmayacak.

Korkulur ki sorunlar çözülmeyecek; çünkü sorunların nedeni ülkenin yönetim şeklinden kaynaklanmıyor ülkeyi yönetenlerin yönetim şeklinden kaynaklanıyor.

Yönetim anlayışı değişmedikçe sorunlar ortadan kalmayacaktır. Yine korkulur ki sorunlar daha da derinleşecektir.

Türkiye’de anayasa değişikliği ilk defa yapılmıyor. Her defasında her şeyin daha güzel olacağı öngörüsüyle seçmene gidildi ve seçmen de her şey daha güzel olacak umuduyla evet dedi. Yetmez ama evet diyenler oldu. Ama öngörüler isabetsiz çıktı.

Bugün Türkiye’nin iyi yönetildiğini söyleyebilir misiniz?

İyi yönetiliyor diyorsanız bırakınız böyle devam edelim!

Hayır, iyi yönetilmiyor diyorsanız bugüne kadar ülkeyi yönetenlerden gelecekte daha iyi bir yönetimi mi bekliyorsunuz?

Ferman konusuna gelince: Yapılacak anayasa değişikliğiyle cumhurbaşkanına kararname çıkarma yetkisi veriliyor. Bu şekliyle yürürlüğe girerse bu kararnameler bir tür ferman gibi olacak galiba, hani şu padişahların çıkardığı fermanlar gibi…

Duyduk duymayın demeyin!

Belli ki telalar olmayacak, cumhurbaşkanları medyayı kullanarak duyuracaklar fermanlarını… En az on kanalda birden konuşma yaparak

O zaman meclisin fonksiyonu ne olacak? Meclis kanun çıkarmayacak mı?

Meclisin çıkardığı kanunu beğenmeyen cumhurbaşkanı bunun üstüne bir ferman yayınlarsa ne olacak? Ahali kanuna mı uyacak fermana mı?

Meclisi de halk seçecek cumhurbaşkanını da… Hangisi milli iradeyi temsil edecek?

Uzun vadeli düşünelim: Mecliste çoğunluğu oluşturan siyasi partiden değilse cumhurbaşkanı sürtüşmeleri nasıl ortadan kaldıracaksınız?

Meclis kanun yapacaksa fermana ne hacet var? Artık fermanlarda yer alan hükümlerin iptali için de yargı yolu kapalı olacaktır. Bugünkü kanun hükmünde kararnameler gibi.

Bu, adını tam olarak söyleyemesek de bir tür tek adam yönetimi olmuyor mu?

Anayasalar veya değişiklikler torba yasa yapılır gibi kanun hükmünde kararnameler çıkartılı gibi bir anlık refleksle yapılırsa yakın ve uzak gelecekte sorunlar yaşanması kaçınılmazdır.

Mevcut anayasa 12 Eylül 1980 darbe ortamında o günün refleksleriyle hazırlandığı için durum ortada, ülkenin hiçbir sorununa çare olamıyor. 2010 yılında, yargıda yeni bir yapılanmayı amaçlayan anayasa değişikliğinin de yargıda kimin işine yaradığını gördük.

Bugün yapılan da günün reflekslerine göre yapıldığı için gerçekçi öngörülerden uzak bir metin olarak karşımıza çıkıyor.

Hele cumhurbaşkanına kararname çıkarma yetkisi verilmesi yakın ve uzak gelecekte çok öneli tartışmalara neden olacaktır. Bizden söylemesi…

NOT: Sitemizde yayınlanan köşe yazılarından yazarların kendileri ve yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşleridir. Yorumu ekleyen kişi kimliğini gizlemesi durumunda yapılan yorumlar onaylanmamaktadır. Köşe yazılarından ve yazılan yorumlardan www.cavuslu.org  Çavuşlu  Haber hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz