Fındık üreticisinin yüzü bu yıl da gülmeyecek gibi.

Ordu ve Giresun’da etkili olan aşırı yağıştan yüzlerce dönüm tarım arazisi ve fındık bahçesi zarar gördü.

Karadeniz’de meydana gelen sel ve heyelandan ötürü olgunlaşma aşamasındaki sağlam fındıklar döküldü, ağaçlar yerinden söküldü.

Aşırı yağışın bölgede oluşturduğu heyelan bu yıl ki rekolteyi de olumsuz etkileyeceğe, üreticiye yine hayal kırıklığı yaşatacağa benziyor.

Bölgenin bitmez kabusu olan sel, yetersiz önlemler nedeniyle deyim yerindeyse bu yıl da fındık üreticisini vurdu, umutlarını erkenden bitirdi.

Önceki ve geçen yıl dondan ötürü bir hayli mağdur olan, borcunu ödeyemeyen üretici bu yıl selin ve heyelanın kurbanı oldu.

Geçen yılki ürününü para eder diye evinde saklayan, ya da emanete bırakan köylü, fındık fiyatının 8-9 liraya kadar düşmesi ile zaten zarardaydı. Daha bu zararını gideremeyen, eline para geçmeyen üretici şimdi de selin darbesi ile hayal kırıklığı yaşıyor.

Yazgısı bölgede tekel oluşturan birkaç tüccarın ve işverenin ağzından çıkacak söze bağlı olan üreticinin geçen yıldan bu yana devam eden yoksunluğu devletin söz vermesine karşın ne yazık ki hala sürüyor.

Oysa Tarım Bakanı Faruk Çelik, fiyatların düşüklüğü karşısında bölge insanının yaşadığı mağduriyetin ortadan kaldırılacağını, fındığın devlet tarafından satın alınacağını açıklamıştı. Ne var ki devlet hala alım yapmadı, üretici yine perişan.

Geçen sezondan bu yana süregelen mağduriyetin üstüne bu yıl da selin darbesini yiyen Karadeniz’in çileli üreticisi devletin fındığa sahip çıkmasını, hak ettiği değerden satın almasını bekliyor.

Üretici fındık piyasasına belirli grupların, şirketlerin değil devletin egemen olmasını istiyor.

Eğer serbest piyasa adına fındığa sahip çıkmaz, fiyatları belirli şirketlerin inisiyatifine bırakırsanız, daha çok mağduriyetler, haksızlıklar oluşur, evlere hacizler gelir. Yani üreticinin, köylünün huzuru kaçar, belki de evine ekmek götüremeyecek duruma gelir.

FİSKOBİRLİK’in piyasaya egemen olduğu yıllarda, fındığını buraya satan üretici parasını alıyor, evinin eksiklerini gidermek için alış veriş yapıyordu. Yani zincirleme olarak piyasa canlanıyor, bundan esnaf da yararlanıyordu.

Serbest piyasa ekonomisi diye tutturanlar fındıkta yarattıkları olumsuz tablo ve üreticinin perişanlığı karşısında doğrusu ne söyleyecekler merak ediyorum.

Fındık üretiminde dünyanın sayılı ülkeleri arasında yer alan, hatta ilk sırada bulunan Türkiye’nin ekonomisine, üreticisine serbest piyasa adına verilen zarar ortada iken artık kimse “Bana ne” diyemez, dememeli.

Karadeniz insanının temel geçim kaynağı olan fındığın daha da değer yitirmemesi için Ağustos’ta başlayacak hasat öncesi mutlaka radikal önlemler alınmalı.

Fındığın hak ettiği değerden satılması, köylünün evine girecek aşın, ekmeğin artması, borçların ödenmesi, bekarların evlenmesi, öğrencilerin okul harçlıklarının çıkması demektir.

Eğer fındık para etmez, değerinin altında satılırsa üreticinin yaşamı çekilmez hal alır.

İki sezondur yokları oynayan fındık üreticisinin dayanacak gücü kalmadı.

Devlet, üreticinin çığlığına artık kulak vermeli.

Kuşkusuz burada asıl görev iktidarı ve muhalefetiyle tüm bölge milletvekillerine düşüyor.

Çünkü Karadeniz insanının çektiği çileye en yakından tanık olanlar onlar.

Yazan: Şükrü KARAMAN

 NOT: Sitemizde yayınlanan köşe yazılarından yazarların kendileri ve yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşleridir. Yorumu ekleyen kişi kimliğini gizlemesi durumunda yapılan yorumlar onaylanmamaktadır. Köşe yazılarından ve yazılan yorumlardan www.cavuslu.org  Çavuşlu  Haber hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz