Şükrü KARAMAN
sukruk56@gmail.com
Kadın Olmak Zor
07/03/2016 Bugün yine nutuklar atılacak, yine kadın-erkek eşitliğine vurgu yapılacak, yine kadına şiddet, cinayetler kınanacak, alınan önlemler anlatılacak, ama yine değişen bir şey olmayacak. Her yıl 8 Mart’ta çeşitli söylemler dile getirilir, etkinlikler düzenlenir, ama Türkiye kadınların karşı karşıya kaldığı sorunların çözümünde bir arpa boyu yol alamayarak hep sınıfta kalır. Çıkarılan yasalara, alınan önlemlere karşın, yine kadınlar dövülüyor, sokak ortasında öldürülüyor, istihdamda hep geride kalıyor. Duygu Asena’nın yıllar önce yazdığı gibi dün olduğu gibi bugün de “Kadının Adı Yok”. Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk, Cumhuriyetin ilk yıllarında sağladığı haklarla onların çağdaş birey olmalarını, ikinci sınıf yurttaşlıktan kurtulmalarını sağlamıştı. Son yıllarda bırakın bu hakların ileriye gitmesini, iyiden iyiye geriledi, kadınlar evlere hapsedilen, çocuk doğuran, tarlada güç koşullarda çalışan birer nesne olarak görülmeye başlandı. Kadınların şiddetten sonra en çok yakındıkları sorunların başında çalışma yaşamında yeteri kadar yer alamamaları, ekonomik özgürlüğüne kavuşamamaları geliyor. Ülkemizde bir hayli yaygın olan işsizlik en çok kadınları etkiliyor, onları en üretken yaşlarında istihdam dışına atıyor. Gerek ulusal, gerek uluslararası kuruluşların yaptığı araştırmalar, Türkiye’nin kadın istihdamında sınıfta kaldığını, sicilinin parlak olmadığını ortaya koyuyor. Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü (OECD) ülkeleri arasında kadınlar için en iyi ve en kötü çalışma koşullarına sahip ülkeler arasında ne yazık ki Türkiye sondan ikinci sırada yer alıyor. Kadınların istihdamı, iş yerlerinde eşit muamele görüp görmedikleri, annelik hakları, iş gücüne katılımları, yüksek öğretim durumları gibi veriler esas alınarak gerçekleştirilen araştırmada İzlanda ilk sırada bulunuyor. İzlanda’nın ardından İsveç, Norveç, Danimarka’nın oluşturduğu İskandinav ülkeleri ile Finlandiya üst sıralarda yer alıyor. İlk sıralarda yer alan ülkeler irdelendiğinde, demokratik özgürlüklerle, kişi başına düşen gelir miktarıyla, güçlü ekonomiyle kadın hakları arasında bir paralellik olduğu net şekilde görülüyor. OECD’nin araştırmasına göre, 29 ülke arasında listenin son sırasında teknolojide ve otomotivde yaptığı atılımlarla dünyanın dikkatleri çeken Güney Kore bulunuyor. Bu yönüyle dünyanın parlayan yıldızı olarak değerlendirilen Güney Kore, kadın haklarında, istihdamında, kadının çalışma koşullarında Türkiye ile birlikte sınıfta kaldı. Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) verilerine göre de kadınların istihdama katılma oranı yüzde 27.26 düzeyinde. Başka bir ifadeyle çalışma yaşındaki 29.5 milyon kadından sadece 8.1 milyonu çalışabiliyor. Eğer “Kadının yeri evi. Otursun çocuklarına baksın, evin işini gücünü yapsın” derseniz, bu zihniyet giderek toplumda kabul görür, bunun sonucu az sayıda kadın kendine iş bulabilir, başkasına ihtiyaç duymadan alın teri ile parasını kazanabilir. Kadına şiddete de, istihdamın az olmasında da, çalışma koşullarının kötü olmasında da en önemli faktör toplumun kadına biçtiği roller. Eğer eli öpülesi, çileli, emektar kadınlara, “evde çocuk bakan, temizlik ve yemek yapan” önyargısıyla bakılırsa, daha çok kadın öldürülür, daha çok kadın dayaktan geçirilir, daha çok kadın gün yüzü görmeden evlere hapis olur, ya da tarlalarda kızgın güneşin altında çapa sallar. Atatürk’ün sağladığı haklara karşın, bir milim yol alamayan, aksine gerileyen, tacize uğrayan kadınlarımızın, dolayısıyla Türkiye’nin bu kötü tablodan kurtulması için öncelikle toplumun kadına bakış açısı değişmeli. Bununla birlikte daha katı kuralları bünyesinde barındıran yasalara, mevzuatlara ihtiyaç var. Yoksa daha çok kadın haklarını masaya yatırır, cinayetleri, tacizi, şiddetini konuşur, ileriye yönelik bir adım atamayız. Anlayacağınız Türkiye’de kadın olmak zor. Rahmetli Duygu Asena’nın kitabı gibi “Kadının Adı Yok”. yazan: Şükrü KARAMAN |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |
Yazarın diğer yazıları |
Piyasayı da Vurdu - 03/10/2017 |
Piyasayı da Vurdu |
Fındıkçı Kan Ağlıyor - 14/09/2017 |
Fındıkçı Kan Ağlıyor |
Fındıkta Yine mi Hüsran? - 15/08/2017 |
Fındıkta Yine mi Hüsran? |
Çavuşlu Boğuluyor - 04/08/2017 |
Çavuşlu Boğuluyor |
Fındığa Cenaze Namazı - 25/07/2017 |
Fındığa Cenaze Namazı |
ÇAVUŞLU'YU BEKLEYEN TEHLİKE! - 19/06/2017 |
ÇAVUŞLU'YU BEKLEYEN TEHLİKE! |
ÇAVUŞLU ÇÖPLÜĞE YENİLDİ... - 12/05/2017 |
ÇAVUŞLU ÇÖPLÜĞE YENİLDİ... |
Deniz Alarm Veriyor - 15/04/2017 |
Deniz Alarm Veriyor |
Fındık Yerlerde Sürünüyor - 03/03/2017 |
Fındık Yerlerde Sürünüyor |
Devamı |