Nüfusumuzun çoğu Adalet ve Kalkınma Partisi İktidarı ile ülkemizde her şeyin mükemmel olduğuna inandırıldığı gibi dışarıda da sürekli itibarımız olduğu söyleniyor. Gerçekten durum böylemidir?

 10 Ağustos ta kaçırılan pilotlarımız dan  haber  yok.Eğer söylendiği gibi dış politikada güçlü olsa idik  kaçırılan pilotlarımız şimdi evlerinde olurlardı.

 15 Şubat 1999 da bebek katili Kenya’ da yakalanıp Türkiye’ye getirildiğini hatırlıyoruz. Kenya’da yakalana kadar hiçbir devlet duruşumuzdan dolayı bölücü başını kabul edememişlerdir.

 Kim ne derse desin Apo Türkiye’ye o şekilde ve ya bu şekilde getirildi.

 Yıl 2013 İki Türk pilotumuz Lübnan da kaçırıldı ve halan bir ses seda yok eğer Türkiye yalnız bırakılmasa idi pilotlarımız dostumuz(!) Süper güçler tarafından getirtilebilirdi kaldı ki Lübnan’ın o bölgesi gidilmesi yasak bölge ilan edildi.

 Cumhuriyet Hükümetlerimizden hiç biri Ortadoğu’ya ve Arap Ülkelerine hep yüzlerini dönmüşlerdi. Bu neden ise bu coğrafyanın henüz devlet olgusunu oluşturamaması olabilir. İsimleri devlet ama yönetimleri aşiret. Devlet devletle muhatap olmalı, Sayın Başbakan şu anda Irak’ta devletle mi yoksa aşiretle mi muhatap oluyor sorusu aklımıza gelebilir.

 Sayın Başbakan’ın bu durumu ise ülkemizin ve devletimizin itibarını ciddi anlamda zedeler olmuştur. Üstümüzde ateşten gömlek,  kucağımızda kor.

 TESEV in raporuna göre iki yıl öncesine kadar AK Parti iktidarının Müslüman ülkelerine karşı dostça davrandığını düşünenlerin oranı ise % 70’i buluyordu Ama soru Türkiye’nin Suriye krizine verdiği tepkiye gelince destek % 52’ye düşüyor. Arap Baharı dendiğinde ise destek % 42’ye kadar iniyor.

 TESEV in aynı raporuna göre bu güven son aylarda %5 -9 oranında düşüyor.

 Ekonomik yönden ise durum hiç iç açıcı değil. Şöyle ki; bu yılın ilk yedi ayında Türkiye'nin Orta Doğu ve Kafkaslara ihracatı %13 oranında düştü.

 Sayın Başbakanın Ortadoğu’da lider olacağız dediğin de Ortadoğu’da Dünyanın ciddiye aldığı iki devlet var idi Biri biz diğeri İran idi. İran’ın geldiği durum malum gerçek bir süper güç olma kararlılıklarını sürdürdüler ve geçen akşam saatlerinde, ABD Başkanı Obama ile İran Cumhurbaşkanı Ruhani,  1979 yılından bu yana ilk kez 27 Eylül 2013 de telefonda görüştü. Böylece ABD ile İran arasında 34 yıl aradan sonra ilk kez devlet başkanları düzeyinde görüşme gerçekleşmiş oldu.

Bu görüşme ABD Başkanının tehdit ettiği bir ülke Cumhurbaşkanı ile yaptığı görüşme,

 Bakınız bu süreçte Türkiye de yalnızlık girdabına itildi ve yalnızlıktan kurtulmak için Suriye’ye askeri müdahalede  "egemen güçler koalisyonuna katılmaya" can atar hale getirildi. Bu durum, Türkiye'nin kara harekâtında kullanılmasını kolaylaştıracaktı. Fakat hesap tutmadı Suriye’ye askeri hareket düşünen devletler geri adım attılar. Alaycı bir tuzağa düşürüldük, taşeronluğumuz bile kabul görmedi.

Financial Times gazetesinde son makalesini kaleme alan Daniel Dombey, Arap dünyasındaki çalkantılar başta olmak üzere ve Avrupa’nın kendi içine kapanması yüzünden Türkiye'nin belirsizlik içinde kaldığını yazıyor.

Yoksa ülke olarak halı altınımı süpürüldük!

NOT: Sitemizde yayınlanan köşe yazılarından yazarların kendileri ve yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşleridir. Yorumu ekleyen kişi kimliğini gizlemesi durumunda yapılan yorumlar onaylanmamaktadır. Köşe yazılarından ve yazılan yorumlardan www.cavuslu.org  Çavuşlu  Haber hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.