Ordu ile birleşelim mi-birleşmeyelim mi süreci Ordu’nun gurbetçi hemşehrilerinden 29 bin ikamet transferi ile sonlandı.

      Pazartesi günü itibarı ile adrese dayalı nüfus tespitinde 770 .000’i aştığı anlaşıldı.

      Bilindiği üzere büyükşehir statüsü kazanabilmek için ikamet eden nüfusun 750 bin ve üzeri olması gerekiyordu.

      Aslen Alucralı olan  AK Parti Ordu Milletvekili Fatih Han Ünal, Başbakan Erdoğan ile bugün bir görüşme yaptıklarını ve Ordu'nun il nüfusunun 770 bini geçtiğini hatırlattıklarını belirterek, "Başbakanımızdan talimatı aldık, tasarı hazırlıyoruz. Şimdiden büyükşehir, Ordumuza hayırlı olsun" dedi.

      AK Parti’li milletvekillerimiz tarafından gündeme zamansız ve biçimsiz olarak getirilen "Ordu ile birleşelim" girişimi illiyet eksikliğinden büyük tepkilere neden olmuştu.

      Ortadoğunun yiğidinin, “CHP’li misiniz de kasaba politikası yapıyorsunuz”çıkışı ile gündemden düşen birleşme, Ordu’nun nüfus eksikliğini gidermesi ile düşüş sırasında geçirdiği beyin kanamasından kurtulamayarak hayatını kaybetti.

      Birleşme fikrinin ölmesinden sonra Giresunluluk bilinci daha da önem kazanmıştır.

      Birleşme fikri her ne kadar şiddetli tepki ile karşılansa da esas itibarı ile bu fikir illiyet açısından tartışılabilseydi halkımızın bakışı değişebilirdi; Giresun kazanabilirdi!

      Nedensellik, yani birleşme bize ne kazandıracaktı?

      Kaybımız ne olabilirdi?

      Bu soruları tartışabilmeliydik..

      Ordu-Giresun birleşmesi fikri, esasında Ordu’nun Giresun’la birleşmesini doğuracaktı. Çünkü büyükşehir olmaya onların değil, Giresun’un ihtiyacı vardı.

      Orduluların şiddetle karşı çıkması gerekirken tam tersi oldu, kazançlı çıkacak Giresunlu ayağa kalktı!

      Giresun büyükşehir olacaktı.

      "Ordu, Giresun’a bağlanacak" diye politik yaklaşım yapılsaydı keşke.

      Hemşerilerinle istişare etmezsen, seçmeninle istişare etmezsen, teşkilat arkadaşlarınla istişare etmezsen bir çuval inciri kerme edersiniz işte.

      Sevenlerinizi adam yerine koymazsanız çırağın 40 günde yaptığını usta bir çekiçte kırar işte.

      Büyük Usta’nın karşısındakilerin yerinde  olmak istemezdim.

      Burası CHP’mi de kasaba politikası yapıyorsunuz!

      Dili sararmışlarla istişare etmekten vazgeçin!

      Halkın içine giremeyenlerle politika üretmekten vazgeçin!

      İnsanları seçmen olarak dahi görmeyip müşteri mantığı ile yaklaşan hariciyecilerle birlikte hareket etmekten vazgeçin!

      Giresun için tek bir tane bile beyin hücresi zedeleyemeyen zevatları yanınızdan uzaklaştırın ki bunlar, AK Parti misyonunu Giresun’da paspas ediyor.

      Emin olun, onların gitmesiyle bu partinin seçmen sayısında patlama yaşanır.

      Ve şüpheniz olmasın ki Giresun da kazanır, AK Parti de…

      Adamların Giresun sevdası olmadığı gibi, AK Parti sevdası da yok!

      Varlıkları ile milletvekillerimiz prestij kaybediyor.

      Neden görmüyorsunuz?

“Onlar sağırdır duymazlar, kördür görmezler…” durumuna düşülmesin maazallah.

      Giresun, partiniz ve kendi siyasi istikbaliniz için seçmenlerinize biraz kulak verin.

      Bazıları yanınızda diye sizden gün be gün uzaklaşanları görün.

      Uzaklaşma şahıstan başlar ve partiden uzaklaşmaya döner.

      Biliyorum ki Giresun’a hizmet etmek için çabalıyorsunuz ama gün be gün yanlızlaşıyorsunuz.

      Sizin tüzel kişiliğiniz daha önemlidir ama siz bunun hakkını veremiyorsunuz.

      Temsil ettiğiniz kurum negatif etkileniyor benden söylemesi.