İlkay Türkmendağ AYDIN
ilkaay-73@hotmail.com
MAZİDEN KALMA ANILAR
13/02/2013
Hangimiz çocukluğumuzu düşünmeyiz? Yaşanmış yıllarımıza, mazimize dönüp bakmayız ve her bakışımızda derin bir aahh çekmeyiz? Zamanın hainliğine ,yılların yorgunluğuna, hayatın zorluğuna rağmen; o anılar ne kadar saf ve masumlar… Babamı kaybetmenin acısı ve burukluğu ile ortaokula başlamıştım. Canım annem beş çocuğuna bakabilmek için insanüstü çaba sarfediyordu. Annemin bu yoğun temposuna bizim küçük bedenlerimiz çoğu zaman yetişemiyordu. Ama o anneydi ve bizim bütün ihtiyaçlarımızı giderebilmek için yorulmamalı, hasta olmamalı ve koşuşturmalıydı. Annelik duygusuydu bu. Okula gitmeden gücümüzün yettiğince anneme işlerinde yardımcı olur, kahvaltımızı yaptıktan sonra okul yoluna koyulurduk. Yağmur, kar, güneş fark etmez okula mutlaka gidilirdi. Servis ayaklardı o zamanlar. Annem peşimizden hep aynı şeyleri söylerdi. Karnınızı doyurun. Ekmek teknesi peşiniz sıra gelmez. Elin uşağıyla kavga etmeyin, sizi çangala katarım… Annem söylerdi ama biz dinlermiydik orası ayrı bir mevzu! Haftasonları benim için daha farklı oluyordu. En nefret ettiğim şeydi çamaşır yıkamak. Ama mecburdum. Çünkü evin büyük kızıydım. Kışın o soğukta çamaşır yıkamak ne zor işti Allahım. Ve annem pancar toplar haşlardı. Sarma sarılacaktır. Küçük iki göz odalıydı evimiz. Küçük olmasına rağmen biz o evi çok severdik. Guzinemiz vardı ve odayı sıcacık yapardı. Sobanın ve guzinenin bir eve kattığı sadece sıcaklık değil, huzur ve mutlulukta katar. Yada ben hep öyle düşünmüşümdür… Cumartesi akşamları siyah beyaz televizyonumuzun karşısında, yanan guzinenin çıkardığı o ahenkli sesle annemle sarma sarmaya başlardık. Hatırlayanlar muhakkak ki vardır, cumartesi akşamlarının vazgeçilmezi o siyah beyaz Yeşilçam filimleri. Bu gün gibi hatıramda o akşam ki filmde. Hülya Koçyiğit ve Ediz Hun oynuyordu filimde. Öyle acıklıydı ki sahneler ağlamaktan mahvoluyordum artık. Bu arada sarmalarda sarılıp pişmesi için ocağa atılıyordu. Guzinenin üzerinde sarma pişerken kaynayan su übrüğü de çayı demlememiz de baş yardımcımızdı. Biz filmi izlerken sarmalar pişmiş çayda demlenmişti. Annem hepimizi sofraya topladı. Yediğimiz o sarmanın tadı hala damağımdadır. Anneme soruyorum çoğu zaman. Neden eski yaptıklarımızın tadı neşesi yok artık diye? Bana verdiği cevap belki her şeyi net olarak gösteriyor: ESKİDEN ALINTERİ DÖKEREK, YARDIMLAŞARAK, PAYLAŞILARAK YAPILIRDI İŞLER. YA ŞİMDİ???
NOT: Sitemizde yayınlanan köşe yazılarından yazarların kendileri ve yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşleridir. Yorumu ekleyen kişi kimliğini gizlemesi durumunda yapılan yorumlar onaylanmamaktadır. Köşe yazılarından ve yazılan yorumlardan www.cavuslu.org Çavuşlu Haber hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
|
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |
Yazarın diğer yazıları |
MAZİDEN KALMA ANILAR 2 - 18/03/2014 |
MAZİDEN KALMA ANILAR 2 |
KIZLAR BABASINI ÇOK SEVERLER - 09/12/2013 |
KIZLAR BABASINI ÇOK SEVERLER |
GÜVEN KOKMAK - 23/07/2013 |
GÜVEN KOKMAK |
ACIDIR AYRILIKLAR - 03/05/2013 |
ACIDIR AYRILIKLAR |
CENNET ÇAVUŞLUMUZA DOKUNMAYIN!!! - 03/02/2013 |
OY ÇAVUŞLUM ,ÇAVUŞLUM EKMEK DİYARISIN ÇÖPLÜK MÜ OLACAKSIN!!! |