Bilindiği üzere yerel seçimler yaklaştıkça Görele’de siyaset meydanı iyice kızışmaya başladı.

     Gazetelerde AK Parti ve CHP savaşına sıkça rastlarken, yerelde de durum farksız değil.

     Görele’nin ismini siyaset yaparak lekelediklerinin farkında olmayan siyasi parti temsilcileri söz düellolarına devam ederek, yapılan ve yapılacak hizmetlere ket vuruyorlar.

     Görele’nin geleceğinin ipotek altına alındığını iddia eden Görele CHP İlçe Başkanı Fikri Bilge, Görele Belediyesinin borç batağında olduğunu, yapılacak birçok hizmetlerde de bu borçların yükseleceğini savundu.

     Seçim’in daha adı çıkar çıkmaz, çirkin siyaset anlayışı ile hareket eden tüm kesimleri hayretle izlediğini ifade eden Görele Belediye Başkanı Ertuğrul Melikoğlu ise, Son zamanlarda çıkan birçok haberin meyve veren ağacın taşlanması deyimiyle eş değer olduğunu belirterek, Bilge’ye adeta ateş püskürdü.

     Parti partizanları ise, bırakın çöp konteynerlerinin yanındaki çöpleri yok kenarsında kanlar içinde yatan bir kediyi bile çekerek, siyasi rant elde etmekten çekinmiyorlar.

     Balkonlardan yerlere çöp poşetlerinin savrulduğu bir ilçede birlik ve beraberlikten bahsetmek saçma olurdu demi.

     Ne yazık ki birlik ve beraberliğin olmadığı, siyasetin çirkefleştiği ve çöp poşetlerinin düşüncesizce apartman balkonlarından yerlere savrulduğu bir ilçede yaşıyoruz.

     Yazılarımın birçoğunda ifade ettiğim gibi bir yerde birlik ve beraberlik sağlanamadığı takdirde o yörenin gelişmesini, kalkınmasını beklemek hiç doğalcı çözüm değildir.

     Yazımı Hatay sorununda Mustafa Kemal Atatürk’ten bir kesit sunarak son vermek istiyorum.

Atatürk sofrasına çağırdığı Fransız Fevkalade komiserine içini dökerek, “Hatay işi benim kişisel davamdır. Beni üzüyorsunuz. Korkarım ki beni meseleyi başka türlü halletmek zorunda bırakacaksınız”

     Atatürk’ün ‘Beni Üzüyorsunuz’ sözü salona yansır yansımaz arka sıralarda bulunan genç ayağa kalkarak;

     “Atatürk! Üzülme arkanda biz varız” diye bağırdı.

     Atatürk birden başını sesin geldiği yöne doğru çevirdi. Kaşları kalkmış, ürkünç bir çehre almıştı. Salon birden derin bir sessizliğe gömüldü. Herkes Atatürk’ün gence sinirlendiğini sanıyordu. Oysa tam bu sırada gözlerini gence diken Atatürk, gencin sözüne karşılık olarak:

     “Biliyorum çocuğum onu bildiğim için böyle konuşuyorum” diye karşılık verdi.

     Her zaman, her ahvalde, her ne sebep olursa olsun hep birlikte olmak. Birlikte yapılan her şeyin başarıya giden bir yol olduğunu hatırlamak, hiç unutulmamak dileğiyle.

 NOT: Sitemizde yayınlanan köşe yazılarından yazarların kendileri ve yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşleridir. Yorumu ekleyen kişi kimliğini gizlemesi durumunda yapılan yorumlar onaylanmamaktadır. Köşe yazılarından ve yazılan yorumlardan www.cavuslu.org  Çavuşlu  Haber hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.