Ayhan EYİKOÇAK
ay-han@superonline.com
KURALLAR
04/08/2012 Beyni sınırlayan on faktörün dördüncüsünün 'kurallar' olduğu iddia ediliyor. Her söylem ve iddiayı sorgulamadan kabul etmek gerekmese de, üzerinde düşünüldüğünde akla yatkın görünüyor. İnsanlar yaşamlarını bir robotunki gibi kurgular ve kurallar üzerine oturtur ise, bir süre sonra insiyatif denen olgu insan yaşamından uzaklaşır herhalde. Seminerde, önce konuşucu konuşsun, en sonunda sorularımızı soralım önerisi ters geliyor insana. Biraz izlediğinizde bu şartlarda, tanık olunuyor uyuyanlara. Biri sağa, biri sola düşen, kimi öne kimi arkaya yatmış kafalar..... her ne kadar kalem defter olsa da, notlar alınsa da, işin heyecanı kalmıyor sonlara. Gelin biz, bize sunulan kurallara körü körüne uymayalım demek gerekiyor. Kuralın gerektiği durumda evet, ancak sakınca yaratmayacak durumlarda insiyatif kullanmak, şartlara uygun çözümler bulmak bizi geliştiriyor olmak gerek. Batıda nasılda duruyorlarmış trafik işığında, kimsenin olmadığı dağ başında. Övünülerek anlatılan bu durum gerçekte, insanların ne derece robotlaştıklarının bir göstergesi aslında. Trafikte en çok da ışıksız kavşakları sevmek gerek. İnsanları, buldukları çözümleri, yarattıkları sorunları izlemek keyiflidir. En doğruyu kendiliğinden bulduklarında insan olacaklar diye düşünmek ve bir gün insanların birbirine yol vermek yarışına gireceklerini hayal etmek de.... Kurallar, yasalar, kanunlar her durumda geçerli olamazlar.Hazırlanırken tüm olasılıkların düşünülebilirliği olası mıdır? Kurallar içinde boğulmuş sözde gelişmiş ülkeler, kuralların yarattığı tek düzelikten ve doğal olandan uzaklaşmaktan sıkıntı duymaktalar. Neydi o öyle diyor beyaz saçlı kadın.' İtalya'dan mıydı neydi... ruhlarını kaybetmiş gibilerdi görüntülerde.... gelişmişlik bu ise ben istemeeem.....' diye ekliyor. Bu söylem bir İtalyan kadının söylemini çağrıştırıyor geçmişten. ''Ben İstanbul'un çöpünü bile seviyorum.'' Birbaşka masalsı yerden bahsederken de aynı eleştiriyi ekliyor anlatan batıdan. 'Makette yaşar gibiydik gerçekte değil' İngiltere'deki tertemiz düzenli sokaklar, evler, parklar....doğaya aykırı olacak kadar abartılı...... maket gibi. İlk anda hoş gibi gelen görüntüler kurallardan boğulmuşlar. Hiç rüzgar esmez mi, bir yaprak uçmaz mı yollara.... Otobüs üç dakika önce ya da geç gelmez mi?...yok ...yok... Otobüsü kaçırdım ya da yakaladım heyecanı yok, sizi bekleyen otobüs şoförüne minnet duyacak ortam yok, tehlike yok, risk yok,heyecan yok, sevinç yok, kurtulmak yok, yol sormak yok, kaybolmak yok, yolu kendi kendine bulmak yok, sevinç yok........ooooof ne sıkıcı..... görev var, kural var, ceza var. Oysa bizde nereyi gösterdiği belli olmayan yol tabelaları, uyanık tutar sizi, sezgileriniz devreye girer, beynin farklı kısımları çalışır, heyecan başlar, yanlış yöndeyseniz, yeni bir bilmece bulmaca çıkar karşınıza, farklı yoldan varırsınız hedef noktaya..... yaşamın bize verdikleri tüm yeteneklerimizi kullanmak fırsatıdır bu bir bakıma. Günler öncesinden annesini arayan , ziyaret için randevu alan çocuklar tuhaf geliyor anlatıldığında batıda. Uygarlık adına yapılan müdahaleler, doğa ve insanda yapaylığın öne çıkışına neden olduğunda, İngilterenin bahçelerindeki kuğu biçimine dönmüş ağaçlara benzemekteler. Doğa bile kurallarını şartlara göre değiştirir. Örnek almak gerek ondan. Batının değerlerinden biri olarak sunulan ''Hukuk'un üstünlüğü'' söylemleri ürkütüyor insanı......Kurallar ve cezaların ağırlığı altında yaşamak, yaşamak olmasa gerek. İnsan şaşıyor hemen her konuda söylenmiş bir sözü olduğuna, ve doğruluğuna Atatürk'ün. 'Öyle zamanlar vardır ki yasalar geçerliliğini kaybeder' sözü de anlatır aynı gerçekleri..... Nutuk'da. Ayhan Eyikoçak Sitemizde yayınlanan köşe yazılarından yazarların kendileri ve yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşleridir. Yorumu ekleyen kişi kimliğini gizlemesi durumunda yapılan yorumlar onaylanmamaktadır. Köşe yazılarından ve yazılan yorumlardan www.cavuslu.org hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz. |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |
Yazarın diğer yazıları |
MEĞER TÜRKÇE - 28/12/2015 |
MEĞER TÜRKÇE |
MEĞER - 27/11/2015 |
MEĞER |
BAŞARININ SIRRI - 19/10/2015 |
BAŞARININ SIRRI |
DEV FIRILDAK - 15/07/2015 |
DEV FIRILDAK |
DUR- DUR - 21/05/2015 |
DUR- DUR |
PİNA - 11/01/2015 |
PİNA |
TÜRK'DEN ÜRK - 17/08/2014 |
TÜRK'DEN ÜRK |
EŞSİZLİK - 07/08/2014 |
EŞSİZLİK |
KÖTÜNÜN İYİSİ - 31/07/2014 |
KÖTÜNÜN İYİSİ |
Devamı |