İlk önce dikkatlerinizi, üzerinde düşünülmesi gereken önemli bir noktaya çekmek istiyorum; içinde ‘’VARLIĞIM TÜRK VARLIĞINA ARMAĞAN OLSUN’’ veciz cümlesinin geçtiği ‘’Andımız’’ın okullarımızda okutulmasına, ‘’NE MUTLU TÜRK’ÜM DİYENE’’ sözüne, Kelime-i Tevhit ve Ezan-ı Muhammediye’de geçen ve de Türk milletinin 1000 yıldır uğruna nice evlatlarını şehit-gazi verdiği sevgilisi Hz. Muhammed’in mübarek ismini silmeye çalışanların ve TÜRK KİMLİĞİNİN yapılacak olan yeni anayasadan çıkartılması için televizyonlarının ekranlarından talimatlar yağdıranların, bu TÜRKÇE SEVDASININ altında yatan çapanoğlu acaba ne ola ki?

Şehitlik, gazilik gibi manevi kavramlara itibar etmemelerinin bir sonucu olarak; bu iki kavramı hayatlarının gayesi bilenlerin, gaza meydanlarında akıttıkları şahadet kanlarıyla mübarek kıldıkları toprakların adı olan VATAN KAVRAMINA asla değer vermeyenler tarafından tertip edilen ‘’Türkçe Olimpiyatları’’;  MASKELİ BALODAN! İbaret bir göz boyama girişimi olup ve bir gövde gösterisinden başka bir şey değildir…

Olimpiyat kelimesi kullanılmakla; henüz daha işin başında, olimpiyatın yerine kullanılabilecek onlarca Türkçe kelimenin üzerlerine kezzap dökülerek katledilmiştir!

OLİMPİYAT; Türk milletine yabancılığı kadar da iğrenç karşılığı olan Yunanca bir kelimedir.

OLİMPİYAT; Eski devirlerde Yunanistan’da TANRI ZEUS onuruna yapılan iğrenç ve sapık yarışmalara verilen isimdir. Hatta bu yarışmalarda bütün şehir halkı meydanlarda toplanıp çırılçıplak vaziyette gözler önünde çiftleşirlermiş!  

Ruhunu ve benliğini Vatikan’ın emrine amade kılmalarının sonucunda, İslâm inancını, şahsiyet ve kişiliğini yitirmiş kişi ve zümreler; toprağın şehit kanlarıyla yoğrula yoğrula kutsileşmesi şeklinde ifadesini bulan vatan mefhumuna asla inanmazlar. Vatanı; ‘’seccademizi serebildiğimiz her yer bize vatandır’’ şeklinde ifade ederler!

 
Vatanı, kişiye has olan dar bir çerçevede düşünüp, sadece seccade serilebilecek bir yerden ibaret görerek, millet fikrine itibar etmeyenlerin tertip etmiş oldukları ‘’TÜRKÇE OLİMPİYATLARI’’nda ki samimiyet derecelerinin sorgulanması gerekmez mi?

Hem artık bu gibiler, kilisede (Hz. Muhammed’siz Ezan) okuyarak, o seccadeyi kiliseye de serebildiklerine göre, vatandan kasıtlarının kilise olduğunu açık ve net bir şekilde ortaya koymuş olmadılar mı?

Türk milletini ve Türk’ün vatan kavramını ret ederek, vatanı bir seccade serimlik yer olarak kabullenenlerin; Türk Milleti / Türk Dili / Türk Kültürü / Türk Tarihi ve Türk Devletinin bekası gibi bir meselelerinin olabileceğine inanmak akıl ve idrak fukaralığından öte bir şey olmasa gerek!

O zaman akla gelen ilk soru; ‘’Türk’e has ve Türk’ü var eden değerleri yok sayıp, fırsatını buldukça alaya alabilenlerin, Türkçe’nin yaşaması, yaşatılması ve diğer milletlere öğretilmesi gibi bir iddiaları olabilir mi ki?’’

Asla olamayacağına göre bu takdirde; Türkçe sevdalısıymış gibi görünerek tertip etmiş oldukları ‘’TÜRKÇE OLİMPİYATLARININ’’ altında yatan gizli maksatları nelerdir diye sormak en tabii hakkımızdır.

Bu olimpiyatlarla Türk milletinin gözü boyanmakta, aldatılmakta ve de yurt dışındaki açmış oldukları okulların sinsi maksatları ve asıl kimlere hizmet verdikleri saklanarak, milletimizin gözünden kaçırılmaya çalışılmaktadır.

Bu olimpiyatların aslında; bir iki basit numaradan başkaca bir mahareti olmayan gezginci sihirbazların, kurmuş oldukları iğreti çadırlara ücret mukabili topladıkları kasaba halkının gösterimine sunduğu göz yanılmasından ibaret sihir gösterilerinden en küçükte olsun bir farkı yoktur. 

Açmış olduğun okulların eğitim dili İngilizce olacak, Türkçe ise haftada seçmeli olarak sadece bir-iki saat okutulacak ve sonra kalkıp ‘’bakın biz Türkçe eğitim yapıyoruz, işte de Türkçe Olimpiyatları’’ diyerek rol kesip, milletimizi yanıltacaksınız.

Sizin tertip etmiş olduğunuz bu Türkçe Olimpiyatları’nın ismi, olsa olsa ‘’MASKELİ BALO’’ olmalıdır!

Yüzlerdeki ‘’Türk Dili maskesi düşerse’’ altından gerçeği olan ABD ve VATİKAN çehresi sırıtacaktır!

Hem sizin yurt dışında açmış olduğunuz bu okullarda ‘’ TÜRKÇE SEÇMELİ DERS OLUP, İSTEYEN ALMIYOR MU, İNGİLİZCE MECBURİ İKEN TÜRKÇE SEÇMELİ DERS DEĞİLMİ Kİ?’’

Ülkemize Türkçe Olimpiyatları için gelen çocukların, Türkçe iki şarkı-türkü söylemeleri büyük bir marifetmiş gibi takdim edilerek; milletimizin sevgisi-ilgisi ve desteği kazanılmak isteniyor. İki Türkçe şarkı ezberletilen çocukların çoğu, Madonna-Maykıl gibi sapkınların kim bilir kaç şarkısını ezberlemiş vaziyettedirler.

Madonna ve Maykıl’dan ezber ettikleri onlarca İngilizce şarkıyı bu masum çocuklara, yarın ülkelerini işgale gelen ABD askerlerini karşılama merasimlerinde, hoşgörü nağmeleri olarak mı söylettirecek siniz?  

İnsan kelimelerle düşünür, hayal kurar, fikir üretir ve bunların etkisiyle bir şahsiyet kazanır, kimlik ve kişilik sahibi olur. Bu kelimeler İngilizce ise ki bu senin okullarında İngilizcedir, o zaman sen; ABD’ye hizmet ediyorsun demektir ve bu halinin başkaca bir izah şekli de olamaz!

Zira, İngilizce eğitim verdiğin o çocukların beyinlerinde ve gönüllerinde, o dilin sahibine karşı mutlak bir ilgi, alâka, sevgi, muhabbet ve bir sıcaklık peyda olur ve yarın kendi ülkesini işgal ederek, anasının-bacısının ırzına kadar her şeyi kirletecek olması pek muhtemel olan ABD’ye karşı iyimser duygular besler ve onlara çok hoooooş bakar-çooook hoooooş görür!

Bu okullarında, eğitim dili olan İngilizce ile ABD / BATI’NIN HIRİSTİYAN KÜLTÜRÜNÜ, Türk ve İslâm dünyasının zavallı-sahipsiz çocuklarının körpecik-bakir beyinlerine şırınga ediyorsun ve bu sayede onların, İngilizce düşünmelerini, İngilizce hayal kurmalarını sağlıyor ve dahası bu çocukları küresel eşkıya ABD adına zihnen işgal ediyor ve ilerideki muhtemel fiili ABD işgalinin zeminini hazırlıyorsun demektir…

Afganistan ve Irak işgalleri sırasında ortaya çıkan durum göstermiştir ki zihnen işgal edilemeyen ülkelerin fiili işgalleri çok çetindir ve işgaller gerçekleşse bile kalıcı olamıyor.

Zihinler işgal edilmeden bir ülkeye girmenin asla mümkün olamayacağı içindir ki senin için; Küresel eşkıya ABD nin, sömürgeleştirmek istediği Türk ve İslâm coğrafyasına girdiğinde, fazla bir zorlukla karşılaşmaması için, şimdiden bu okullar sayesinde körpecik beyinleri işgal etmek için görevlendirilmişsin iddiasında bulunulsa acaba yalan mı olur?.

Ve senin yurt dışı okullarının hemen hepsi; ABD NİN STRATEJİK ÜSSÜ KONUMUNDA OLUP, ABD İLERİ UÇ KARAKOLLARI VAZİFESİNİ ÜSTLENMİŞ BİR KEŞİF KOLUNDAN BAŞKA BİR ŞEY DEĞİLDİR demek acaba iftira mı olur?.

Sıkça yazılıp söylenildiği gibi; ‘’BU OKULLARIN HER BİRİ, TÜRK BAYRAĞI ASILI BİRER AMERİKAN KOLLEJİDİR’’ demek canınızı ne kadar sıkar?

Şayet bu böyle olmamış olsaydı; 11 Eylül de ABD de İkiz Kuleler vurulduğunda ‘’YENİ BİR HAÇLI SEFERİ BAŞLATTIK’’ diyerek ilk iş olarak Afganistan ve Irak’a saldıran W.Bush’un Başkanı olduğu ABD, birçoklarının iddia ettikleri gibi; sana oturma izni vererek, seni bu faaliyetlerinde destekler miydi?

Bunların yurtiçi ve yurtdışında faaliyet gösteren okullarında körpecik Müslüman çocukların beyinlerine yerleştirilmeye çalışılan İslâm anlayışı, Ehl-i Sünnetin ve Sahabe’nin yaşadığı İslâm’ın tamamen zıddı olup, bunların İslâm anlayışlarına göre; dinler bir bütündür ve Müntehine Sûresi Ayet-10 da Allah’ın yasak kıldığı ‘’MÜSLÜMAN BİR KADIN, GAYR-I MÜSLİM BİRİYLE EVLENEMEZ’’ hükmü geçersizdir (haşa), diğer dinlere tabi olanlar da cennete gireceklerdir, Peygamberler ayırımcıdırlar ve bu yüzden ‘’LÂ İLÂHE İLLÂLLAH, MUHAMMEDÜN RESÛLULLAH’’ şeklinde okunan Kelime-i Tevhit’in, Hz. Muhammed kısmının söylenilmesine gerek yoktur, ( sırf bunun içindir ki 31 Mart 2012 de Belçika da bir kilisede okuduklar ı ezandan, EŞHEDÜ ENNE MUHAMMEDÜR RESÛLULLAH’’ kısmını çıkartarak okudular).

Kendi açmış oldukları bu okullarda yine, küresel eşkıya ABD’nin istediği ve arzuladığı şekilde bir İslâm inancı aşılanmaya çalışılmaktadır.

ABD istek ve menfaatlerine uygun bu İslâm inancına (!) göre yetiştirilen çocuklara, ŞEHİTLİK-GAZİLİK RUHU ve TEBLİĞ-İRŞAD GİBİ VAZİFELER kastı mahsus öğretilmeyerek; işgalcilere karşı (Irak ve Mavi Marmara Gemisinde olduğu gibi) direnmeyen, aleyhlerinde iki kınayıcı kelime olsun etmeyen, onlara hoş bakıp, onların alçaklıklarını hoş gören, vatanı ve inancı için mücadeleyi yersiz ve fantezi bulan, İslâm’ı bir Hıristiyan’a tebliğ etmeyi dahi (Vatikan’dan gelen emirlerin bir gereği olarak) şerefsizlik sayan (!) ILIMLI ve UYUŞUK bir teslimiyetçi kitle yetiştirilmektedir. Bunun adını koymak gerekirse ki gerekiyor, bu PROTESTANLAŞTIRILMIŞ İSLÂM’DIR ( İslâm’ın Protestanlığa göre yorumudur)

1991 de ilân ettiği ‘’KURTARICI MİSYON’’ isimli genelgesinde Papa 2. Paul, aynen şu şekil söylüyordu;

‘’DİNLERARASI DİYALOG, KİLİSENİN BÜTÜN İNSANLARI KİLİSEYE DÖNDÜRME AMAÇLI GÖREVİNİN BİR PARÇASI OLUP, DİYALOG ÇALIŞMALARIYLA,  İNCİL’İ VE KİLİSEYİ BİLMEYANLERE BU İKİSİ ÖĞRETİLECEKTİR’’…

 Bütün bu okuduklarımızdan sonra bir defa tekrarlamak gerekirse; TÜRKÇE OLİMPİYATLARI (!) MASKELİ BİR BALODAN İBARET OLUP, TÜRKÇE BURADA, ASIL ÇEHREYİ GİZLEMEK İÇİN KULLANILAN MASUM BİR MASKEDİR, GİZLENİLMEYE ÇALIŞILAN CANAVARIN (ABD ve Vatikan) ÜZERİNE SÜRÜLEN İĞRETİ BADANADAN BAŞKA BİR ŞEY DEĞİLDİR…

Lâkin badanalar uzun sure kalıcı olmadıklarından dolayı tez silinir ve neticede; leke ve kirler tez açığa çıkarlar!!!

12 Haziran 2012

Orhan KILIÇOĞLU

NOT: Sitemizde yayınlanan köşe yazılarından yazarların kendileri ve yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşleridir. Yorumu ekleyen kişi kimliğini gizlemesi durumunda yapılan yorumlar onaylanmamaktadır. Köşe yazılarından ve yazılan yorumlardan Çavuşlu Haber  hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.