''............Benim kudretim, size olan sevgim ve sizin bana olan sevginizdir.'' dikkati çekiyor. Not kağıdına yazılıp cüzdanın en gizli cebine yerleşiyor kaybolmasın diye.

-Hissediyor musun diye soruyor yüreğe, sevgiyi ? Söyle.

-Evet diyor yürek, kesinlikle.

- Ya şimdi?

- Yüz bilmem kaç yıl önce birileri birilerini sürgüne zorlamış, yok birilerini katleşmiş, hatta soykırım uygulamışlar- gelin her yıl analım ve lanetler saçalım diyenler çoğalırken...... hesap soralım.... yüzleşelim......söylemlerinin altında yatan kin ve nefret duygusu taşarken ortalığa, saçılan tükrüklerde mi sevgi?

Dünya barışı için ortadan kalmak gereken unsurlardan birinin de '' kin'' olduğunu hatırlatır hatırdakiler yine Atatürk'den.

Yatağın başucunda duran kağıtlardan biri Gandi'nin çok anlamlı bir sözüyle uçuşurken, bir diğer söz bilgisayar ekranlarında uçuşmakta....

''Umudumu yitirdiğimde, doğruluk ve sevgi yolunun tarih boyunca, daima kazandığını hatırlarım. Zorbalar ve katiller hep vardır ve bir süre için yenilmez görünebilirler. Ama sonunda daima yenilirler. Daima...''

Bir afiş resimleyin dendiğinde neden Gandhi seçilmişti ki? Herhalde yürekdi devreye giren.

Bir kitap Murphy'nin yasalarından birinden bahsetmekte. Ülkemize nereden geldiğini bilinmeyen kirliliğin kaynağıymış meğer.

''Kaz ise kazıkla'' - yazmağa utanıyor parmaklarım.

'' Altını olan kuralı belirler''

'' Enayilerin parasını yanına bırakmak, ahlaka aykırıdır.''

...............

.............

... onlarcası ard arda devam etmekte utanç yasalarının. Kapitalist kafalara yerleştiriliyor bu yasalar, evlerde, konferanslarda, seminerlerde......

Şimdi daha iyi anlıyor insan, Amerika'yı istila edenlerin - Amerikalı demek istemem, çünkü asıl Amerikalılar yerlileri idi- bakış açıları, niyetleri, insanlıkta aldıkları görevleri........

Piskopatlar diye tanımlıyor kitabın yazan psikiyatrist. Piskopat iyileştirilebilir mi?- sorusu - hasta olduğunu kabul etmezki- diye cevaplanıyor.

Desenize insanlığın başı belada.

Bembeyaz saçları, mavi mavi boncuk gözleriyle, ferahlatıyor içimizi Mualla Teyze, '' Doğru sarsılır ama yıkılmaz kızım'' diyerek rahatlatır yürekleri.

Daha bir netleşir toplumların yerleri ve görevleri. Doğrulık ve sevgiden yana olanlar, olmayanlar.

Zıtlığın birliği yasası yine kendini ortaya koyuyor, eşitliği inkar edercesine. Eşdeğerdedir ikisi de... Ancak bir bedende zararlı bakterinin fazlalığı nasıl o bedeni yok ederse, insanlıkda da durum aynı gibi.

Varoluşun devamı için yararlı olanlar, zararlı olanları kontrol altında tutacak durumda olmalılar. Aksi takdirde zararlı olanların da yaşamak olanağı ortadan kalkar.

Bir kez daha ait olunan toplumun değerlerine bakmak gerek. Sonra da harekete geçmek.

Atatürk'ün, *

'' Büyük şeyleri yalnız büyük milletler yapar''

'' Dünya yüzünde ondan daha büyük, ondan daha eski bir yurt, ondan daha temiz bir millet yoktur. Ve bütün insanlık tarihinde görülmemiştir.''

'' Türklerin aşağı yukarı ahlakları birbirine benzer. Bu yüksek ahlak hiçbir milletin ahlakına benzemez. Ahlakın millet teşkilinde yeri çok büyüktür''

'' Türk milleti milli hissi, insani hisle yanyana düşünmekten zevk alır........................ Türk milleti insaniyet aleminin samimi bir ailesidir.

Tek dünya devleti hayali olanların dünyayı parçalamak için görevli uzmanları, kışkırtırken kürt, çerkez, laz, boşnak vatandaş ve milletdaşlarımız için;

Medeni bilgiler kitabında Atatürk'ün ifadesi;

''....Çünkü bu millet efradı da umum Türk camiası gibi, aynı ortak maziye, tarihe ahlaka, hukuka sahip bulunuyorlar'' dır..................... İşte sevgi ve birleşticilik örneği.

Atatürk, '' ....ben milletin vicdanında ve geleceğinde hissettiğim, büyük gelişme yeteneğini, bir milli sır gibi vicdanımda taşıyarak, bütün kurulunuza uygulatmak zorunda idim.''** der Nutuk'da. **

Gandhi'den uçuşan sözlerden biri daha gelir ;

'' Vazifesine duyduğu söndürülemez inanç ile tutuşmuş küçük ama önemli bir topluluk, tarihin akışını değiştirebilir''

Ayhan Eyikoçak

16.5.2012

NOT: Sitemizde yayınlanan köşe yazılarından yazarların kendileri ve yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşleridir. Yorumu ekleyen kişi kimliğini gizlemesi durumunda yapılan yorumlar onaylanmamaktadır. Köşe yazılarından ve yazılan yorumlardan Çavuşlu Haber  hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.