Necmi KAYA
necmikaya_28@hotmail.com
BENDEN DUYMUŞ OLUN
19/03/2012 Bazı gazeteciler Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün, Tunus’a yaptığı ziyarette, Yasemin Devrimi’yle Arap Baharı ateşini yakan Tunus’un ilk günden beri halk ayaklanmasının yanında olduğunu söylediğini ifade ettiler. Eğer bu cümleler doğru ise Suriye Sayın Gül’ün Tunus’u ziyaretindeki sözlerini örnek göstererek “Türkiye muhaliflere silahlı da destek veriyor” iddialarını sürekli tekrarlayacaktır. Zaten Türkiye’yi yıllardan beri karıştıran ve AKP
açılımlarının fikir babası Henri Barkey, İngiliz Daily Telepraph gazetesine
göre Türkiye’de 15 bin Suriyeli muhalif, askeri eğitim alıyormuş (!) iddiasında
bulunuyor. Öyle bir kurgu ki adım, adım sindire, sindire. Aslında beni ne Tunus ne de Suriye ilgilendirmiyor.
Yıllardır her iki halkın diktatörlerden gördüğü bu kadar zulüm karşısında
olması gerekenler de bu idi. Yani halk ayaklanmaları. Fakat sonu iyi olursa
ülkelerine demokrasi ve istikrar gelirse ne ala. Ama başka güçlerin sömürüsü
olacaklarsa ne fayda. Ama bizi her ne kadar Tunus ve Suriye
ilgilendirmese de bu iki ülke ile ilişkilerimizin resmi boyutu çok
ilgilendiriyor. Birileri de çıkıp bir gün, “siz Arap baharında halk
ayaklanmasına destek verdiğinizi resmen açıklamadınız mı? Biz de Kürt baharına
destek veriyoruz. Ne var?” derse,
Türkiye altından çıkılması zor bir girdaba girmiş olmaz mı? Cumhurbaşkanı Gül Tunus’ta bu açıklamaları
yaptıktan hemen sonra, iki önemli toplantıya dikkatinizi çekmek istiyorum. -Birincisi Aralarında BDP’li vekillerin ve Diyarbakır’da bulunan 51 sivil toplum örgüt yöneticilerinin de bulunduğu 12 saat süren “Kolektif Akılla Birlik” toplantısı. Leyla Zana’nın Kürtçe okuduğu bildiride, Türkiye’ye meydan okuma ve “en kısa zamanda Kürdistan Konferansı toplama” kararı çıktı. Ayrıca Bildiride ; “Yeni anayasanın oluşum sürecinde ortak mücadele başlattığımızı
ve 4 maddelik talebin anayasaya
işlenmesi için milyonlarca imza toplamayı hedeflediğimizi duyururuz.”denildi. Özetle Kürtlere idari ve siyasi statü talebini şart koşan bir bildiriye imza koydular! -İkincisi ise ABANT PLATFORMU Platform üyesi olan Gazeteci
Cengiz Çandar şu önerilerde bulunmuştu; "Kürt sorununun en önemli tanımı,
bir devlet sorunu olmasıdır. Kürtlerin devleti yok. 19'uncu yüzyıldan itibaren
milliyetçiliğin tarih kulvarına girdiği dönemi yaşıyoruz. Bu bölgenin otokton
halkı olan Kürtlerin yok. Kürtler bir devlete kavuşamadığı sürece Ortadoğu'da
sorun bitmez. Ya da Kürtler, bölgedeki devletlerden birinde, "Bizim
devlete ihtiyacımız yok. Biz burada kendimizi ifade ediyoruz"
diyebilmeliler. İşte bu düşünce tarzında
geçen Abant Toplantısında ANAYASANIN BAŞLANGIÇ KISMI, VATANDAŞLIK VE KİMLİKLER ayrıca ANADİLDE EĞİTİM konuları ile
ilgili alınan bazı kararlar ise PKK ve KCK yı
cesaretlendirecektir.
Yine yazımızla ilgili bir başka husus ise Diyarbakır’dan yayın yapan GÜN TV. Yaptığı yayın ve yorumlarda “'TC askerleri tarafından Kürtlerin avlanması devam ediyor”gibi cümleler sarf ediyor. Bunun üzerine Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü bir yazıyla Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK)'na başvurarak adı geçen TV hakkında suç duyurusunda bulunarak, yayıncı kuruluşa müeyyide uygulanmasını talep etmiştir. RTÜK, 01.03.2012 tarihindeki toplantısında “ Gün TV'ye yayınlarından dolayı müeyyide uygulanmaması gerektiği yönünde oy çokluğu ile karar almıştır." diye açıklama yapmıştır. Bu karara sadece RTÜK üyesi Esat Çıplak muhalefet şerhi koyarak şu açıklamayı yapmıştır. "Karar her şeyden önce RTÜK'ün kuruluş
felsefesini inkâr etmek anlamına gelmektedir. Bağımsız bir idarî otorite
olmakla birlikte, RTÜK devlet aygıtının içinde yer alan ve kamu idaresinde ifa
ettiği rol ile kamu kuruluşu niteliği taşıyan bir organizasyondur. Daha açık
bir deyişle RTÜK, söz konusu yayın kuruluşunun masum insanları ‘avlamakla’
itham ettiği devletin bir parçasıdır. RTÜK'ün bu konudaki çekingen tutumu,
parçası olduğu devlete yöneltilen bu ithamı zımnen kabul etmek anlamına
gelmektedir ki, bu aynı zamanda Türkiye'nin adım, adım nasıl bir kaosa,
kargaşaya, keşmekeşe, uçuruma götürüldüğünün de nişanesi olmaktadır." Her geçen gün aklımız karışıyor. İyi ve kötüyü ayırt edemez durumunu getiriliyoruz. |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |
Yazarın diğer yazıları |
NETEKİM ÖLDÜ - 21/05/2015 |
NETEKİM ÖLDÜ |
je suis Turc - 13/01/2015 |
je suis Turc |
ZARARDAN DÖNEN KARDADIR - 15/12/2014 |
ZARARDAN DÖNEN KARDADIR |
EMEKÇİ KADINLARIMIZ - 07/03/2014 |
EMEKÇİ KADINLARIMIZ |
İYİ BİR SİYASETÇİ NASIL OLMALI - 18/02/2014 |
İYİ BİR SİYASETÇİ NASIL OLMALI |
BEŞİNCİ İZMİR İKTİSAT KONGRESİ - 31/10/2013 |
BEŞİNCİ İZMİR İKTİSAT KONGRESİ |
YALNIZLIĞA MI İTİLDİK! - 28/09/2013 |
YALNIZLIĞA MI İTİLDİK! |
“ VARDAR OVASI” “MİCAN” VE RAKI - 15/08/2013 |
“ VARDAR OVASI” “MİCAN” VE RAKI |
8 MART VE TÜRK KADINI - 06/03/2013 |
8 MART VE TÜRK KADINI |
Devamı |