Fetih 1453 günlerdir basında ve görsel medyada büyük yer alan tanıtım parçası ile ilgi çeken ve yürekleri titreten bir yapıt.

Film   Türkiye’de yapılan en büyük bütçeli çalışma.  Anlatılan hikâye  çağ  kapayıp,  çağ açan Osmanlı Padişahı’nın İstanbul’u fetih hikâyesi oyuncular yerli ama bir Amerikan filmi havası var. Kullanılan teknoloji, figüran sayısı, kostümler, sesleme etkileyici.
 

Fetih 1453 filminde eski tarihi filmler olan Kara  Murat,  Malkaçoğlu ya da Tarkan filmlerini hatırlatan  sahneler  az da  olsa vardı. Eskiden  izlediğimiz tarihi  ve  kahramanlık filmlerinde genellikle düşmanın yaptığı talan, tecavüz ve katliamlara karşı filmin kahramanları, ta düşman sarayına kadar girer ve filmin can alıcı sahneleri sergilenirdi.

Fetih 1453 filmi çok farklı idi. Zaten ilk sahne Medine’den ve Peygamber   Efendimiz (S.A.V) ‘in "Konstantiniyye elbet bir gün fetih olunacaktır.  Onu  fetheden  kumandan ne güzel kumandan, O'nun askeri  ne güzel askerdir. “ Sözlerine vurgu yapılarak başlıyor. Zaten Kostantin’in artık fethi  gerekiyor.  O zamanki  haritaya bir  bakacak  olursak   Bizans Osmanlı’nın  vücudunun hastalıklı  bir  uzvu gibi.  Artık bu  hastalıklı  uzuv temizlenmeli  idi. Kısaca  Sultan Mehmet Peygamberimizin övgüsüne kendisini layık görüyor ve babası II. Murat’ın yarım bıraktığı işi bitirmeye   karar veriyor.  Bazı  olumsuzluklar olsa bile  yılmıyor  ve   '' Ya ben İstanbul'u alacağım, ya da İstanbul beni '' diyerek 53 gün direnen Bizans ele geçiriliyor.

Filmin bir bölümünde ümidi kırılan sultanın imdadına Hocası Akşemsettin’in yetişmesi de tarihimiz açısından çok önemliydi. Hatta filmin başlarında Eşim Fatih’ in hocası Akşemsettin’in olmadığından yakındı.(Fetih 1453’e eşim ve çocuklarımla birlikte gittim) filmin sonlarına doğru Akşemseddin de Sultan Mehmet’in yanında görülünce: (“  Kul sıkışmayınca Hızır yetişmez “) İstanbul’un     manevi   Fatihinin de  Akşemsettin   Hoca olduğunu     vurgulanmış oldu.

Fetih 1453 filminde Bizanslılara bakış Cüneyt Arkın’ın oynadığı Kara Murat filminden farklı değildi. Yani o pencereden baktığımızda 40 yılda hiçbir şey değişmemişti. Konstantin ,Justinyen  hep aynı. Fakat bir kaç şey değişmişti oda  Filmde ağırlıklı olarak dini motiflerin kullanıldığı ve savaş kazanıldığında salonda o eski alkış ve tepki yoktu. Bir başka değişende 2 saati aşkın bir süre yapımda onbeş civarında kadın gördük, ancak belki beşinin sesini duyduk. Onların sorumluluk alanları da çok farklıydı. 

Bazı eleştirmenler fazlaca armudun sapı üzümün çöpü diyorlar. Filmin eleştirilecek yönleri mutlaka vardır. Bu film bu kadar emek verilmesi açısından anlamlıdır. Fakat filmde milli ruh verecek sahneler eksik kalmıştır. Ulubatlı Hasan'la özdeşleşen ve surlara diktiği üç hilal ve mehter marşları kullanılmamıştır. Bütün bulara rağmen tek kelimeyle muhteşemdi.

Ben saat 14.30 matinesine girmiştim çıkışta  Fetih 1453 ‘e ailecek giren aile dostlarımızı görünce mutlu oldum. Bu filmi tavsiye ederim sizlerde ailenizle birlikte bu filmi kesinlikle izleyin.

Ve böylesine yürek titreten bir filmin Türkiye’den çıkmış olması da ayrı bir gurur vesilesi olmalı.