Nihayetinde ortam düğün merasimine uygun olarak başlamış seçme davul ile zurnacının çaldığı horon gaydaları ile horon alanı şenlenmeye başlamıştı . İçkici takımlarının masalarında eksik olan mezelerinin siparişlerini verirken anlaşılmayan ses tonlarına genç garsonlar ayak uyduruyordu. Davul ile zurnacının molasında devreye giren katip dayının vurduğu  horon havaları insanın kanının oynatırken  gözleri ile horon alanında sanki birini arar gibiydi.                                                                                                                             

        Çok geçmeden atma türkülerle aradığı horoncuyu bulmuştu . Bu horoncu giyimi ile ve kuşamı ile bu düğüne geldiği belliydi.Sandalye’ sinden kalkıp ağır ağır horon halkasına yöneldiğine onu en güzel yerden seyretme çabasına düştüler.Horona yavaş yavaş girip ısınma turundan sonra ayak ile başlayıp başı ile bitirdiği horonu ile misafirlerine bu işin kitabını ben yazdım edasıyla atılan mermiler bu coşkuya ortak oluyordu .

        Yapılan etkinliklerle düğün merasimi devam edip sağdıçlardan birini hazırlık içinde olduğunu gördük. Düğün olanının ortasına bırakılan ahşap yapımı, cilalanmış, beyaz örtülü , kenarı kanaviçe işlemeli damat tıraş sandalyesi yerini almıştı.  Sağdıçlar damadın her iki koluna girip sandalyeye doğru yöneldiğinde bu işlerin erbabı olan berber dayı usturasını çoktan bilemişti. Berber dayının bu işler için kolalanmış beyaz örtüsü damat adayının boğazına iliklendiğinde sağdıçların birinin sıktığı silah sesi ile tıraşın başlama işaretini verdi . 

     Hacı şakir sabunu ile damadın her iki yanağı tıraş için hazırlanırken berber dayının usturasının kesmediğini gördük. Devreye giren sağdıçlardan biri verdiği bahşişle tıraşın bitimini sağlarken damat adayının babası gelin almak  için hazırlık içindeydi.  Önden bayraklı davul zurna ekibi kemençeli atılan mermiler eşliğinde gelin adayının evinin yolunu yarılamıştık. Bizi gelin adayının eş dost ve babası tatlı ve güler yüzüyle karşıladı. 

       Yapılan kısa bir düğün merasimden sonra gelinin evine gittik. Bizi kapıda gelinin erkek kardeşi karşıladı.Sıkı bir bahşiş pazarlığından sonra damat adayının geline dışarıya çıkarken annesi eline büyük bir ekmek verdi. Gittiği evinde ekmekli olsun derken evin küçük kızı sıra bana gelsin diye sevinçliydi.  Annesi ise yaşlı gözlerle kızının peşinden ağlıyordu . Dönüş yolu bir hayli eğlenceli geçti Bizi atılan mermilerin sesleri karşılayıp düğün geç saatlere kadar sürdü. Bugün ise bu tür düğünler geride kalıp artık salon düğünleri  revaşda  olup kaybolan bir gelenek mazideki yerini almış oldu.  Ben ise ne zaman oralardan geçsem ,o günler gözümün önüne gelir ,o günleri anımsarım.  

 03.02.2012