Köpek terbiye etmek gereğinde hemen herkes bilir ki ve bir de diğerlerine tavsiyede bulunur ki o da '' sakın elinle vurma, bir sopa, gazete ya da terlik kullan'' deyişidir.

Bu terör örgütlerinin bir sopadan farkı olmadığını görmek gerek. Hatta ön safhadakilerin belki de neye hizmet ettiklerini bile bilmek olasılığı nedir ki diye de sormak gerek?

Teröre karşı saldırı tarzının tıpkı kendini dövenin sopa olduğunu düşünen köpeğin tavrından bir farkı var mı?

Köpeğin sopayı tutan ele odaklanamayışı gibi bir yanılgıdan farkı var mı?

Dar bakış açısıyla ortaya konmakta olan yaklaşım, ha bire sopayla kavga eden köpek yanılgısının sürüp gidişine yol açmakta.

Yıllardır sorunun çözüleyemeyişinin bir nedeni de bu belki.

Baş olarak tanımlanan şahısların durumlarına biraz daha derinden bakıldığında farklı şeyler görmek mümkün olacak.

''Ben kullanıldım'' diyerek kendini ifade eden bir terör örgütü başının bile, kimlerin sopası ve hangi ellerin amaçlarına hizmet etmekte olduğunu düşünmezsek, sonuca ulaşmak mümkün olamaz.

Onyıllardır süregiden bu oyunu dünyanın en büyük, en güçlü olduğu söylenen ülkeleri bile çözemiyorsa demek ki;

Ya o kadar güçlü değiller, ya da oyun bitirilmek istenmiyor. Bu durumdan kimler kazançlıdır?

Tıpkı sokak çocuklarının kavgası gibi karşılıklı tekme tokatla devam eden bu tarzın insana ve uluslara da yakışmadığını farketmek gerek.

Sorunun kaynağına giderek orada çözüm aramak ve tüm dünya uluslarını çözüme davet etmek, sorumluluk yüklemek gerek.

Sopaları değil o sopaları tutan elleri ve zihniyetleri anlamak, uyarmak, bilgilendirmek, doğruyu anlatmak, doğruya davet etmek gerek.......

Anlamamak ve kavga yolunu seçmekte ısrar edildiğinde ise tüm ülkelerle elbirliğiyle tek hamlede durdurmak gerek.

Ancak herşeyden önce, Atatürk'ün düşmanla savaşmadan önce dikkat çektiği, düşmanını ve izlediği yolu iyi tesbit etmek gereğidir.

Ayhan Eyikoçak