Necmi KAYA
necmikaya_28@hotmail.com
sinsi tuzak
25/09/2011 Türk dizilerinde ahlak bitmiş durumda görünüyor. Sabah programlarını söylemeye gerek bile yok. Çünkü ahlaksızlık diz boyu. Yaşından başından utanmadan rezil kepaze duruma düşenler ve düşürülenler. Bir de bunları reyting uğruna feda edenlerle dolu bir 24 saat geçiyor Türk kanallarının ekranlarında. Müslüman olduğunu iddia eden ve Anadolu Kültürü'ne sahip olduğunu belirten birçok yapımcı ne yazık ki bu değerleri alt üst etti. Yayınlanan dizilerin hemen, hemen tamamında örf ve adetlere uygun düşmeyen tavırlar ve tutumlar çok sıradan bir şeymiş gibi sergileniyor. İzleyici kitlesinin adeta beyni yıkanıyor. Bir adam ve iki kız kardeşli aşk üçgenleri veya tersi bir kız iki erkek kardeşli ahlaki çöküntülü yerli dizilerin vazgeçilmez teması oldu. Aldatma üzerine kurulan dizi ve diğer programlar, aile yapısına ciddi zarar veriyor. Özellikle medyanın, bu tür yayınlar yerine ahlâki değerleri ön plana çıkaran, bizim kültür genlerimizin izlerini taşıyan programlara ve dizilere ağırlık vermesi gerekiyor. Bazı programlar, aile mahremiyetini o kadar afişe ediyor ki, bu yüzden gençlerimizi yakıyoruz. Gençlerimize ahlaki bilgiler aşılamadığımız için ruhunu kaybetmiş, sadece bedenleri kalmış kişiler haline dönüştürüyoruz. Kısaca bu tür dizilerle ahlaksız toplumun temellerini atarak kendi toplumumuza silahı kendimiz çekiyoruz. Reyting savaşını sürdüren kanallar, günü kurtarmak için bir zamanlar Yeşilçam’ın açık saçık film furyalığını örnek aldılar. Bu dizilere baktığımızda izleyenler kendilerini hangi karaktere koyuyor. Aile fertleri bu dizileri izlerken kendi değerlerini bulabiliyor mu? O ailede kız veya erkek çocuk bal gibi bir karakteri bilinçaltına yerleştiriyor. Sonrası malum… Unutulmaması gereken bir hususta bu tür dizilerin toplum nezlinde alıcısının bulunduğu ve izlenilirliğinin çok fazla olmasıdır. Eğitimsizliğin, yozlaşmanın, milli ve manevi değerlerden uzaklaşmanın, küresel tüketim özentisinin kültürümüzde oluşturduğu kargaşa, yasal boşluklar ve denetleyici mekanizmanın şahsi öncelik kullanması bu olumsuzluğu içinden çıkmaz duruma getirmiştir. Bir önceki Aileden Sorumlu Bakan Selma A.Kavaf bu dizileri izledikçe iride olduğunu ancak konunun RTÜK’le ilgili olduğunu, bakanlıklarının bir şey yapamadığını belirtmişti. Kurumlar arası yetki kargaşası çelişmemeli. Öyle dahi olsa, olan Türk Toplumuna oluyor. İlgili bakanlık daha hassas olmalı. Bu tür yayınlara RTÜK’ün gerekli dikkati göstermediği ortaya çıkarken, RTÜK’ün bir an evvel elini taşın altına koyarak bilimsel bir heyet kurarak, toplumun ahlâki ve ruhi yapısını bozan dizi ve programlara vize vermemesi gerekir. İnsanın içinde var olan güzel duygular doğru modellerle ortaya çıkabilir. Eğer böyle devam ederse toplum olumsuz etkilenecek. Onların çocukları ve diğer yakınları da bu gemide batacaktır.
|
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |
Yazarın diğer yazıları |
NETEKİM ÖLDÜ - 21/05/2015 |
NETEKİM ÖLDÜ |
je suis Turc - 13/01/2015 |
je suis Turc |
ZARARDAN DÖNEN KARDADIR - 15/12/2014 |
ZARARDAN DÖNEN KARDADIR |
EMEKÇİ KADINLARIMIZ - 07/03/2014 |
EMEKÇİ KADINLARIMIZ |
İYİ BİR SİYASETÇİ NASIL OLMALI - 18/02/2014 |
İYİ BİR SİYASETÇİ NASIL OLMALI |
BEŞİNCİ İZMİR İKTİSAT KONGRESİ - 31/10/2013 |
BEŞİNCİ İZMİR İKTİSAT KONGRESİ |
YALNIZLIĞA MI İTİLDİK! - 28/09/2013 |
YALNIZLIĞA MI İTİLDİK! |
“ VARDAR OVASI” “MİCAN” VE RAKI - 15/08/2013 |
“ VARDAR OVASI” “MİCAN” VE RAKI |
8 MART VE TÜRK KADINI - 06/03/2013 |
8 MART VE TÜRK KADINI |
Devamı |