Ayhan EYİKOÇAK
ay-han@superonline.com
Kızılağaç'ın Çığlıkları
19/06/2011 ''Doğayı sevmediğimiz, ondan sadece yararlandığımız için yaşamla bağımızı yitirdik'' der Khrishnamurti. Sahip olduğu zenginlikler bakımından ülkemiz dünyanın, Muğla ülkemizin, Bodrum ise Muğla'nın önde gelen bölgelerinden biri. Doğal zenginliği yanında, binlerce yıllık geçmişin izlerini barındıran bu bölge, bir açık hava müzesi olabilecek niteliği ile değerlendirilmeği beklerken taşocakları, iş makinaları, kamyonlar sarmış ortalığı. Burası Bodrum'da kızılçamların yurdu Kızılağaç....az ilerde Alazeytin ve Çilek .... Bir yanı gökova körfezinin muhteşem koyları ve diğer bir yanı da kızılçam ormanları. Kaç çeşit bitki yaşamakta burada, kaç çeşit kuş, kaç çeşit börtü böcek ? 147 çeşit kuş türünün ve 971 çeşit bitki türünün yaşadığı bilinen bölgenin içerisinde yer almakta....... Kızılağaç Çilek arası ve Alazeytinde taşocaklarının sayısına gelince YİRMİİKİ diyor ilgililer. Dünyada hiç birTurizm bölgesinde taş ocakları bulunmazken, burada yıllardır çalışmakta, kızılçam ormanlarıyla kaplı tepeler yok olarak, derin çukurlara dönüşmekteler. Dereler... ormanlar taş ocaklarının artan pasaları ile dolarak yok olmakta. İçinden taş ocağı geçen zeytinliklerde hiçbir önlem görünmüyor korumağa dair. Tozdan görünmeyen ağaçların feryatları sarmış ortalığı... Kuruyarak anlatıyor olan bitenleri kızılçamlar... Tarım yasası'' Zeytinlikleri koruyun'' diyor. Dinlemiyor iş makinaları, kepçeler.... Firmaların almış oldukları ''Çed Gerekli Değildir'' belgesi . Çevreye olası etkiyi değerlendirmeğe gerek olmadığını anlatmakta. Soyu tükenmekte olan, korunması gereken, yenebilir ve şifalı bitki türlerine, ağaçlara, kuşlara, börtü böceklere, soyu tükenen yaban hayvanlarına, toprağa, suya, havaya , hatta yerel halka etkisini değerlendirmeğe gerek yok mu gerçekten? Bir yılda 5000 m3 ten daha az taş çıkartılacağı gerekçesiyle verilen izinler bir de aynı gerekçelerle tekrarlandığında geri dönülmez biçimde yok olmakta doğa. Kaç beşbin metreküpler daha altını üstüne getirecek ormanların.? Bozulan alanları düzeltmek adına dikilen eğreti üç- beş ağaç, pasa (atık) yığınlarında yaşamak çabasındalar. Keçiler yürüyebilir mi bu yığınlarda? Nerede olmak gereken setler? Köy yolu yaratılan uçuruma yuvarlanmak üzere zamanını bekliyor. Doğal sit alanları ile, arkeolojik sit alanlarına bakmak gerek, yerlerinde duruyorlar mı? Kaç para kazanılır bu taşlardan, kazanılan paraların karşılığında kaybedilenlerin bedelleri ne kadar? Bir arının, bir böceğin bir yılda yaptığı işin parasal karşılığı nedir? Yok olanları yaratabilecek miyiz yeniden, yoksa onların yokluğu mu yok edecek bizi de? Bir böcek de en az bizler kadar sever yavrusunu. Hiç tereddüt etmeden kendisini feda ettiğini görürsünüz onu korumak adına. Onlarında çocuklarının geleceği en az bizimkiler kadar değerli. Çünkü hepsinin çok önemli görevleri vardır yapacak. Varoluş nedenleri ise yaşamı sürdürmeği sağlamak. ''Çok az insan, ağaçlara, kuşlara, sulara, yağmura ve rüzgara tam sevgi duymak için seçilir'' diyor kızılderili büyükanne torununa. Ayhan Eyikoçak |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |
Yazarın diğer yazıları |
MEĞER TÜRKÇE - 28/12/2015 |
MEĞER TÜRKÇE |
MEĞER - 27/11/2015 |
MEĞER |
BAŞARININ SIRRI - 19/10/2015 |
BAŞARININ SIRRI |
DEV FIRILDAK - 15/07/2015 |
DEV FIRILDAK |
DUR- DUR - 21/05/2015 |
DUR- DUR |
PİNA - 11/01/2015 |
PİNA |
TÜRK'DEN ÜRK - 17/08/2014 |
TÜRK'DEN ÜRK |
EŞSİZLİK - 07/08/2014 |
EŞSİZLİK |
KÖTÜNÜN İYİSİ - 31/07/2014 |
KÖTÜNÜN İYİSİ |
Devamı |