Zifiri karanlıkta, bir yıldız kümesiydi sanki göze görünen. Kutup yıldızının önderliğinde parlamağa ve aydınlıktan haber vermeğe programlanmışlardı. Gün gelecek güneşin ışıklarıyla bütünleşip aydınlıkta kaybolacaklar, güneş olacaklar.

Doğru ve yanlışın yer değiştirdiğine tanık olunan süreçte, sesler yükseliyor çıkar...çıkar... diye.

Bir kitap çıkıyor bu sözün karşısına: Etik ve ahlakın amacının bireyleri çıkarcılıktan uzak tutmak olduğunu söyleyerek.

O da ne ki diyenlere;

''Doğru ve yanlış davranış teorisi'' diyerek cevap veriyor kitap.

''Amaca giden her yol mübahtır'' söylemi yerleştirilirken zihinlere bir yandan, sınavlarda varolduğu iddia edilen şifrelerden, toplumun her kademesinde kendini gösteren üslup düzeysizliği, medyanın ''toplum bunu istiyor'' diyerek sunduğu görüntüler ve söylemler......diye devam etmektedirler.

Oysa bizlere öğretilen, aydınlara düşen görev toplumu bir basamak yukarı taşımak değil miydi?

'' Onlarda almasınlar'' cevabı doğru bakış açısımıdır? Sormak gerek uzmanına.

Varlığından bile çoğumuzun haberi olmayan bir dalın varlığı ümit veriyor insana... Etik.

Etik Haftasından da belki çoğumuz haberdar değiliz. Etik olmayan bir süreçte derinlrde değerledirilmeği beklerken toplum tarafından, kendini besleyip büyütmekte bir yandan. Bir tohum gibi.

Zamanı geldiğinde çatlatıp kabuğunu, ısındıkça toprak büyüyüp yüzeye çıkacak.

Kürenin ısınışı ile ayrı değildir toprağın ısınışı. Bilim dünyası ısındığını anatmakta. Tohum dayanamayıp olanlara, çatladı toprağın altında.

2011 yılında bir filiz göründü....Tüm bozulumlara dikkat çekmek, doğruyu yanlışı ayırt etmek için bir çıkış yoluydu çatlayan.

Bir ağaç dalına duyulan saygıdan, kan denizindeki balık avından, ölüme saniyeler kala çekilen fotoğraflardan elde edilecek dolarlardan, duyarlılığın gözlere yansıyan pırıltılarından..... kısaca doğru ve yanlışlardan bahsederken sunum, insan da doğru - yanlış arasında gel gitlerini yaşıyor.

Belki bu sunumun en önemli noktası insana doğruyu göstermenin yanında yanlışa neden olan etmenler üzerinde durup düşündürmek. Ve bu etmenleri yok edecek çözümleri üretmek.

Sana göre bu, bana göre şu doğru söylemine sığınarak, büyük balık küçük balığı yer diyerek kaçılan doğrular, haksızlığa kılıf bularak ve vicdani sorgulamaktan uzak bir yaşam biçimini yerleştirmekte topluma.

Toplumsallıktan bireyciliğe geçişi, bencilliğin zirveye ulaştığı bir yaşam biçimini destekleyen söylemlerin, karşı duruşların, isyanların beslendiği bir sistemin insanlara getireceği ne olabilir ki?

Sistem,her ne kadar kurallar, yasalar, cezalara dayansa da etik ilkeler yaşamda varolmayıp davranışa dönüşmediğinde, vicdanlar sızlamaz, gözler sevgiyle parlamaz olduğunda yaşam gerçek anlamınına kavuşamayacaktır.

Neyse ki önceki dönemlerden farklı bir kucak açış var tohuma.... Hoşgeldin dünyamıza diyenlerin sayısı her geçen gün artmakta. Tüm sorunların kaynağının etiğin yokluğuna dayandığını ifade edenler çoğalıyor.

Her şeye rağmen diyerek çıkılan etik yolculuğu, gittikçe daha geniş alanda sesini duyurarak aydınlatıyor karanlığı.

Etik haftasında 25 Mayıs- 1 Haziran arasında ''Her şeye rağmen Etik'' projesi ve kitabıyla yüreklere tohum saçılmakta, sıcaklığında yeşererek artsın çoğalsın, aydınlığı çoğaltsın diye.