Alış | Satış | |
---|---|---|
Dolar | 34.4131 | 34.5510 |
Euro | 36.3571 | 36.5028 |
MİSAFİR YAZAR
misafiryazar@cavuslu.org
Giresun Üstünde Vapur Bağırıyor
19/04/2011 Giresun üstünde vapur bağırıyor Eşrefin yarasın doktor sarıyor Eşrefin annesi yanmış ağlıyor Atma Hakkı atma pişman olursun Gedikalizadelere hasım olursun Attığın mermiden sen utanırsın ..... Hepiniz bu güzel türküyü ve onun acıklı hikayesini biliyorsunuz. Picoğlu Osman Gökçe'nin Türk Halk Müziğine kazandırdığı bir derleme çalışmasıdır bu. Giresun'un sevilen beylerinden birisinin acımasızca vuruluşunun hikayesidir. Hem de iyilik ettiği, güvendiği, ekmeğini verdiği kendi adamı Hakkı Bey tarafından. Vurulan Eşref Bey gerçekten de çok sevilen bir insan olmalı ki, halk onun adını manilere, türkülere yazmış, ezberlemiş ve söylemiş. Bu sözleri derleyip toparlayıp türkü yapmak da Göreleli Picoğlu Osman'a kısmet olmuş. Pek çok sanatçıdan dinledim bu türküyü. Fakat hiç birisi beni Picoğlu'nun söylediği kadar etkilemedi. Yaşayarak, içten içe hissederek söylüyor üstad. Hele o “vapur bağırıyor” diye giriş yaptığı kısım. Tüylerimi diken diken ediyor. Eşref Bey'i hiç tanımasam da üzülüyor, hüzünleniyorum. Göreleli kemençe ustalarının en büyük özelliği yaratıcı, üretici olmalarıdır zaten. Onlar usta-çırak usulü yetişirler. Ustalarından el alırlar. Pişerler, kıvama gelirler. Vaktı zamanı gelince de icazet alıp kendi yollarını, kendi kaderlerini çizerler. Tam bir halk ozanı olarak yaşayıp yöresinin insanı ile bütünleşirler. Düğünler, yayla göçleri, gurbet geceleri ve daha nice sosyal olayların içinde kendi insanları için kemençe çalıp, türkü yakarlar. Onlar halkını anlatır, halkı ise onları efsane eder, yaşatır. Aslında bu türkünün bir başka hikayesi daha vardır bence. O da Picoğlu'nun yaşamının içinde gizlidir. Onun hüzünlü sonunun gizemli hikayesidir. Bu türküyü her dinlediğimde Eşref Beyle birlikte Picoğlu Osman da düşer aklıma. Onu son yolculuğuna çıkarmak üzere Görele'den kalkan vapurun sesi çınlar kulağımda. Bu defa da vapur bağırmaktadır. Zonguldak'a kadar kimse işitmez vapurun sesini. Oysa o, vapurun ne zaman bağıracağını çok iyi bilen adamdır. Görele'den kalkış anında duymuştur duyacağını. Kendince de söylemiştir: Kestim parmacuğumu Kanım akıyor kanım Zonguldağın üstünde Canım çıkıyor canım. Çilelerle, yoksulluklarla yaşanan bir hayattır onunki. Daha yolun başındayken kaybetmiştir sevdiklerini. Onbir yaşındayken öksüz kalmış, baba bildiği Karaman Ağa'ya dört elle sarılmıştır. Onun tekkesinde hem çobanlık yapmış hem kemençe öğrenmiştir. Öyle bir eğitimden geçmiştir ki, ustası onu, ustaların ustası olacak şekilde yetiştirmiştir. Ve öyle bir an gelmiştir ki, namı değil Görele'yi Türkiye sınırlarını bile aşmıştır. Kemençenin Ordinaryusu demişlerdir ona. Gelgelelim kendi içi ağlarken hep başkalarını eğlendirmek düşmüştür payına. Daha başlangıçta nasıl feleğin acı tokadını yemişse, yaşadığı her dönemde de acıdan yana payına düşeni fazlasıyla almaya devam etmiştir. Sevdikleri bir bir kayıp gitmiştir elinden avucundan. Tıpkı yıldızların gece semalarında akıp gidişi gibi. Bir kendi kalmıştır bir de kemençesi. Bir sözü kalmıştır bir de yanan yüreciği! An gelmiş Mecnun olmuştur. Sınırlara dayanmış, yaşamdan kopmuş, kendi yüreğindeki hüzünleri sarıp sarmalamaya çalışmıştır. En sonunda sızılayan yürek yarası onu da vurmuş, zalim bir hastalığın pençesine düşmüştür. Vapur düdüğü aslında taa o zaman başlamıştır acı acı ötmeye. Eşin dostun ısrarı ile doktor doktor dolaşsa da ölümün soğuk nefesini daha baştan hissetmiştir o. Azrail, en sıkı arkadaşlarından daha yakın durmuştur ona. Bu dağlar, bu yaylalar, bu çiçekler yaşatmıştır onu şimdiye değin. Türküler, ezgiler vesile olmuştur inatla dimdik ayakta kalmasına. Yanıbaşında dertlerini paylaşan babam dediği adamla, yarenleri, dostları ve sevenleri el birliğiyle uzatmışlardır ömrünü. Fakat, söylediği türkünün son nakaratına geldiğini bilmiştir işte. O son fasıldan ötesi ebedi bir yalnızlık olacaktır. Önceleri kaderine direnmesine rağmen, birdenbire bırakmıştır kendini. Çünkü bilmektedir, kemençe bu kez bir başka ustanın elindedir. Yaşamına sık sık giren, yanıbaşındakileri alıp götüren bir makamdan çalmaktadır felek. Yılların kemençe ustası bu son şarkının ne zaman biteceğini içten içe hissetmektedir. Yine eşin dostun ısrarıyla bir de İstanbul'da doktora görünmek ister. Kendisi çoktan teslim bayrağını çekmiştir aslında ama eşe dosta umutsuz görünmeyi gururuna yediremez. Çıkmayan candan ümit kesilmez demiş atalarımız. O da söylenenlere uymuş, son bir gönülsüz gayretle razı olmuştur İstanbul yolculuğuna. Trabzon'dan yola çıkan vapur, Görele önlerine çağrılır. Aslında doğrudan Giresun'a gidecektir. Rotasında Görele yoktur ama bir çok kişi araya girmiş, geminin bu küçük limana uğraması zor da olsa, sağlanmıştır. Filizkoparan fırtınası mıdır, nedir? Koca bir fırtına vardır denizde. Dalgalar kükremektedir. Karadeniz vapuru sessiz ama hüzünlü bir çığlıkla selamlamaktadır Göreleyi. Sanki “gelme kemençeci, benden sana hayır yok” der gibidir. Kimseler duymaz bu ünlemeyi! Lakin kemençeci bilmez mi? Neler neler yaşamıştır o, neler neler görmüştür şu çileli gözlerle! Yüreğinin orta yerinde bağırır vapur. Bağırır ama nafile. Söz verilmiştir bir kere, onca iş açılmıştır milletin başına. Madem ki yola çıkılmıştır, o tahta basamaklı iskeleden gemiye girilecektir. Bir kayıkla çıkılır Görele İskelesi'nden. Fırtına nedeniyle vapur yanaşamamış, açıkta beklemiştir kemençeciyi. Fırtınalarla dolu bir hayatın kahramanı, koca bir fırtınaya karşı ilerlemektedir. Fakat bir başka fırtınadır yaşanacak olan. Büyük Kaptan rotayı çizmiştir bir kere. Geri dönüş imkansızdır. Tornistanı yoktur Tanrı'nın. Sanki Yahya Kemal'in “Sessiz Gemisi”dir, şimdileyin Görele'nin ufuk çizgisinde kaybolan. Artık demir almak günü gelmişse zamandan, Meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan. Hiç yolcusu yokmuş gibi sessizce alır yol; Sallanmaz o kalkışta ne mendil ne de bir kol. Rıhtımda kalanlar bu seyahatten elemli, Günlerce siyah ufka bakar gözleri nemli. Biçare gönüller. Ne giden son gemidir bu. Hicranlı hayatın ne de son matemidir bu. Dünyada sevilmiş ve seven nafile bekler; Bilmez ki, giden sevgililer dönmeyecekler. .... Süvari Deli Bahtiyar sahiplenmiştir onu. Gözü gibi bakar. Yine de gemidekilerin ısrarına dayanamayıp birkaç türkü söyler kemençesiyle. Son türküsünü de bu fasılda söyler, yüreğindeki sese bırakır kendini. Ölümün sinsi kokusu göz kapaklarını ağırlaştırmıştır. Bir an önce kamarasına çekilip dinlenmek ister. Tahta bavulunu özenle yerleştirip bırakır masaya. Kemençecinin bavulunda ne ola ki? Bir iki dilim ekmek, biraz çökelek, mezelik bir baş soğan, efkar dağıtacak kadar rakı ve aşığın vazgeçilmezi; kemençe. Hepsi işte bu kadar. Tedaviye giden üstadın bavulunda rakı hariç hepsi vardır bu son yolculukta. Sonra huzur dolu bir uykuya bırakır kendisini. Son nakaratın son notasını da çalmıştır Büyük Kemençeci. Martılar vapurun güvertesine doğru akmaktadır hüzün dolu çığlıklarıyla. Amasra'yla Zonguldak'ın arasında tüm şiddetiyle bağırır vapur. Martıların içli senfonisi eşlik eder onlara. Kabaran dalgalar gemiye doğru yanaşırken kırılmaya başlar. Dokunmazlar gemiye. İnce bir yağmur çiseler. Sonra güneş gösterir yüzünü. Gemiye çevirir başını ve selamlayıp kaybolur bulutların arasında. Sessiz ama görkemli bir veda senfonisidir yaşanan. Duyanlar, bir efsane kemençecinin öldüğüne inanmak istemezler. Koca bir çınar nasıl küçücük bir fırtınada devrilir derler içten içe. Sonra kara haber düşer Görele Çarşısına. Karadere'ye Karaman Ağa'ya. “Ulan!” der, “Bana bunu da mı yapacaktın Picoğlu!” İki gözü iki çeşme, bırakır kendini. Yüreğinde koca bir vapur tüm gücüyle bağırmaktadır. Görele üstünde vapur bağırıyor Kemençesi susmuş Ustası da ağlıyor Osman'ın yarası kocaman Hiç kimseler bilmiyor Gitme Osman gitme Bizi öksüz bırakırsın Eller şen türküler söylerken Göreleye ağıt söyletirsin Picoğludur senin adın Belki feleği de kandırırsın Aydın Kulak (Kaynak gösterilerek ve yazar adı belirtilerek kullanılmasında bir sakınca yoktur.) AYDIN KULAK / Görele ekspres | |||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
| |||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
Yorumlar | |||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın | |||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
Yazarın diğer yazıları | |||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
Başsavcı gözüyle ‘Görele Zıva Uşakları - 09/08/2017 | |||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
Başsavcı gözüyle ‘Görele Zıva Uşakları | |||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
TONYA GÖRELE İLE BİR SAAT... - 29/05/2017 | |||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
TONYA GÖRELE İLE BİR SAAT... | |||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
Zaman Akıp Giderken… - 06/12/2016 | |||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
Zaman Akıp Giderken… | |||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
ÖLECEKSEK ADAM GİBİ ÖLELİM Mİ? - 27/11/2016 | |||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
ÖLECEKSEK ADAM GİBİ ÖLELİM Mİ? | |||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
SAHİBİNDEN SATILIK ARŞI TİTRETEN DUALAR! - 07/11/2016 | |||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
SAHİBİNDEN SATILIK ARŞI TİTRETEN DUALAR! | |||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
Hemşericilikten, Milletin ferdi olmaya… - 08/10/2016 | |||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
Hemşericilikten, Milletin ferdi olmaya… | |||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
Eynesil Afet Bölgesi İlan Edilmeli - 25/09/2016 | |||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
Eynesil Afet Bölgesi İlan Edilmeli | |||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
GÖRELE GÜMÜŞHANE'YE Mİ BAĞLANIYOR? - 29/05/2015 | |||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
GÖRELE GÜMÜŞHANE'YE Mİ BAĞLANIYOR? | |||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
GÖRELE DEVLET HASTANESİ KAN KAYBEDİYOR - 29/01/2015 | |||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
GÖRELE DEVLET HASTANESİ KAN KAYBEDİYOR | |||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
Devamı | |||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
| |||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
Aktif Ziyaretçi | 207 |
Bugün Toplam | 794 |
Toplam Ziyaret | 4276871 |
Ahmet BİLGE | |
AYGÜN ATTAR'IN DÖNÜŞÜ | |
Ahmet CEYLAN | |
Çavuşlu’da çöp kokusu | |
Evren Orkun ŞEN | |
BİR ÜLKÜMÜZ OLSUN | |
Ferda akgül | |
10KASIM | |
Fikret BODUR | |
Seçim yarışını kim kazanır? | |
Hasan KAMİLOĞLU | |
ORMAN | |
Hüseyin ÇAKICI | |
Ispanak Sorunu ve Yaşadığımız Coğrafyanın Özelliklerini Bilmek… | |
İsmail TÜRKMENDAĞ | |
GİT OĞLUM YARIN İMECEMİZ VAR KOMŞULARA HABER VER | |
Mevlüt KAYA | |
EYNESİL’DE KOZ HELVASI VE PEKMEZCİLİK | |
Murat ÖZARSLAN | |
HER YÖNÜ İLE PAŞACA ŞELALESİ… | |
Mustafa YAYLA | |
GÖNÜL ABLA | |
Nihat ÖZTÜRK | |
FINDIĞIM 3 DOLAR | |
Orhan KILIÇOĞLU | |
SÖZDE İSLÂMCILARA, ÜLKÜCÜLERDEN NAMUS DERSİ | |
Rıfkı İYİDERE | |
YERLİ MALI HAFTASI NEDİR. NEDEN KUTLANIR ? | |
Serdar KARA | |
BİZ BÜYÜDÜK VE KİRLENDİ DÜNYA… | |
Uğur BİLGİ | |
STK’LAR SINIFTA KALMIŞKEN | |