Geçen hafta Görele’ye bağlı Şalaklı köyündeki 120 yıllık tarihi kemer köprü yıkıldı.

Köyün adı Şafaklı olarak değiştirilse de yıkılan tarihi köprü kayıtlara Şalaklı köprüsü olarak geçtiği içi biz de Şalaklı köprüsü diyoruz.

Kayıtlara geçti derken; bu köprünün yapımıyla ilgi Ayhan Yüksel Giresun Dergisi’nin Haziran 2002 de çıkan sayısında tarihi özelliği olan bir yaz yazdı.

Ayhan Yüksel’in bu yazısından edindiğimiz bilgilere göre, bugün artık var olmayan tarihi kemer köprü 1897- 1898 yıllarında Şalaklı köyünden Yosma- Zâde Ömer Ağa tarafından yaptırıldı.

Gazete haberlerinde 150 yıllık köprü diye çıksa da gerçek yaşı 120.

O yıllarda Şalaklı köyü Tirebolu’ya bağlı bir köy. Yosma-Zade Ömer Ağa’nın bu köprüyü yaptırması dolayısıyla ödüllendirilmesi anlamında Ticaret ve Nâfia Nezâreti tarafından 26 Haziran 1897 tarihinde Sadâret’e bir tezkire sunuldu.

Sonrasında 7 Haziran 1898 tarihinde bu tezkire sadrazam tarafından padişaha iletilmiş ve Yosma- Zade Ömer Ağa’nın yaptırdığı bu köprü nedeniyle Mecidi Nişanı ile taltif edilmesi için bir İrade-i Seniye çıkarılması iştenmiş.

Bu tezkirede Sadrazam Halil Rıfat Paşa’nın imzası bulunmaktadır.

Ve bu talep üzerine Yosma- Zade Ömer Ağa beşinci rütbeden Mecidi Niçanı ile taltif edilmiştir. Ayhan Yüksel bu belgeyi de yazısına eklemiştir.

Tarihi özelliğini yanında böyle de bilinen bir öyküsü vardı tarihi kemer köprünün.

Bir de başka bir ayrıntı var köprüyle ilgili: Yosma- Zade Ömer Ağa askerlik nedeniyle gittiği Edirne’de zengin bir ailenin kızıyla evlenmiş, eşinin bir hayır yapma isteği üzerine de bu hayrın Şalaklı köyü Çömlekçi deresi üzerine yapılmasını gerçekleştirmiştir.

Bunlar olayın tarihi boyutu, bir de günümüzün ihmalleri var.

Atalarımız yapacaklarını yapmışlar ve bize tarihi bir miras bırakmışlar.

Biz bu mirasa sahip çıkabilmiş miyiz, ona bakmak durumundayız.

O tarihi mirasa sahip çıkabilseydik bu tarihi eser yıkılmazdı.

Bölgemizde onlarca buna benzer tarihi eser var, hiçbirine sahip çıkmıyoruz.

Definecilerden tutun da hemen herkes bu tür eserlerin yıkımı için elinden geleni yapıyor. Devletimiz de seyretmekten öteye bir şey yapmıyor.

Onarmıyor, restore etmiyor, korumuyor, güçlendirmiyor.

Bütçe ayırmıyor, talepleri ödeneksizlik nedeniyle geri çeviriyor.

Yıkılan bu köprüden yakın tarihimizde araç geçirildiğini biliyoruz. Taşır mı taşımaz mı diye hesap etmeden önüne ve arkasına yapılan eklentilerle araç trafiğine açıldı bu köprü. Devamına da araba yolu yapıldı.

Daha sonra araç geçişi bir şekilde engellendi.

Restore ve koruma talepleri dikkate alınmadı. Onarılıp desteklenmedi.

İstanbul Boğazına üç, İzmir Körfezi’ne ve Çanakkale Boğazı’na köprü yapan Türkiye tarihi özelliği olan bir kemer köprüye bir çivi çakmadı.

O da tarihin yükünü ancak bu kadar taşıyabildi.

Dilerim bu bize bir ders olur. Öncelikle yöre insanı bu tür eserlere sahip çıkar. Define aramak için altını oymaz. Ve en önemlisi devletimiz bu eserlere kol kanat gerer.

Zaten bunlardan ne kadar kaldı ki… Onların korunması bu kadar zor mu?

Yıkılan Şalaklı Köprüsü tarihi özelliğinin yanında aynı zamanda kullanılan bir köprüydü. Çömlekçi deresi üzerinde geçişi sağlayan bir yapıydı.

Şimdi geçişlerde de sorunlar yaşanacak.

Devletimiz mutlaka bu geçişi sağlayacak bir çözüm bulacaktır ancak tarihi kemer köprüden geriye sadece fotoğraflar kalacaktır.

Aslına uygun olarak yeniden yapılabilir mi?

Dileğimiz o dur ki böyle bir çalışma yapılsın.   

NOT: Sitemizde yayınlanan köşe yazılarından yazarların kendileri ve yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşleridir. Yorumu ekleyen kişi kimliğini gizlemesi durumunda yapılan yorumlar onaylanmamaktadır. Köşe yazılarından ve yazılan yorumlardan www.cavuslu.org Çavuşlu  Haber hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.