FETHİ KARAMAHMUTOĞLU KİMDİR ?
07 Ekim 1942’de Giresun’un Çavuşlu Beldesin de dünyaya geldi. 3 kardeşin (Fikret-Feriha-Fethi) en küçüğü olarak dünyaya gelmiştir. Babası (Kara Mahmud oğlu, İbrahim oğlu, Mehmet oğlu, Raşid oğlu, Abdülkadir oğlu) Trabzon Eşrâfından Ziraat Bankası Müdür Muavini Şevket Karamahmutoğlu, annesi; (Giresun 2. Dönem eski milletvekillerinden Tarih-i Mukaddes müellifi Ali Şevket Çolakoğlu’nun kızı) Ayşe Nazimiye Hanım’dır.
Fethi Karamahmutoğlu ilk ve orta öğrenimini Görele’de, Lise tahsilini Bandırma’da tamamlamış; daha sonra İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’nü kazanarak, yüksek öğrenimini burada tamamlamış ve 1968 yılında mezun olmuştur.
Ailesinin müziği sevmeleri, önem vermeleri ve amatörce ilgileniyor olup hem annesinin hem babasının iyi derecede ud çalıyor, nota biliyor olmaları, ağabeyinin ud ve keman çalıyor olması; bestecinin de daha çok küçük yaşlardan itibaren müzikle içice büyümesine ve müziğe merak duymasına, bu yönde yeteneğini geliştirmesine neden olmuştur. Annesinin, ağabeyinin ve ablasının anlatışına göre; bestekâr daha 1 buçuk-2 yaşında iken, şarkı söylemeye çalışır, radyodaki müzik seslerine elindeki oyuncaklarıyla doğru olarak ritim tutmaya başlar. 8-9 yaşına geldiğinde çeşitli enstrümanlar en güzel ve değerli oyuncakları olurdu. İlkokulda ağız armonikası, ortaokulda mandolin, ud, kavala başlamış; ortaokulda Görele Ortaokulu Müzik Öğretmeni Lütfi Baykan’dan bizzat müzik dersleri almaya başlamıştır. Lisede ise; Mesud Aygen ve Şair Haşim Nezihi Okay bestecinin yeteneği ile ilgilenen ve geliştirmesine yardım eden, onun sanatçı kişiliğinin gelişmesine destek veren diğer kişiler olmuşlardır.
Üniversiteye başladığı yıllarda, Süheyla Altmışdört yönetimindeki Üniversite Korosu’nda çalmaya başlar ve müzik yeteneğini geliştirmeye burada devam eder. 1966’da TRT’nin açtığı “Stajyer Sanatçı” sınavlarına ud dalında girer ve bu dalda kazanan 4 kişiden biri olur (diğer kazananlar; Teoman Önaldı, Cinuçen Tanrıkorur, ve Ergin Kızılay’dır). TRT’deki eğitiminde en çok yararlandığı değerli öğretmenleri Haydar Sanal, Halil Bedii Yönetken, Cüneyd Orhon ve Alâeddin Yavaşça’dır.
Beste dalında ilk denemelerine 1960 yılında başlar ve 1963’te “Bu yoldur pınar yolu” adlı Hüseynî Fantezisi TRT Repertuvar Kurulu’nca kabul edilen ilk bestesi olur. Bu, sayısı 1000’i aşan bestelerinin başlangıcı sayılabilir. Bugün TRT Repertuvarı’na kayıtlı 300’ü aşkın bestesi mevcuttur.
Fethi Karamahmutoğlu, Klasik Türk Müziği ile sadece bestekâr ve icrâcı olarak değil; teorik yönlerini inceleme bakımından da ilgilenmiş, bu konuda araştırmalar yapmıştır. 1980’de “Bizim Geleneksel Müziğimiz” adlı bir inceleme-derleme kitabı yayımlanmıştır. Daha sonraları bu konudaki birikim ve araştırmalarını daha geniş bir kitapta toplamak istemişse de ömrü yetmemiştir.
1968-1969 yılları arasında Milli Eğitim Bakanlığı’nda, 1972’de Görele Lisesi’nde, 1974’e kadar Fatih Ticaret Lisesi’nde, daha sonra Kadıköy Kız Meslek Lisesi’nde Edebiyat Öğretmenliği yapmıştır. Lise I, II ve III. Sınıflar için hazırlamış olduğu ders kitaplarını “Bizim Edebiyatımız-I”, “Bizim Edebiyatımız-II”, “Bizim Edebiyatımız-III” adı ile yayımlayarak; Milli Eğitim ve Kara Kuvvetlerini Güçlendirme Vakıflarına armağan etmiştir.
1976’da “Güneş Gazetesi”, 1977-79 arasında “Müzik ve Sanat”, 1979’dan itibaren vef’atına kadar “Size” ve yine 1982’den vef’atına kadar “Mızrap” Dergilerinde müzik konusunda çeşitli inceleme, araştırma ve eleştiri yazılarının yanında, şiirleri, denemeleri yayımlanmıştır.
1981-1982 döneminde TRT İstanbul Radyosu’na sınavla alınan Türk Sanat Müziği Stajyer Sanatçıları’na iki dönem Edebiyat dersleri vermiştir.
Sadece Şarkı formunda değil, Beste, Ağır Semai, Yürük Semai, Kâr,...v.b. sanatlı formlarda, büyük usûl kalıplarında bestelediği da pek çok sözlü eseri ve Saz Semaîi, Peşrev... gibi pek çok saz müziği eseri mevcuttur. 20. Yüzyılda “Takım” besteleyen sanatçılarından biridir. Pek çok beste yarışmasında çeşitli ödüller kazanmıştır. İyi derecede keman, ud, rebâb çalan; müziğin yanında, şiir ve resim sanatlarına da yetenekli olan Fethi Karamahmutoğlu, yaşamı boyunca Geleneksel Türk Müziği’nin dar kalıplarından çıkarılarak, özü ve niteliği değişmemek kaydı ile zamanın akışına uygun olarak yeniliklere açık olması ve bu şekilde var olan zenginliğinin daha da pekiştirilmesi görüşünü korumuş ve desteklemiştir. Daima müziğe gönül veren genç yeteneklerin önünün açılması ve desteklenmesi gerektiği fikrini savunmuş; bu konuda yapabileceği yardımları esirgememiştir. Açılan ilk Türk Devlet Müziği Konservatuarı olan İTÜ Türk Musikisi Devlet Konservatuarı ve daha sonra farklı illerimizde onu örnek alarak kurulan diğer Türk Müziği Konservatuarları’nın varlığından her zaman çok memnun olmuş ve bu okulların Klasik Türk Sanat Müziği ve Türk Halk Müziği’ne hak ettiği hizmeti yapacak; her şeyden önce düşünebilen, eleştirebilen değerli genç yetenekler yetiştireceklerine ve geleneksel müziğimizin bu gençlere emanet olup onların elinde hem geçmişten taşıdığı zenginliklerle dolu özünü koruyacağı hem de değişen çağa uygun olarak yeniliklerle bezenerek sonraki kuşaklara ulaşacağı fikrini savunmuştur.
1969’da kendisi ile aynı memleketten olan, gönlünü verdiği Halide Hanım’la evlenen sanatçının, Handan adında bir kız ve Ömer Kürşâd adında bir erkek evladı vardır.
07 Ekim 1999’da ( doğum gününde ), yatmakta olduğu hastanede hayata gözlerini yuman sanatçının ardında sayısı 1000’i aşan bir çok bestesi, pek çok şiiri, deneme, eleştiri, araştıma-inceleme yazısı, kitap çalışmaları, beste yarışmalarından kazandığı bir çok ödül ve yine tamamlamaya ömürünün yetmediği hayatını anlatan bir anı romanı (yarım) kalmıştır. Bunca bestesi içerisinde en çok bilinen ve halk tarafından en çok sevileni sözü ve müziği kendisine ait olan ödüllü, Hicaz makamındaki şarkısı “Hiçbirşeyde gözüm yok” mıraıyla başlayan ve aynı adı taşıyan bestesidir.
Yaşamının son iki senesi boyunca, bir arada yayımlamak istediği bestelerini bilgisayar ortamında notaya alan bestecinin sözü ve müziği kendisine ait Düyek usûlündeki şarkısının güftesindeki gibi;
“İç iç bitiremezsin
Tasta mey yarım kalır,
Çok sevdiğin bu fasıl,
Tanbur,ney yarım kalır...
Hayat zamana küskün,
Bir gün şen, bir gün küskün,
Ömür de biter bir gün
Ve her şey yarım kalır...”
Kaynak: Gülay Karamahmutoğlu
1988 yılında yılın şarkısı ödülünü alan Hicaz şarkısı