Dünya Fındık Dikiyor, Biz Ne Yapıyoruz?14/2/2014 FINDIK ÜZERİNE BİLİMSEL AÇIKLAMA
Ordu Üniversitesi (ODÜ) Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Turan Karadeniz,FINDIK üzerine bilimsel bir açıklama yaptı. Tüm KARADENİZ in ve Karadenizlilerin okuması gereken bir açıklamayı yayınlıyoruz.
DÜNYA FINDIĞA YÖNELİYOR Karadeniz, şu açıklamalarda bulundu: "Uluslararası bir çikolata şirketi olan Ferrero, Gürcistan da Gürcülerle ortak kurduğu bir şirket 5 bin hektar alana fındık dikimi gerçekleştirmektedir. Söz konusu bu şirket bugüne kadar 2500 hektara yakın alana dikim yaptığı tahmin edilmektedir. Zira, dünyanın en büyük fındık kullanıcısı Ferrero’nun fındık üretmek amacıyla Azerbaycan ve Gürcistan a yönelmesi oldukça düşündürücüdür. Aynı firmanın Arjantin ve Şili de de üretime yönelik çalışmaları devam etmektedir. 1995 yılında 17 bin hektar olan ve 7 bin ton fındık üreten Azerbaycan da fındık alanı 2008 yılında 22 bin hektara, üretim ise 15 bin tona, 2014 yılında üretim alanı 23768 hektara, üretim miktarı ise 29624 bin tona ulaşmıştır. Azerbaycan ın önümüzdeki yıllarda üretimini 60-70 bin tona çıkarması bekleniyor. Fındık üretimi, eski üretici ülkeler olan İtalya, İspanya ve ABD de 1995-2007 yılları arasında sabit kalırken, hatta İspanya da kısmen azalış gösterirken, Gürcistan ve Azerbaycan da artması dikkatleri çekmektedir. Şili de 25 yıl önce başlayan fındık üretiminde mevcut fındık alanları 12 bin hektara ulaşmıştır. Bu miktarın kısa vadede 50 bin hektara ulaşması hedeflenmektedir. 50 bin hektar fındık alanından ortalama 150 kg hesabıyla 75 bin ton, 200 kg hesabıyla 100 bin ton fındık alınabilir. Bu da, Türkiye nin yakın bir gelecekte İtalya dan sonra en güçlü rakibinin Şili olacağı anlamına gelmektedir. Şili nin yanı sıra bazı Güney Amerika ülkeleri de fındık dikmeye devam etmektedir. Şili de fındık tarımı tamamen modernize usullere ve sulama sistemleri ile birlikte kurulmaktadır. Mekanize tarımın uygulandığı bu ülkede fındık üretim maliyetleri 1 doların altındadır. Dolayısıyla, gerek Avrupa da gerek ABD de ve gerekse Şili de maliyetlerin düşük olması, dünya pazarlarında yüksek maliyetlerle ürettiğimiz fındığın pazarlanmasını güçleştirmektedir. Bu gelişmeleri göz önünde bulundurarak Türkiye nin acil bazı tedbirleri alması gerekmektedir. FINDIK ALANLARINI DARALTMAYALIM Türkiye nin ise gelecekte fındıkta pazarlama sorunlarıyla karşı karşıya kalmaması için üretim maliyetlerini azalmak ve üretilen fındığın tamamını satabilecek politikaların acilen devreye sokulması gerektiğini belirten Prof. Dr. Karadeniz, şu önerilerde bulundu: "Maliyeti düşürücü politika geliştirmediğimiz takdirde Türkiye, yakın bir gelecekte ürettiğinin belki de çoğunu satamayacaktır. Zira, en büyük fındık üreticisi ülke olan Türkiye aynı zamanda en pahalı maliyetle üretim yapan tek ülke konumundadır. Hızla fındık dikimine yönelen ülkelerin dış pazarlarda şansı giderek yükselmektedir. Çünkü bu ülkelerde üretim maliyetleri Türkiye ye kıyasla çok daha düşüktür. Bu ülkelerde fındık ocakları daha genç, verim de daha yüksek. Bu durum, bu ülkelerin rekabette ellerini güçlendirmektedir. Bu durumun devam etmesi halinde, Türkiye nin dış pazarlarda rekabet şansı her geçen yıl daha da zorlaşacaktır. Fındık çikolatanın en iyi dostudur. Çikolata üreticisinin fındıktan vazgeçebilmesi çok zor gözüküyor. Öyleyse, maliyetleri düşürücü parametreleri devreye sokarak, düşük maliyetli fındık üretimi ile dünya fındık ticaretine yön vermeye devam edelim. Türkiye dünya fındık üretiminin yüzde 72 ni elinde tutmaya devam etmelidir. Bu da, bugün itibariyle dünya fındık dikim alanlarının dondurulması suretiyle mümkün olabilecektir. Şayet, Türkiye dışında diğer ülkelerde fındık dikim alanları genişliyorsa, diğer bir ifade ile, Türkiye nin pazar gücü zayıflatılmak isteniyorsa, Türkiye bu noktadan sonra dikim alanlarını daraltma yoluna gitmemelidir. Fındık dikim alanlarını daraltma yolunda harcanacak enerjiyi, üretim maliyetlerinin aşağılara çekilmesi için “neler yapılabilir” de kullanmalıdır. Maliyetlerin aşağılara çekilmesi için birinci adım gençleştirme, ikinci adım dikim sistemlerini değiştirmek ve üçüncü adım olarak da mutlaka endüstriyel üretime, yani makineli üretime geçilmelidir." . kaynak: www.tıreboluhaber.net |
1278 kez okundu |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |