AB BÖLGELER TOPLANTISI GİRESUN BELEDİYESİ EV SAHİPLİĞİNDE BAŞLADI...25/11/2014AB Bölgeler Komitesi Türkiye Çalışma Grubu 16. Toplantısı Giresun Belediyesi ev sahipliğinde New Jasmin Otel’de saat 9:30 da başladı. İLK OTURUM: AB-TÜRKİYE KATILIM MÜZAKERELERİ VE YEREL İDARELER ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ AB içinde Kıbrıs gibi ilave sorunların ortaya konması da söz konusu . Bu noktada Türkiye’nin ifade özgürlüğü, sosyal medya ve toplanma özgürlüğü bağlamındaki tutumunun AB standartları ile uyumlu olmadığı yönünde eleştiriler oluyor. Oysa AB bu konularda üye ülkeleri ilerileri götürmeyi hedefliyor. Ekim 1’de kabul edilmiş olan Katılım Anlaşması ile birlikte Türkiye yol haritasını onaylamış durumda. Bu yararlı bir gelişme. Irak ve Suriyeli mülteciler konusunda Türkiye ile işbirliği gerekli. Türkiye’nin bu konudaki çabaları ve 1.5 milyon Suriyeli ağırlamasını takdir ediyoruz. AB komisyonu da bu konuda ilave bir destek paketi göz önünde bulunduruyor. Türkiye’nin dinamik ekonimisi de ülke refahına ve Avrupanın refahına katkıda bulunmaktadır. AB ile Türkiye arasındaki ekonomik ilişkiler iki tarafa yarar sağlamaktadır. Türkiye ticaretini yüzde 38’ini Avrupa ile yapıyor. Gümrük birliği karşılıklı ticari ilişkimize hız kazandıracaktır. Bu enerji güvenliğini ve enerji transferini de içermelidir. Bu konular katılım müzakerelerinin konusu olarak Türk hükümetince de el alınmaktadır. Bunun devam etmesi önemlidir. Bölgeler komitesi olarak bizler ortak Avrupa değerlerini savunmakta ve şeffaflık gibi ilkeleri savunmaktayız. Bu ilkeler yasam standartlarını iyileştirmiştir.Türkiye’nin AB’ne girmesi için çalışmaya devam edeceğiz. Kerim Aksu (GİRESUN BELEDİYE BAŞKANI) Giresun fındığın başkenti kirazın anayurdu diye geçer… Türkiye Cumhuriyeti’ndeki 81 il içerisinde kadın ve erkek yaşamının en uzun olduğu kent. Lehmann’la Giresun’da STK’ları gezdik. Biz aslında AB’ye girmiş bulunmaktayız. Var olan diyalogun sürmesinin yararlı olacağına inanıyoruz. Brüksel’deki toplantıda Giresun’a davet ettik. Burada alınan kararları faydalı olacağına inanıyorum. AB süreci 1959 da Avrupa Ekonomik Topluluğu’nun (AET) kurulmasıyla başlıyor. 1964’den beri girmeyi beklediğimiz bir süreç. Batının bize matematiksel, bizim de ona duygusal baktığımızı söylemiştim. 2013 yılına kadar hiçbir başlık açılmadı. En son açılan başlıkta belediyeleri ilgilendiren bir başlık . Müzakere başlığının bir yıl önce açıldığını da biliyoruz. Ama ilerlemesi konusunda bilgi sahibi değiliz. Umarım sorunsuz tamamlanır, bu baslıkla ilgili görüşmeler. Belediyelerin verecekleri kararlarda özgür olmalarını istiyoruz. Belediyelerin AB içinde önemli önemli roller oynayacağına inanıyoruz. Müzakerelerde tıkanıklık yaşansa bile AB ile ilişkilerimiz sürmektedir. Bizler çeşitli vesilelere AB kurumları ile işbilikleri gerçekleştirmek arzusundayız. Diyoruz ki biz sadece AB’nin fabrikalarını ekonomisini istemiyoruz. İnsan haklarını, özgürlüklerini , şeffaflığını istiyor ve bunların gerçekleştiği bir ülkede yaşamayı hayal ediyoruz. AB yolundaki çabamız devam edecek, sadece ekonomik kazanımlar için bir çaba değil bu. Bağımsız yargı, insana saygılı bir toplum için AB direncimizi sürdüreceğiz. AB üyesi bir çok ülke nüfusunda daha fazla 5 milyon Türk Avrupa’da yaşıyor. AB şu endişeyi taşıyor. Türkiye’yi alırsan Türkiye boşalıp AB’ye akar diye. Ben bunun tam tersini düşünüyorum. Avrupa Türkiye ye gelecek. Türkiye çok güzel bir ülke, işte Giresun etrafınıza bakının bu güzellik bırakılıp başka yere gidilir mi. Bunun yanında Türk halkının yaşam standını artırmamız gerekir. Ülkemizde kutuplaşmayı, ayrışmayı ortadan kaldırmamız gerekir. Tarihi anlamda zenginliği olan bir şehır Giresun. Bu tür şehirlerde yerel idarelerin güçlendirilmesi taahüdümüzü yerine getirmeye çalışıyoruz. Yerel demokrasinin geliştirilmesi de bizim için önemli. Türkiye gibi ülkede kararların seçilmişler tarafından alındığı çok yer var. Ancak Türkiye’de yerel idareler büyük ölçüde merkezi idarelere bağlılar ve mali olanakları sınırlı. Yüksek kalitede hizmetlerin sağlanması için yerel idarelerin güçlendirilmesi gerekiyor. Yerel idarelere devredilmesi için iyi yönetişim ve pek çok başarı hikayesine ihtiyacımız var. Bu nedenle AB delegasyonu ve AB Komisyon’u Türkiye’deki yerel gelişmeleri takip etmektedir. Düzenli olarak ilerleme raporu hazırlanmakta 2013-2014 ilerleme raporu bazı eleştiriler içermektedir. maalesef. Büyük şehir belediyelerle ilgili olarak kabul edilen bir kanun var büyük şehir belediyelerin sınırlarını genişletmekte ve artan yetkileri sunmaktadır. Bu küçük belediyelerin kamu hizmetleri gerçekleştirmesini zorlaştırmaktadır. Temsil organları ve küçük belediyeler bundan etkilenmektedir. Yerel idarelerin iyileştirilmesi konusunda eleştirilerimiz var. 2012-13 arası gerçekleştirilen girişimler oldu ama bu da başarılı olmamıştır. Yerel idarelerin güçlendirilmesi ve yönetim bağlamındaki faslına uyumluluk gösterilmesinden söz ediyoruz. Mali bağımsızlığın bütün ülkeye yayılmadığı görülmektedir. Hala merkezi idareye bağlı belediyeler de değişim olmadı ve bu konuda ciddi bağımlılık var.
Geçen yıl genişleme ve belli başlıklar üzerinde raportör olarak tayin edildim. Raportörlük benim genişlemekte olan ülkeler karşısındaki zorlukları öğrenmeme ve Türkiye’deki potansiyeli öğrenmeme yaradı. Ben belediye başkanı olarak da bu konulara aşinayım. Biz, Litvanya, uzun müzakereler sürecinden geçtik ve 2014 yılında ülkem AB üyeliğine kabul edildi. Benim genişleme raporundaki görevim tüm pozitif gelişmeleri saptamaktı, Türkiye’ye nasıl yardımcı olacağımızı da içeriyordu. Altı aşamada yerel yönetimlerin AB üyeliği sürecinde ne tür sorunlarla karşı karşıya kalındığını anımsatıyordu. Türkiye’nin üyelik aşamasında ü yüzde 89’luk katılımla bir yerel seçim yapıldı Türkiye’de. Büyük ölçüde barışçıl koşullar içinde yürütüldü seçim kampanyaları ama yine de bazı konularda yorumlar yapmamız gerektiren bir seçim de oldu bu. Türkiye’nin bu konudaki güçlü taahütlerini de selamlıyorum. 2014 yılının da Türkiye’de AB yılı olarak ilan edilmesini önemli buldum. 22 numaralı başlığın açılması da bizim için önemliydi geçen yıl açıldı, bu bizim konumuzla ilgili bir fasıl ve önemli. Aynı zamanda bölgesel kalkınma için ulusal stratejiyi güçlendiren bir açılım oldu bu. Türk tarafına da yardımcı oluyor bu durum. Türkiye’nin çok anlamlı gelişmeler kaydettiğini görüyoruz. Doğrudan yönetim konusunda önemli aşamalar kaydetti. . Yerel yönetimlerde bağımsızlığın sınırlı olması açısından üzüntülüyüz. Yerel yönetimlerin de ulusal bütçe den aldığı payın yüzde 10’un altında olması , AB değerlerinin altında olması demek. Ne yazık ki Türk hükümeti paydaşlarıyla yeterince danışmadan bu tür yasaları çıkarıyor. Bu iyi bir tutum değil. SELAMİ ÖZTÜRK( Kadıköy Eski Bel.Baş.) : Bizler AB’yi son derece önemsiyoruz. Bugün Karadeniz’in güzel şehri Giresun’da bizleri toplayan Kerim Aksu Başkana teşekkür ediyorum. Bu önemli toplantıya AB Bakanlığının temsilci göndermemesi nedeniyle, ben katılımcılardan özür diliyorum. 1964 yılında biz AB kapısını çaldık. Bizden 40 yıl sonra Litfanya AB’ye alındı. Biz hala kapıda beklerken başkaları içeri girmiştir. AB Türkiye ye çifte standar uygulamayı bırakmalıdır. Türkiye de yönetim hızla merkezileşiyor. Yetkiler merkezde toplanıyor. Yerel yönetimlerin yetkilerinin artırılması, demokrasinin güçlenmesi demektir. Türkiye deki yönetimde AB sürecinde istekli ve arzulu olmalıdır. FETHİ YAŞAR (ANKARA YENİ MAHALLE BEL. BAŞKANI) : Türk Halkının AB’ye olan güveni her geçen gün azalıyor. İlk dönemlerde halkın büyük bölümü AB’ye girmeyi destekliyordu. Bu oyalama politikaları, bu güvene zarar vermektedir. Türk Halkı AB’ye girsede girmese de çağdaş yaşamı yakalayacaktır. Türk Halkının Müslüman olması ve bazı AB ülkeleri tarafından tepki görmesini anlamak mümkün değildir. Avrupa ile Asya’yı bir birine bağlayan Türkiye’nin AB’ye alınmaması AB için de büyük kayıptır. TUNÇ SOYER ( SEFERİHİSAR BEL. BAŞ. SODEM BAŞKAINI )(SOSYAL DEMOKRAT BELEDİYELER DERNEĞİ) : AB tarihin en büyük barış projelerinden biridir. AB Türkiye ilişkileri bu çerçeveden ele alınmalıdır. AB içersinde Müslüman nüfus giderek artmaktadır. AB çoğunluk nüfusu Müslüman olan Türkiye’yi kalıcı ve ayrılmaz bir parça olarak kabul etmediği taktirde asla uluslar arası ve evrensel bir güç haline gelemeyecektir. AB ülkesi temsilcilerine bunları hatırlatmak isterim. |
839 kez okundu |
Yorumlar |
FASA FİSO 26/11/2014 00:29 ÇOK KOMİK VE BİR O KADAR DA ART NİYETLİ BİR TOPLANTI.
ADAMLAR RESMEN TÜRK DÜŞMANI,
KONUŞTUKLARI HER KELİME AYRI BİR ZEHİR.
KATILANLAR İŞİN HAVASINDALAR, HEPSİ O KADAR
AVRUPA'DAN GELEN HER KİŞİ PEŞİN HÜKÜMLÜ VE ART NİYETLİDİR.
ADAMLAR GELİRLER, DALGASINI GEÇİP GİDERLER,
HEPSİ BUNDAN İBARET Misafir - ORHAN KILIÇOĞLU |