• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/cavuslutesisleri
  • https://twitter.com/cavuslu_org
Üyelik Girişi
ÇAVUŞLUDAN
Facebook ta ÇAVUŞLU HABER

ÇAVUŞLU DA DÜĞÜN TARİHLERİ
GİRESUNSPOR

GÖRELESPOR
GÖRELEYİ CANLI İZLEYİN
İLLER ARASI MESAFE
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar34.413134.5510
Euro36.357136.5028
NAMAZ VAKİTLERİ
Hava Durumu
google Reklam
Site Haritası

sanalbasin.com üyesidir

DOĞRULUK VE SADAKA ( Haftanın Hutbesi )Cumanınz mübarek olsun

HAFTANIN HUTBESİ   04/04/2014 CUMA 



 

     

                         DOĞRULUK VE SADAKA 

Aziz Kardeşlerim! 

Okuduğum ayet-i kerimede Rabbimiz şöyle buyuruyor: 
“Ve şöyle niyaz et: Rabbim! Gireceğim yere doğruluk, 
dürüstlük ve sıdk ile girmemi sağla; çıkacağım yerden de 
doğruluk, dürüstlük ve sıdk ile çıkmamı sağla. Bana yüce 
katından tarafından, hakkıyla yardım edici bir kuvvet ihsan 
eyle!”
1

Okuduğum hadis-i şerifte ise Peygamber Efendimiz 
(s.a.s) şöyle buyuruyor: “Doğruluktan ayrılmayın, zira 
doğruluk sizi iyiliğe, iyilik de cennete götürür. Kişi sürekli 
doğru söyler ve doğrunun peşinde olursa Allah katında 
doğrulardan yazılır. Yalandan kaçının, zira yalan sizi 
kötülüklere götürür. Kişi sürekli yalan söyler, yalanın 
peşinde olursa Allah katında yalancılardan olduğu yazılır.”2

Kardeşlerim! 
Hz. Ebu Bekir’den gelen bir rivayete göre Sevgili 
Peygamberimiz (s.a.s) bu sözü son vasiyetleri arasında 
zikretmiştir. Başka bir hadisinde, “Her kim Allah ve 
Rasulü’nün kendisini sevmesini istiyorsa sözünde doğru 
olsun.” buyurmuştur. Efendimiz (s.a.s) başka bir hadislerinde, 
cennete götüren hasletleri sayarken doğru sözlülüğü en başta 
zikretmiştir. Aynı şekilde Hz. Âişe validemiz, doğru sözlü 
olmayı İslam’ın on büyük erdeminin başında saymıştır. “Tehlike 
bile görseniz doğruluktan ayrılmayın. Zira kurtuluş 
doğruluktadır. Kurtuluş dahi görseniz yalandan kaçının. 
Zira asıl tehlike yalandadır.” sözü de hadis olarak nakledilen 
bir rivayettir.3

Değerli Müminler! 
Ahlaki bütün sistemlerin ahlaklı ve erdemli bir hayat için 
şart koştukları en büyük ilke şüphesiz doğruluktur. Doğruluk 
sadece söze özgü ve sözden beklenen bir ilke olmadığı gibi aynı 
şekilde doğrunun zıddı olan yalan da sadece sözle ilintili değildir. 
Susarak yalan üzere hayat sürenler, yalan söz söyleyenlerden hep 
fazla olmuştur. Eski dilimizde buna “samt-ı kâzib” denmiştir. 
Gerçek anlamda sıdk ve doğruluk; hakikat anlamında doğru olanı 
tasdik etmek; tasdik ettiğimiz hakikate uygun doğru söz 
söylemek ve verdiğimiz sözde durmak; söylediğimiz doğru söze 
uygun davranışta bulunmaktır. Şayet doğruluğu sözün sıfatı 
olarak alacak olursak sözün, hem insanın iç dünyasına, inancına 
ve düşüncesine hem de iş ve davranışlarına uygun olması 
demektir. 
Aziz Kardeşlerim! 
Kur’an dilinde, kalbinde tasdik ettiği inancına uygun 
davranan ve düşüncelerinin doğruluğunu iyi ve güzel 
davranışlarıyla ortaya koyan kimseye sadık denmiştir. Bakara 
suresi 177. ayette, iyilik ve doğruluk arasındaki ilişkiye dikkat 
çekilmiş ve Allah’a iman, ahirete iman, namaz ve zekâtın yanı 
sıra yakınlara, yetimlere, yoksullara, yolda kalmışlara, dilenmek 
durumunda kalanlara, özgürlüğünü kaybetmiş olanlara çok 
sevdiğimiz mallarımızdan tasadduk etmek, verdiğimiz sözde 
durmak, zorluk ve sıkıntılara sabretmek sadıkların özellikleri 
olarak zikredilmiştir.

Sevgili Peygamberimiz (s.a.s)’in hadisleri incelendiğinde 
Efendimizin, doğruluğun davranış boyutuna da “sadaka” adını 
verdiğini görürüz. “Sadaka” kavramı sadece dilimize geçerken 
değil, klasik ve çağdaş Arap dilinde de anlam daralmasına 
uğramış ve karşılıksız olarak fakirin eline verdiğimiz yardımın 
adı olmuştur. Oysa İslâm âlimleri sadakayı şöyle tarif etmiştir: 
“Sadaka, imanın sadakatini ortaya koyan her davranıştır.” 
“Doğruluğun davranışla aranmasıdır; doğruluğu davranışla arama 
teşebbüsüdür.” Buna göre insanın özünde ve sözünde doğru 
olduğunu ifade eden her davranış “sadaka” dır. Tıpkı insanın 
aklında ve düşüncesinde var olan güzelliği yansıtan davranışlara 
hasene ve hasenât denildiği gibi. 
Aziz Kardeşlerim! 
Şimdi geliniz, hep birlikte “sadaka” olarak adlandırılan 
davranışları Sevgili Peygamberimiz (s.a.s)’in dilinden 
dinleyelim. “Güzel söz sadakadır.”4
; “Yumuşak söz sadakadır.”5

“Kardeşinin yüzüne tebessüm etmen sadakadır.”6
; “Allah’ın 
kullarına selam vermen sadakadır.”7
; “İnsanlara yol göstermen 
sadakadır.”; “Yolunu kaybedene yol göstermeniz sadakadır.”8

“Yolda insanlara eziyet veren bir şeyi kaldırıp atman 
sadakadır.”9
; “Bir kimsenin bineğine binmesi için yardımcı 
olman sadakadır.”; “Bir kimsenin yükünü yüklemesi için 
yardımcı olman sadakadır.”10; “Doldurduğun kovayı kardeşinin 
boş kovasına boşaltman sadakadır.”11; “Zayıf bir kimseye 
gücünle yardımcı olman sadakadır.”; “Sanat ehline yardımcı 
olmanız sadakadır.”; “İki kişinin arasını bulman, iki kişinin 
arasında adaletle hükmetmen sadakadır.”12; “Konuşma özürlü bir 
insanın kendisini ifade etmesine yardımcı olman sadakadır.”; 
“Hastaları ziyaret etmeniz sadakadır.”; “Toprağa diktiğiniz her 
bitki, her ağaç sizin için sadakadır.”; “İnsanın veya hayvanların 
ondan yedikleri sizin için sadakadır.”; “İnsanlarla iyi geçinmek 
sadakadır.”; “Çocuklarınıza yedirdiğiniz sadakadır.”; “Eşinize 
yedirdiğiniz sadakadır.”; “Yanınızda çalışanlara yedirdiğiniz 
sadakadır.”13; “Kişinin kendi ailesi için nafaka temin etmesi 
sadakadır.”14; “En üstün sadaka kişinin ilim öğrenmesi ve 
öğrendiği ilmi Müslüman kardeşine de öğretmesidir.”15

“Cenazelere katılmanız sadakadır.”; “Emr-i bi’l-ma’rûf ve nehy-i 
ani’l-münker sadakadır.”16; “Namaza attığınız her adım 
sadakadır.”17; “Allah’a hamdetmeniz sadakadır.”18; “Allah’ı 
tesbih edişiniz sadakadır.”19; “Allah’ı tekbir edişiniz 
sadakadır.”20
; “Şerden uzak olmanız sadakadır.”; “Maruf olan her 
şey sadakadır.”21

Kardeşlerim! 
Unutmayalım ki sadaka, kişinin Rabbine, kendine ve bütün 
insanlara karşı sadakatini gösteren her davranıştır. Yani sadaka, 
sıdk üzere olan sadıkların davranışıdır. 
Ne mutlu dürüst ve sadık olanlara! 
Ne mutlu dosdoğru ve sıddık olanlara! 

1
İsra 17/80. 
2
Müslim, Birr ve Sıla, 105. 
3
Abdullâh b. Muhammed, Mekârimu’l-Ahlâk, I, 46. 
4
Ahmed b. Hanbel, II, 312. 
5
Buhârî, Edeb, 34. 
6
Tirmizi, Birr ve Sıla, 36. 
7
Buhârî, Sulh, 11. 
8
Ahmed b. Hanbel, II, 42, 154. 
9
Buhârî, Mezâlim, 34. 
10
Ahmed b. Hanbel, II, 316, 350. 
11
Tirmizî, Birr, 36. 
12
Buhârî, Sulh, 11. 
13
Ahmed b. Hanbel, IV, 121; V, 154; VI, 362. 
14
Buhârî, Îmân, 41. 
15
İbn Mâce, İbn Mâce, Sunne, 20. 
16
Ebû Dâvûd, Tatavvu, 12. 
17
Buhârî, Cihâd, 62. 
18
Müslim, Musâfirîn, 84. 
19
Ebû Dâvûd, Tatavvu, 12. 
20
Ahmed b. Hanbel, V, 167. 
21
İbn Ebî’d-Dünyâ, Kitâbu’l-Havâric, s. 21, 179. 

Hazırlayan: Diyanet İşleri Başkanlığı

 



846 kez okundu

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi53
Bugün Toplam614
Toplam Ziyaret4276691
NÖBETÇİ ECZANE



   
  

google reklams