İSLAMDA İNSAN HAKLARI ( Haftanın Hutbesi )06/12/2013Değerli Müminler! Âlemdeki her şey insan için, insanın gelişimine ve kendini gerçekleştirmesine hizmet etmek için yaratılmıştır.1 Çünkü insan, bu evrende yaşayan varlıkların en üstünü, Allah’a en yakın olanıdır. Yüce Allah: “Andolsun, biz insanoğlunu şerefli kıldık. Onları karada ve denizde taşıdık. Kendilerini en güzel ve temiz şeylerden rızıklandırdık ve onları yarattıklarımızın birçoğundan üstün kıldık.”2 buyurarak insanın değerini ve evrendeki konumunu ortaya koymuştur. İnsanın bu konumunu sürdürebilmesi için Yüce Allah’ın, kendisine bahşettiği temel hak ve hürriyetleri vardır. Bu temel haklardan yararlanma konusunda insanlar, Hz. Peygamberin ifadesiyle, “Bir tarağın dişleri gibi eşittirler.”3 Bu hakların korunması ve yaşatılması bütün ilahi buyrukların ortak amacıdır. Dinin bütün emir ve yasakları şu temel hakları korumaya yöneliktir: Bunlar canın, malın, aklın, vicdanın, neslin, insanlık şeref ve haysiyetinin korunmasıdır. Değerli Kardeşlerim! Canın korunması, her insanın hayat hakkını güvence altına almayı gerektirir. Kur’an-ı Kerimde: “Kim, bir insanı, haksız yere öldürürse, o sanki bütün insanları öldürmüş gibidir. Her kim de bir insanı (hayatını kurtararak) yaşatırsa, sanki bütün insanları yaşatmış gibidir.”4 buyrularak hayat hakkının önemi ortaya konulmuştur. Mal ve servet Yüce Allah’ın insana bir iyilik ve ihsanıdır.5 Helal ve meşru yollardan elde edilen özel mülk ve servetin dokunulmazlığı vardır. Kişi kendi malı üzerinde tasarrufta bulunma hakkına sahiptir. Aklın korunması bilgi elde etme, düşünce ve ifade hürriyeti ile sağlanır. Bu bağlamda aklı körelten her şey yasaklanmıştır. Kıymetli Kardeşlerim! Din, inanç ve vicdan hürriyeti en son ve gerçek hak din olan İslam’ın en çok önem verdiği konulardan biridir. “Dinde zorlama yoktur.”6 ayeti bu gerçeği ifade etmektedir. Hak olanı, iyi ve doğru yolu gösterme ve insanları bu yöne teşvik etme Allah’a aittir; fakat hak olanı veya tersini seçme insana aittir. “De ki: Hak, Rabbinizdendir. Artık dileyen iman etsin, dileyen inkâr etsin.”7 anlamındaki ayet din adına vicdanlara baskı yapılmasına izin vermemiştir. Neslin muhafazasına yönelik nikâh meşru kılınmış; buna karşılık nesillerin yozlaşması ve gerilemesine yol açacak her türlü davranış tarzı uygun görülmemiş ve yasaklanmıştır. Değerli Müminler! Bütün bu hak ve hürriyetlerin konulmasından asıl maksat, insanın yüksek ve saygın kişiliğinin ortaya çıkması ve korunmasıdır. Bundan dolayı, insanın maddi varlığı gibi manevi varlığını, kişilik ve benliğini küçültecek, namus, şeref ve haysiyetine zarar verecek tüm davranışlar İslam dışı kabul edilmiştir. İnsanlara hiçbir şekilde eziyet edilemeyeceği gibi o, aşağılanıp alaya da alınamaz. Kişileri arkasından çekiştirme, iftira, dedikodu, kötü zan, hakaret, koğuculuk, kötü lakaplar takma gibi davranışlar kötülenmiş ve güzel ahlaka aykırı kabul edilmiştir. Hutbemi Hz. Peygamberin bir hadisi şerifiyle bitiriyorum: “Kimin üzerinde din kardeşinin namusu ya da malıyla ilgili bir zulüm varsa altın ve gümüşün bulunmadığı kıyamet gününden önce onunla helalleşsin. Aksi takdirde kendisinin salih amelleri varsa, yaptığı zulüm miktarınca sevabından alınır, hak sahibine verilir. İyilikleri yoksa, zulüm yaptığı kardeşinin günahından alınır, onun üzerine yükletilir.”8 1 Bakara, 2/29; Lokman, 31/20. 2 İsra, 17/70. 3 Ahmet b. Hanbel, Müsned, V, 411. 4 Maide, 5/32. 5 Cuma, 62/10; Mülk, 67/15. 6 Bakara, 2/256. 7 Kehf, 18/29. 8 Buhârî, Mezâlim, 11. Hazırlayan: Osman BOSTAN Giresun İl Vaizi Redaksiyon: İl İrşat Kurulu |
1769 kez okundu |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |