Türkiye’de ilk otobüsü yapan Görele’den Sanayi Sitesini yapamayan Görele’ye nasıl gelindi05/02/2013
1949 yılında Görele’de ilk otobüsü imal eden ve hayatta kalan tek usta olan Hüseyin Avni Tavacı hatıralarını anlatırken gözyaşlarını tutamadı “ Kahrımdan ağlıyorum!” Görele, 1948-1949’lu yıllarda Türkiye’’de bir ilki gerçekleştirdi ve adını tarihe altın harflerle yazdırmayı başardı. Bir elin parmakları kadar çılgın marangoz ustasının bir araya gelerek hayat verdiği mucize o yılların Türkiye’sinde kısa zamanda duyuldu. Balıkçı tekneleri yapan eller keser ile otobüs iskeletini oluşturacak kestane ve kayın ağaçlarını yontmaya başladı. Ulusoy Görele’de yaptırdığı ilk otobüsü ile İstanbul’a yolcu taşıdı. Görele,İstanbul’dan Hopa’ya, Sivas’tan Iğdır’a kadar otobüs imal edip sattı. Otobüs imalatı, elektriği bile olmayan Görele’de yeni iş imkânlarına kapı açtı. Bugünkü 5 yıldızlı otellere şapka çıkartan otel sayısı Görele’de 6’yı buldu. Görele’de lokanta, bakkal ve kahvehane gibi küçük iş yerlerinin geçmişi otobüs imalatı yıllarına dayanıyor... Hırçın Karadeniz Haber’in gazetecilik başarısı. Görele’nin bugünkü siyasi atmosferini yakından ve derinden etkileyecek bu haberie, birçok karanlık olayları gün yüzüne çıkarırken, ders alması gerekenlere de ibret olacak. 1948–1949 yıllarında Görele’de birkaç marangoz ustasının çılgın fikri bir anda Görele’nin üzerine güneş gibi doğdu. 1945 yılında sadece 1940 kişilik nüfusa sahip olan Görele henüz elektrik ile tanışmamış. Evlerde ve iş yerlerinde gaz lambaları var. Görele Çavuşlu arasında kurulan küçük tersanede balıkçı tekneleri imal eden Halil ve Remzi Firiğin usta (Halil Firidin’in yoğun bakımda olduğunu öğrendik) Halil, Hüseyin ve Galip usta Görele’ye tekne tamir etmeye gelir. Alman harbinin sona erdiği yıllardır. Görele’de otobüs imal ediliyor Savaş sonrası Görele’ye kamyonlar gelmeye başlar. Osman Aklaya, Samsun’dan “UĞUR” adında otobüs getirir. Osman Yanık, bu otobüs ile Trabzon’a Görele’den yolcu taşımaya başlar. O yıllarda Trabzon’a yolculuk deniz yolu ile yapılmaktadır. Osman Yanık bir sefer sonrasında Görele’ye Trabzon’dan doç kamyon alarak döner. Marangoz Niyazi ve yeğeni İsmail Tavacı ile birlikte, ağaçtan otobüsün ağaç iskeletini oluşturmaya başlarlar. Bu Görele’de oluşturulan ilk otobüs iskeletidir. Ağaçtan oluşturulan iskelet tamamlandıktan sonra otobüsün dış aksanı saç ile kaplanır. Görele’de küçük çapta başlatılan otobüs imalatı kısa zamanda Türkiye’de özellikle İstanbul’da duyulur ve merak uyandırır. Gurbetçiliğin emekleme dönemi olan o yıllarda İstanbul’da yaşayan Göreleliler memleketlerine dönmeye başlarlar. Bunlardan biri de Hüseyin Avni Tavacıdır. 1951 yılında İstanbul’dan Görele’ye dönen Hüseyin Avni Tavacı, Görele’de tarih yazan ustalardan hayatta kalan tek ustadır. Hüseyin Avni usta, Osman Yanık ustanın atölyesinde çalışmaya başlar. O yıllarda elektriği bile olmayan Görele’de gerçekleştirilen mucize, Görele’nin adını Türkiye ve dünyaya altın harflerle yazılmasına vesile olur. Hüseyin Avni usta, “Otobüslerin iç konforu bana aitti. İç konforlarını ben yapardım” derken sanki o yılları yeniden yaşıyordu. Hüseyin Avni usta, “hasarlı kaza yapmış kamyonları alıp Görele’ye getiriyorduk. Biz burada kamyonu sadece torpido aksamı kalacak şekilde soyuyor ve şasesi üzerine otobüsün iskeletini oluşturuyorduk” diyor. Görele’de otobüs imal edildiği haberinin kısa zamanda Hopa’ya kadar ulaştığını anlatan Hüseyin Avni usta, Ulusoy’un ilk otobüsünü kendisinin yaptığını söyledi. O yılları tekrar yaşayan Avni usta, yeniden tazelenen hatıralarını şöyle anlattı: “ Çaykaralı meşhur Selman Koç, Görele’de imal ettirdiği otobüs ile memleketine görünce Mehmet Ali Ulusoy bu otobüsü nereden aldığını soruyor. Selman Koç “Görele’de imal ediyorlar. Görele’den aldım” cevabını veriyor. Mehmet Ali Ulusoy Görele’ye geliyor ve karayolu taşımacılığı yaptığı şirketin ilk otobüsünü, Hüseyin Avni usta ile anlaşarak sipariş veriyor. Hüseyin Avni usta, “İstanbul’dan Hopa’ya, Sivas, Erzurum, Kars, Ardahan’a kadar özellikle Doğu Anadolu’nun otobüslerini uzun yıllar Görele’de biz yaptık. Karadeniz’in tamamının otobüslerini zaten biz yapıyorduk” derken sevinemiyordu. 5–6 atölyede gerçekleştirilen mucize ile Görele sanki kocaman bir sanayi kenti olmuştu. Otobüs ihtiyacı olanların akın ettiği Görele’de otel sayıları da artmıştı. Hüseyin Avni usta, “Görele’de elektrik yoktu ama atölyelerde ihtiyaç duyulan elektriği, benzinli su motorları ile ürettik” derken o günlere dönüyordu. “Şerit ve planyadan başka makinemiz yoktu” diyen Avni usta otobüsün bütün aksanını elimizle yapıyorduk. Eğitim almadık, çıraklık yaptık ustalarımızdan işi öğrendik” dedi. GÖRELE’DE 5 YILDIZLI OTELLER VARDI 5–6 atölyenin gerçekleştirdiği otobüs imalatı Görele’nin adını öylesine duyurmuştu ki, Türkiye’nin hemen her yerinden Görele’ye gelenler yeni iş kapıları açılmasını sağlamıştı. Görele kısa zamanda oteller kenti durumuna geldi. Bugün bir tane dahi oteli olmayan Görele o yıllarda 5 yıldız değerinde otellere sahipti. Bugünkü Akbank’ın bulunduğu caddenin arkasında Yıldız oteli bu otellerden biriydi. Bugün Görele’de Sultan Sofrası lokantasının olduğu bine o yıllarda otel olarak hizmet veriyordu. Hüseyin Avni usta bu konuda şu bilgileri verdi :” Mıcıgo Hasan’ın karşısında Meligu Şakir’in, Demircilerin bitişiğinde Meligu Ali ’nin, Mehmet Temel’in iş yerinin üstünde Mehmet Temel’in oteli vardı. Mehmet Temel’in karşısında Osman Akkaya’nın oteli vardı. Ayrıca Karahacıoğlu Yakup’un oteli de vardı. O yıllarda Görele çok hareketli ve kalabalık oluyordu.” OTOBÜS İMALATI NASIL BİTTİ? Otobüs imalatında çığır açan Görele’de istenmeyen gelişmelerde yaşandı. En kötü gelişme, 5–6 kişinin bir araya gelerek kurdukları anonim şirket oldu. Kurulan şirketin başına Osman Yanık seçildi. O yılların Türkiye’sine Magirus marka otobüsler hâkim. Fiyatları 100 lira değerinde. Mercedes marka otobüsler henüz Türkiye’de yok. Kurulan şirket, imalat işini Görele’de büyütmek ve geliştirmek için devletten 300.000 TL kredi alıyor. Para Ziraat Bankası’nın Görele şubesine yatırılıyor. 300 Bin liradan 30 bin lira Hüseyin Avni usta ve 30 bin lirada Osman Yanık’ın yeğeni Arif Yanık ustaya veriliyor. Devletten alınan para 2 sene el sürülmeden Ziraat Bankası Görele şubesinde bekletiliyor. Görele’de otobüs imalatı işini gerçekleştiren ustalar Esnaf kefalet odasında toplanma kararı alıyor. Toplantıda ilk sözü Selami Firidin alıyor. Firidin “otobüs imalatını bırakalım, 3 tane otobüs alalım ve yolcu taşıma işine girelim” diyor. Tornacı Sabahattin bu teklife itiraz ediyor. “ Para bize verilsin. Her takımımız var, biraz daha takım alalım, otobüs imalatına devam edelim” diyor. Osman Yanık Ankara’ya gidiyor ve Çalışma Bakanı Nizamettin Bey ile görüşüyor. Dönüşünde kütüphane araçları imalatına başlanıyor. Ancak çalışmaya Hüseyin Avni ve arkadaşları çağrılmayınca araya küslük giriyor ve Görele’nin kaderini hatta istikbalini derinden sarsacak olan Otobüs İmalat sanayi rüyası sona eriyor. Hüseyin Avni usta, “Dağılmasaydık ve çelik eşya Görele’de imal edilseydi, Görele İstanbul, Bursa ve Gaziantep’ten sonra gelirdi. O yıllarda Kayseri sadece pastırma üretiyordu. Kayserinin bugün geldiği nokta ile kıyaslanırsa Görele’nin kaçırdığı fırsatı siz düşünün..” -- kaynak: Hırçın Karadeniz haber ALİ KAYA HABER (alikayahaber@gmail.com) |
18132 kez okundu |
Yorumlar |
Otobüs 14/12/2021 20:13 Hüseyin Avni Tavacı otobüs yapmayı bizden öğrendi ben Remzi Firidin. Bu mesajı torunum yazıyor isteyene istediği zaman röportaj veririm. Ben 94 yaşındayım şu an hayatta kalan en eski ustalardan ben varım çoğu yazılanlar yalan göreleye otobüs işini abim İbrahim FİRİDİN getirmiştir. No : 5346420246 Misafir - Remzi FİRİDİN karoseri üretimi 22/10/2019 21:47 1957 yılında itü.den mezun olup trabzon karayollarında genç bir mühendis olarak göreve başlamıştım.o tarihlerde 5-6 atelyede karoser üretimi münferit olarak yapılıyordu.rahmetli babamdan rica edip atelye sahipleri ile görüşmemi sağladı.hepsine münferit üretim yerine birleşip kollektif çalışmalarının faydalarını ve karlılığını anlattım.üretimin daha çok ve ucuza malolacağı ve marka yaratılacağını söyledim.hepsi dinler göründüler ama sonuç rahmetli avninin anlattğı oldu.ama eklemek istediğim husus önemli.atelye sahiplerinin her biri ayrı partinin üyeleriydi.anlaşıldıki birbirine güvenmediler ve krediyi kullanamadılar.sonuç hüsran güvensizlik sonucu getirdi.çok yazık oldu.tersane de öyle olmadı mı? Misafir - m.fazlı emanetoğlu |