Fatma Karakış - Adnan Menderes Üniversitesi Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof.Dr.Kurtuluş Olgun, yılanların biyolojik denge açısından büyük önem taşıdığını, bu nedenle öldürülmemeleri gerektiğini söyledi31/05/2012 Fatma Karakış - Adnan Menderes Üniversitesi Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof.Dr.Kurtuluş Olgun, yılanların biyolojik denge açısından büyük önem taşıdığını, bu nedenle öldürülmemeleri gerektiğini söyledi. Fatma Karakış - Adnan Menderes Üniversitesi Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kurtuluş Olgun, yılanların biyolojik denge açısından büyük önem taşıdığını, bu nedenle öldürülmemeleri gerektiğini söyledi.
Prof. Dr. Kurtuluş, AA muhabirine yaptığı açıklamada, yılanların, kış uykusundan uyanmaya başladığını, en hareketli dönemlerinin haziran ayı olduğunu belirtti.
Özellikle tarımsal bölgelerde çok sık yılan görülmeye başlanabileceğini, bu konuda insanların daha duyarlı olması gerektiğini kaydeden Prof. Dr. Kurtuluş, yılanların insanlar tarafından kötü algılandığını ve küçük yaşlardan itibaren bu canlı türünden korkutulduğunu ifade etti.
Yılanların sanılanın aksine doğada büyük görev gördüğünü, besin zinciri içerisinde çok önemli bir yer tuttuğunu ifade eden Kurtuluş, şöyle konuştu:
"Yılanların öldürülmesi biyolojik dengeyi bozuyor. Yılanlar özellikle farelerle besleniyor. Fareler çeşitli hastalıkları taşıyorlar ve tarım alanlarına ciddi zarar veriyorlar. Bunlar yılanlardan çok daha fazla tehlikelidir. Biz yılanları öldürerek fare popülasyonunun artmasına sebep oluyoruz. Yılanların tarımda kullanılan kontrolsüz ilaçlar ve insanlar tarafından bilinçsizce öldürülmesi biyolojik sorunları da beraberinde getiriyor. Biyolojik zenginliklerimizin farkında değiliz. Bize ne faydası olacak, ne getirisi olacak bilmiyoruz. Tarımda daha fazla ürün almak amacı ile kullanılan ilaçların daha dikkatli kullanılması lazım."
-"Yılan ısırmasından ölen sayısı çok azdır"-
Türkiye'de 16 zehirli yılan türünün olduğunu, bunlardan 15'inin zehirinin dolaşım sistemini etkilediğini anlatan Prof. Dr. Kurtulmuş, şöyle devam etti:
"Yılan, şah damarına yakın bir yeri ısırırsa zehir direk kana karışacağı için ölme olasılığı çok yüksek. Ancak yılanın boyun bölgesinden bir insanı ısırması çok zayıf bir olasılıktır. Yılanlar sağır, duymayan hayvanlardır. Yılanlarda dış ve orta kulak kaybolmuştur. Onların havadaki titreşimleri algılayan organları olmamasına rağmen özellikle yerdeki titreşimleri algılayan deri üzerinde bulunan ve oldukça hassas duyu almaçları (reseptörleri) gelişmiştir. Bu almaçları sayesinde siz daha hayvana yaklaşmadan 3-5 metre ileriden yılan tehlikeyi algılayıp kaçar. Halk arasında bilindiği gibi yılanla karşı karşıya gelme, sonra yılanla boğuşma, gelip yılanın ısırması söz konusu değil. Ancak siz yılanı taciz eder sürekli rahatsız ederseniz o zaman ısırır. Eğer zehirsiz bir yılan ısırmışsa zararı yoktur. Eğer zehirli bir yılan tarafından ısırılmışsanız o zaman yapılacak şey heyecanlanmadan, şoka girmeden ve çok hızlı hareket etmeden en yakın sağlık kuruluşuna gitmektir."
Zehirli yılanların gündüz dışarı çıkmadığını vurgulayan Kurtulmuş, "Zehirli yılanlar bazen gündüz de çıkabilir ama beslenme amaçlı gece çıkar. Ben 30 yıldır özel olarak zehirli yılan aramama rağmen şu ana kadar en fazla 15 tane doğada zehirli yılana rastlayabildim. Zehirli yılanlar hızlı hareket edemez, doğada çok hızlı kaçan yılanların büyük bir çoğunluğu zehirsizdir" şeklinde konuştu.- AYDIN - (AA) kaynak:www.gorelesol.com
|