• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/cavuslutesisleri
  • https://twitter.com/cavuslu_org
Üyelik Girişi
ÇAVUŞLUDAN
Facebook ta ÇAVUŞLU HABER

ÇAVUŞLU DA DÜĞÜN TARİHLERİ
GİRESUNSPOR

GÖRELESPOR
GÖRELEYİ CANLI İZLEYİN
İLLER ARASI MESAFE
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar34.425434.5633
Euro36.250536.3957
NAMAZ VAKİTLERİ
Hava Durumu
google Reklam
Site Haritası

sanalbasin.com üyesidir

İstiklal Marşı'nın Kabulünün 91. Yılı

12/03/2012

Meclis , yeni kurulan Türk Devleti için bir İstiklal Marşı hazırlatmak istiyor. 1920 yılı sonlarında bu amaçla bir şiir yarışması açılıyor. Katılımcılara 6 ay süre veriliyor.İstiklal Marşı yarışmasına bu süre içerisinde tam 724 şiir gönderiliyor. Milli Eğitim Bakanlığı, bu şiirleri değerlendirmek için bir komisyon kuruyor. 724 şiir tek tek okunuyor, içlerinden 6 şiir elemeyi geçip Meclis Matbaası tarafından bastırılıyor ve milletvekillerine dağıtılıyor.
 Ayrıca kazanan şiir için 500 lira ödül var. O zaman için çok büyük bir para.O sırada Maarif Vekili olan Hamdullah Suphi (Tanrıöver), Ankara’ da yaşayan ve aynı zamanda milletvekili olan ünlü şairimiz Mehmet Akif (Ersoy)’ dan da bir şiir istiyor.Bunun üzerine Mehmet Akif Bey “Ben mebusum (milletvekiliyim), müsabakaya katılmam. Ayrıca bir şiir yazıp size veririm” diyor.Evinde yazmaya başlıyor ve “Kahraman ordumuza” ithaf ettiği şiir bittiğinde, Maarif Vekaleti’ ne teslim ediyor.Böylece yarışmaya 7. şiir de katılmış oluyor.Müsabaka sonuçlanıyor. Mehmet Akif Bey‘ in şiiri Meclis kürsüsünden Maarif Vekili Hamdullah Suphi Bey tarafından büyük bir coşkuyla okunuyor.Büyük tezahürat ve alkışlar arasında ve oybirliği ile İstiklal Marşı olarak kabul ediliyor.
 
Tarih 12 Mart 1921

 

 istiklalmarsı 
İstiklal Marşı ve Türk Milleti
 
Toplumu bir arada tutan değerler vardır. İnsanların ortak değerlere sahip olmaları, onları benimsedikleri kavram ve olgular etrafında birleştirerek yek vücut halinde hareket etmelerine müsaade eder. Bu değerlerin manası, toplumu kuru kalabalıktan kurtarıp üstün bir birliktelik bilincine yükseltmesidir.
 
İstiklal marşımız ise aziz Türk Milletinin değerler denizinin kalbidir, dilidir. O şiir ki Türk milletinin bağımsızlık ve özgürlük türküsüdür. Milletimizin yürek atımıdır.İstiklal Marşımızın şekillendiği acı dolu günleri anlatan kutsal bir destandır.Onun hep bir ağızdan söylenmesi egemenliğimizin birlikte haykırılmasıdır.Haykırıldığında tüylerimizin diken diken olması, yüreğimizdeki ateşin büyümesi millet olma bilincimizin ve inancımızın kendisidir.
 
İstiklâl Marşımız, yüreklerimizdeki heyecan, inancımızdaki masumiyet, bileğimizdeki kuvvet ve alınlarımızda yanan gururdur.
 
Aç gözlü devletler başka milletlerin bağımsız olmasını istemez. Manası; tek tek bireyler içinde milletler içinde çok değerli bir kavram. Bireyin özgür olabilmesi içinde yaşadığı toplumun özgür olabilmesine bağlıdır. Bu yüzdendir ki İstiklal marşımız bu yüce değerlerin manzum bulmuş halidir.Ettiğimiz yeminlerin şiir formudur.İstiklal marşımız şanlı geçmişimiz, istikbalimiz ve mavi geleceğimiz için yazılan bir sözleşmedir.Türk milletinin yüreğine dil olur.Yani İstiklal Marşımız bütün Türk evlatlarının kınası, gönlündeki yarası imanındaki karasıdır. ( * kara güç anlamında kullanılmıştır. )
 
İstiklal Marşı’nın kelimelerindeki derinlik karşısında nazmın sınırları çatlayacak gibi gerilir. İncelendiğinde bunu görebiliriz. Marşta kullanılan sözcükler sanki Selimiye’nin duvarına konmuş taşlar gibidir.Teki bile kaldırılamaz.Kaldırılsa cami ayakta kalmaz.Muhteşem bir orkestradır marşımız; muhteşem bir şefin elinde yaratılmıştır.Dinleyici olan Türk milletinin duygusu vardır içinde.Karadeniz’de kemençesiyle, Doğu’da tarıyla, meyiyle, Ege’de kabak kemanesiyle,Güney’de bulgarıyla bir orkestradır.İstiklal marşımız Türk milletinin yaşama azmi, hayatta kalma mücadelesi ve Tanrı’ya kul olma sevdasıdır.
 
İstiklal Marşımız Taceddin Dergahında yazılmaya başlanmıştır. Yakınlarda Yunan top sesleri duyulmaktadır, ama bu bile marştaki buram buram kokan zafer ümitlerini yok edememiştir. M.Akif Ersoy geçmişteki şairlerden çok farklıdır.O vatanı parça parça olarak değil de bir bütün olarak sevmiştir ve böyle bilmiştir.Geçmişte bazı şairler şiirlerinde sadece İstanbul’u vatan kabul etmişlerdir.Geri kalanı ise toprak olmaktan öteye gidememiştir.
 
Kurtuluş Savaşımızı kimlere karşı ne şekilde verdik bilmeliyiz. Bu millet dünya tarihinde bir ilk olarak anti-emperyalist mücadeleyi kazanmış, ateş başka milletlere sıçramıştır. Hür dalgalanan bayrağımızın gölgesinde İstiklal Marşını gönülden benimseyen nesiller nasıl bir kökten geldiklerini anlarlar.Bu şiir Milletin ümidini kaybetmeye başladığı bir anda, "Felaketler milletin geleceğini tayin edemez, millet felaketlerin şaşkınlığından kurtulur, kendini toparlayabilirse; yaraları sarar, acıları dindirir ve kaybettiklerini kaybettiği yerde tekrar bulur" düşüncesiyle filizlenmiş,
 
”Geleceği karanlık görerek azmi bırakmak...
Alçak bir ölüm varsa, eminim, budur ancak!
...
Sahipsiz olan memleketin batması haktır;
Sen sahip olursan bu vatan batmayacaktır,"
 gibi mısralarla alevlenmiştir.
 
Büyük şair M.Akif Ersoy’a ne kadar saygı sunsak azdır.
 
Yazımı Üstat Ersoy’un duasıyla bitirmek istiyorum :
 
“Allah bu millete, bir daha İstiklal Marşı yazdırmasın”
 
 yazan :İhsan SEFER
.

İstiklal Marşı 

Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak; 
Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak. 
O benim milletimin yıldızıdır, parlayacak; 
O benimdir, o benim milletimindir ancak. 

Çatma, kurban olayım, çehreni ey nazlı hilâl! 
Kahraman ırkıma bir gül! Ne bu şiddet, bu celâl? 
Sana olmaz dökülen kanlarımız sonra helâl... 
Hakkıdır, Hakk’a tapan, milletimin istiklâl! 

Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım. 
Hangi çılgın bana zincir vuracakmış? Şaşarım! 
Kükremiş sel gibiyim, bendimi çiğner, aşarım. 
Yırtarım dağları, enginlere sığmam, taşarım. 

Garbın afakını sarmışsa çelik zırhlı duvar, 
Benim iman dolu göğsüm gibi serhaddım var. 
Ulusun, korkma! Nasıl böyle bir imanı boğar, 
“Medeniyet!” dediğin tek dişi kalmış canavar? 

Arkadaş! Yurduma alçakları uğratma, sakın. 
Siper et gövdeni, dursun bu hayâsızca akın. 
Doğacaktır sana va’dettiği günler Hakk’ın... 
Kim bilir, belki yarın, belki yarından da yakın. 

Bastığın yerleri “toprak!” diyerek geçme, tanı: 
Düşün altındaki binlerce kefensiz yatanı. 
Sen şehit oğlusun, incitme, yazıktır, atanı: 
Verme, dünyaları alsan da, bu cennet vatanı. 

Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda? 
Şüheda fışkıracak toprağı sıksan, şüheda! 
Canı, cananı, bütün varımı alsın da Huda, 
Etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda. 

Ruhumun senden, İlâhî, şudur ancak emeli: 
Değmesin mabedimin göğsüne namahrem eli. 
Bu ezanlar ki şahadetleri dinin temeli- 
Ebedî yurdumun üstünde benim inlemeli. 

O zaman vecd ile bin secde eder-varsa-taşım, 
Her cerihamdan, ilâhî, boşanıp kanlı yaşım, 
Fışkırır ruh-ı mücerret gibi yerden naşım; 
O zaman yükselerek arşa değer belki başım. 

Dalgalan sen de şafaklar gibi ey şanlı hilâl! 
Olsun artık dökülen kanlarımın hepsi helâl. 
Ebediyen sana yok, ırkıma yok izmihlâl: 
Hakkıdır, hür yaşamış, bayrağımın hürriyet;
Hakkıdır, Hakk’a tapan, milletimin istiklâl

Mehmet Akif ERSOY

 


ÇAVUŞLU HABER - www.cavuslu.org olarak  Büyük şair M.Akif Ersoy’a ne kadar saygı sunsak azdır. Büyük şair Mehmet Akif ERSOY'u rahmet ve minnetle anarken büyük üstadın  “Allah bu millete, bir daha İstiklal Marşı yazdırmasın” sözleriyle noktalıyoruz.



1398 kez okundu

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi221
Bugün Toplam1027
Toplam Ziyaret4277104
NÖBETÇİ ECZANE



   
  

google reklams