• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/cavuslutesisleri
  • https://twitter.com/cavuslu_org
Üyelik Girişi
ÇAVUŞLUDAN
Facebook ta ÇAVUŞLU HABER

ÇAVUŞLU DA DÜĞÜN TARİHLERİ
GİRESUNSPOR

GÖRELESPOR
GÖRELEYİ CANLI İZLEYİN
İLLER ARASI MESAFE
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar34.425434.5633
Euro36.250536.3957
NAMAZ VAKİTLERİ
Hava Durumu
google Reklam
Site Haritası

sanalbasin.com üyesidir

KARDEŞLİĞE SAPLANAN HANÇER: GIYBET (Haftanın Hutbesi )

15/12/2017

Cumanız Mübarek Olsun Aziz Müminler!
Bir gün Peygamberimiz (s.a.s)’in eşi Aişe
validemiz, Safiyye validemizin boyunun kısa
olduğunu ima etmişti. Bunun üzerine Allah’ın
Resûlü şu ikazıyla gıybetin ne kadar kötü bir tutum
olduğuna dikkat çekti: “Ey Aişe! Sen öyle bir söz
söyledin ki, o söz denize karışsaydı denizin
suyunu bile kirletirdi.”


Aziz Müminler!

Gıybet, bir kardeşimizi hoş olmayan sözlerle
anmaktır. Yokluğunda onun onur ve haysiyetini
zedelemektir. Kul hakkına girmektir. Gıybet, güven
ve samimiyete, huzur ve muhabbete, birlik ve
beraberliğe, hâsılı kardeşliğe saplanan bir hançerdir.
İnsanlıkla bağdaşmayan, mümine yakışmayan,
bireyi ve toplumu sarsan çirkin bir tutum ve
davranıştır. Bu yüzden Yüce Rabbimiz, Kur’an-ı
Kerim’de şöyle buyurarak gıybeti haram kılmıştır:

“Ey iman edenler!

Zannın çoğundan kaçının.

Çünkü öyle zanlar vardır ki günahtır.
Birbirinizin özelini araştırmayın. Birbirinizin
gıybetini yapmayın. Biriniz ölmüş bir kardeşinin
etini yemekten hiç hoşlanır mı? Bundan
tiksindiniz değil mi? O hâlde Allah’a karşı
gelmekten sakının. Şüphesiz Allah, tövbeyi çok
kabul edendir, çok merhametlidir.”

Kardeşlerim!

Bizler, birbirine iman kardeşliği ile bağlı
müminleriz. Bu kardeşlik, bir binanın birbirine
kenetlenmiş yapı taşları gibi sapasağlam bir
kardeşliktir. Bu kardeşlikte kardeşler birbirine
emanettir. Kardeşimizin canı bizim canımızdır. Onur
ve haysiyeti bizim onur ve haysiyetimizdir.
Birbirimizi en ufak bir îma ile dahi incitmemek bu
kardeşliğin bir gereğidir. Gönül erlerinden birinin şu
sözü bu gerçeği ne de veciz ifade etmektedir: “Sakın
incitme bir canı. Yıkarsın arş-ı Rahmân’ı.”

Aziz Kardeşlerim!

Günlük hayatımızda zihinlerimiz türlü
haberlerle yorgun düşmektedir. Kulaklarımız, arzu
edilen edilmeyen nice sözler işitmektedir. Özellikle
kitle iletişim araçları ve sosyal medyada çoğu zaman
dedikodu, yalan, iftira gibi çirkin sözler, ilgi ve
merak uyandıracak şekilde sunulabilmektedir.
Zaman zaman sorumsuz ve şuursuzca yayınlanan
asılsız haber ve yorumlarla insanların onur ve
haysiyeti hedef alınabilmektedir. Oysa
Peygamberimiz (s.a.s), Müslümanı “elinden ve
dilinden emin olunan insan” diye tanımlamıştır.

Kardeşlerim!

Resûlullah (s.a.s), şu hadisiyle gıybet,
dedikodu, su-i zan ve özel halleri araştırma gibi
mümine yakışmayan durumlardan uzak durmayı
emretmiştir: “Birbirinizin gıybetini yapmayın.
Gizli hâllerinizi araştırmayın. Çünkü her kim
insanların gizli hâllerini araştırırsa Allah da
onun gizli hâlini araştırır. Ve neticede onu evinde
bile olsa rezil eder.”

Resûl-i Ekrem Efendimiz, “Allah’a ve ahiret
gününe iman eden ya hayır konuşsun ya da
sussun.” buyurmuştur. Her duyduğunu
söylemesinin, kişiye günah olarak yeteceğini
bildirmiştir.

Heyhât!

Gelin görün ki bugün bir sektör haline

gelen yalan, iftira, gıybet ve dedikodu ile kimilerince
algı operasyonları yürütülmektedir. Bu tür
olumsuzluklarla, birey ve toplumun huzur ve
sükûnetine büyük zararlar verilmektedir.

Değerli Kardeşlerim!

Dilimiz, fitne ve fesat için değil; her daim
güven ve itimat, huzur ve sükûnet için dönsün.
Sözlerimiz, gıybet ve dedikodu, iftira ve yalan için
değil; sadakat ve doğruluk için dökülsün.
Kelamımız, kin, nefret ve düşmanlığa değil; ülfet,
muhabbet ve kardeşliğe vesile olsun. Unutmayalım
ki, o büyük gün ebedi nimetlere kavuşacak olanlar,
zihnine, gönlüne, diline, eline, hâsılı bütün bedenine
sahip çıkan ve hayata mümince bakanlardır.

Hutbemizi Peygamberimiz (s.a.s)’in şu
duasıyla bitirmek istiyorum:

“Allah’ım! Kulağımın, gözümün ve dilimin
şerrinden, kalbimin kötülüğünden sana
sığınırım.”

1 Tirmizî, Sıfatü’l-kıyâme, 51; Ebû Dâvûd, Edeb, 35.
2 Hucurât, 49/12.
3 Buhârî, Îmân, 4.
4 Ebû Dâvûd, Edeb, 35.
5 Buhârî, Rikâk, 23.
6 Ebû Dâvûd, Edeb, 80.
7 Tirmizî, Daavât, 74; Ebû Dâvûd, Vitir, 32.

Hazırlayan: Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü


575 kez okundu

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi226
Bugün Toplam1052
Toplam Ziyaret4277129
NÖBETÇİ ECZANE



   
  

google reklams