Ülkücü davanın DUAYENLERİNDEN olup, 1968-1980 arasında geçen o buhranlı dönemde yazdığı yazılarıyla ÜLKÜCÜ BOZKURTLARA ruh ve cesaret vererek bu sayede onların mücadele azmi, kişilik ve şahsiyet kazanmalarında büyük hizmet ve gayretleri olan ve hiçbir şekilde hakkını ödememiz mümkün olmayan Sayın NECDET SEVİNÇ AĞABEYİMİZİN, 19 Ocak 2010 tarihli H.O Tercüman gazetesindeki yazdıklarından yola çıkarak, dönme ve devşirmelerin günümüzde ki ihanetlerinden söz etmek istedim. Son kelimesine kadar okumanızı arzuluyorum ve şimdiden teşekkür ediyorum.

TÜRKÜM DİYEN KALMADI! 
Türk çocukları dün üç kıtada ki kan ve barut kokan cephelerde savaşırken, dönme ve devşirmeler Boğaziçi meyhanelerinde kafayı tütsüleyip, rum dilberlerine veya frenk asıllı yosmalara şiir yazıyorlardı lâkin zaferi biz kazanınca da ganimetten pay kapmak için en ön sırada saf tutarlardı.

YA SAVAŞI KAYBEDERSEK?
İşte o zaman hangi mekân veya makamda bulunuyorlarsa, ''kendilerinin aslında Türk olmadıklarını'' açıklamaya başlarlardı.

Bu açıklamalar aynı zamanda, düşmanla veya yerli işbirlikçisiyle çalışabileceklerine dair sinyal gönderme anlamına gelirdi.

Geçmişten bir örnek verecek olursak; bu döneklerden biri de Rıza Tevfik'tir. Rıza Tevfik, Türk Ordusunun cephelerde mağlup olacağını hissedince ''Ben artık Türklükten istifa ettim deme zilletine düşerek, daha sonraları ise Sevr'i imzalamaktan sıkılmayacaktır!

Günümüzde, ''Türk değilim! Türklükten istifa ettim! Türk'ün kılıcından başka övünecek nesi var? O da bitti. Hala İstanbul'da oturabiliyorsanız, bunu büyük devletlerin size değil, İslâm âlemine duyduğu saygıya(!) borçlusunuz'' diyebilecek kadar küstahlaşan Rıza Tevfik gibiler öylesine çoğaldılar ki hangi televizyonu açsanız bu gibi dönme devşirme kalıntılarıyla karşılaşırsınız.

Rıza Tevfik'in Türklüğü reddettiği günlerde, Maarif Nazırı Fahrettin Rumbeyoğlu da okul kitaplarından Türk kelimesinin çıkarılmasını istemiştir!

İşte tam burada, 28 Mayıs 2005'te Birlik Vakfı'nın düzenlediği, Recep Tayyip ve tayfasının da hazır bulunduğu toplantıda ''Türk Devleti'' ifadesinin Anayasa'dan ihraç edilmesinin istendiğini hatırlatmak gerekir.

''Türk Devleti'' ibaresinin Anayasa'dan ihracını isteyen Prof. M. E nın, İnsan Hakları Danışma Kurulu'na tayin edilerek ödüllendirildiğini de hatırlamak gerekir.

Bugünlerde bazı yazarlar gazetelere açıklamalar yaparak ''Kürt, Arap, Çingene, ermeni, Akdenizli, İstanbullu, dünyalı, Türkiyeli'' olmakla böbürlenmeye başladılar.

Yani, yeni yeni Damat Feritler, Rıza Tevfikler, Ali Kemal Artinler, Fahrettin Rumbeyoğlu ve benzerleri türeyerek, ecnebiler ve yerli iş birlikçileriyle beraber çalışabileceklerinin mesajlarını vermeye başladılar!

DAHA DÜN;
RTE'den yetimlerin haklarının hesabını soracağım / AKP, Okyanus ötesi bir projedir / RTE ülkeyi batırıyor gibi lâflar edenlerin bugün RTE'nin saflarına geçmiş olmalarının, kimilerinin ise öpüp yalamalarının tek sebebi; Türk'ün mağlup olacağını düşünmelerinden olsa gerek!

AMA YANILIYORLAR;
Türkler Anadolu'ya Cenâb-ı Allah ilâhi bir görevle göndermiştir

Ve bu yüzden Türkleri Anadolu'dan ancak Türkleri Anadolu'ya gönderen O ilâhi kuvvet çıkartabilir! Geçmişte de bunu deneyenler oldu lâkin Türk'ün imanı, azmi ve kuvveti karşısında hepsi telef oldu gittiler!

KAŞGARLI MAHMUD, DİVANÜ LÜGATİ'T-TÜRK'TE DİYOR Kİ
Allah'ın, devlet güneşini Türk burçlarından doğurmuş olduğunu ve Türklerin ülkesi üzerinde göklerin bütün dairelerini döndürmüş olduğunu gördüm /
Allah onlara Türk adını verdi / 
Ve yeryüzüne hâkim kıldı / 
Cihan imparatorları Türk ırkından çıktı /
Dünya milletlerinin yuları Türklerin eline verildi /
Türkler Allah tarafından bütün kavimlere üstün kılındı /

VAKTİ GELDİ;
Öyleyse yeni bir Mustafa Kemal Atatürk'ün Samsun'a çıkma zamanı gelmiştir artık.

ŞUNU UNUTMAYASINIZ Kİ
Geçmişte olduğu gibi bugün de yarli iş birlikçiler tarafından Türklerin Anadolu'dan kovulmak istenişinin temelinde; İslâmı bu coğrafyadan kovmak ve Türk'ün mübarek kanlarıyla TEVHİT COĞRAFYASI yapılan Anadoluyu, tekrar eskisi gibi TESLİS COĞRAFYASI yapmak yatar!

Üstelik bunu yapmaya çalışanlar halen daha İslam'ın temsilcileriymiş gibi görülerek desteklenmekteler!

7 Haziran seçimlerinde sandık başına giden vatandaşlarımızın, verecek oldukları oylarıyla, İslâm'ın Anadolu'dan kovulmasına mutlak surette dur demeleri gerekmektedir ki bu aynı zamanda farzdır, dini bir vecibedir! Bunun tek yolu ise AKP Yİ SANDIKLARDA BOĞMAKTIR!

21 Mayıs 2015
ORHAN KILIÇOĞLU

NOT : Sitemizde yayınlanan köşe yazılarından yazarların kendileri ve yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşleridir. Yorumu ekleyen kişi kimliğini gizlemesi durumunda yapılan yorumlar onaylanmamaktadır. Köşe yazılarından ve yazılan yorumlardan www.cavuslu.org  - Çavuşlu  Haber hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz