• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/cavuslutesisleri
  • https://twitter.com/cavuslu_org
Üyelik Girişi
ÇAVUŞLUDAN
Facebook ta ÇAVUŞLU HABER

ÇAVUŞLU DA DÜĞÜN TARİHLERİ
GİRESUNSPOR

GÖRELESPOR
GÖRELEYİ CANLI İZLEYİN
İLLER ARASI MESAFE
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar34.413134.5510
Euro36.357136.5028
NAMAZ VAKİTLERİ
Hava Durumu
google Reklam
Site Haritası

sanalbasin.com üyesidir

Orhan KILIÇOĞLU
GEÇMİŞİNİ BİLMEYENİN GELECEĞİ YOKTUR!
07/02/2015

 

Bugün karşı karşıya olduğumuz ihanetlerin korkunçluğunu, içine sürüklendiğimiz badirelerin emperyalist uşağı aktörlerinin aşağılık tutum ve davranışlarını anlatabilmek için;1918 Mondros Mütârekesiyle, 9 Eylül 1922 yılları arasında geçen zaman zarfında (MÜTAREKE DÖNEMİ) bizi arkadan hançerlemeye çalışan o dönemin alçak ve şerefsizlerinden bahsetmekten başka bir çare kalmadı.

 

Tıpkı o yıllarda da bugün olduğu gibi müstevlilerle (Bir yeri istila eden, yönetimi altına alan kimse, devlet, ordu vb.) işbirliği yaparak Türk milletine ihanet edip, İHANET-İ VATANİYE' Yİ meslek bellemiş yazarlar ve bu yazarların iğrenç yazılarını neşreden taharet bezinden farksız necâset kokan paçavra gazeteler mevcuttu. PEYAM-I SABAH VE ALEMDAR mütâreke yıllarının önde gelen gazetelerindendi.

 

ALİ KEMÂL (Artin) denilen ve İzmit ilimiz de halk tarafından linç edilerek gebertilen bu hain ve alçak , 5 Ağustos 1920 tarihli Peyam-ı sabah gazetesinde şöyle yazıyordu;

".....İlk önce Anadolu'nun henüz İstilâya uğramayan yerlerini, Mustafa Kemaller den, Ali Fuat Cebesoy'lardan, o ipsiz sapsız, akılsız, fikirsiz zorbalardan, canilerden temizlemelidir. Kan, can, mal, ne bahasına olursa olsun Kuvayı Milliyeciler yok edilmelidirler! Artık bu Kuva-yı milliyecilerin ihanetlerini muhakemeye bile zaman da, mekân da kalmadı. Bu memleketin kaderi, Mustafa Kemal gibi bir zorbaya ve onun peşinden giden serseri sürüsü Kuva-yı Milliyecilerin ellerine terk edilemez.

 

BİR DİĞER HAİN REFİK HALİT KARAY'DA, 2 ŞUBAT 1920 TARİHLİ ALEMDAR GAZETESİNDE ŞÖYLE DİYORDU;
".....Bizim için tek bir kurtuluş yolu var. o da; mütârekeden hemen sonra İngiltere ile beraber olmak için teşebbüse geçmektir. Bereketli bol olsun, başımıza bir milli daha çıktı. Geceler bir milli daha doğurdu. Ortaya bir milli yavru daha attı; Misak-ı milli. Aman Allah'ım, telâffuzu ne güç, ne çirkin, ne iğrenç, ne başbelâsı bir kelime şu Kuvay-ı milli ve Misak-ı milli kelimeleri...."

 

Azılı Kuvay-ı Milliye düşmanlarından biri olan Ref'i Cevat Ulunay ise, İngiliz gizli servisinden PAPAZ FRU'nun maddi desteği ile Kurtuluş Mücâdelesi veren Kuvay-ı Milliye güçlerine karşı üst üste iki kez isyan çıkartan Ahmet Anzavur için 22 Mart 1920 tarihli ALEMDAR GAZETESİNDE Şu methiyeyi kaleme alıyordu;
"Senelerden beri zavallı milleti kanlı pençeleri altında inleten Kuvay-ı Milliyecilere karşı yiğitçe mücadele veren AHMET ANZAVUR ismini tarih şerefle kaydedecektir..."

 

EN İĞRENÇ OLANI İSE;

Mütâreke yılların da aydın geçinen ve Kurtuluş savaşının karşısında olan birçok yazar- çizer için İngiliz İşgâl Kuvvetlerinin Subayları ile dostluk kurmak en büyük övünç meselesiydi. Bu alçak takımı çoğu kez İngiliz subayları evlerine davet edip, beraberce bir kahve içtikten sonra evinden ayrılır, kendi hanımıyla İngiliz subayı baş başa bırakır, bu rezil durumu da büyük bir gururla eşine, dostuna anlatırdı.

 

BÖYLE BİR DURUMU BİZZAT YAŞAYAN VİLLİAMS İSİMLİ İNGİLİZ SUBAYI HATIRALARINDA BU HALİ ŞÖYLE ANLATIR;
''Benim tanıdığım ve dinlediğim Türkler şerefli ve namuslarına düşkün insanlardır. İstanbul'da bu kadar adi, şerefsiz insanın bulunabileceğini hiç düşünmemiştim. Bizimle dostluk kurabilmek için can atan bu insanlar, anlatılamayacak kadar reziller. Bu insanlar, Türk olamazlar, İnsanlığımdan utanıyorum...''

 

Yukarıda anlattığım ihanetleri, adilik ve şerefsizlikleri hatırlayacak olursak; bu gün de 1920 şartlarına benzer bir ortamda yaşadığımızın hükmüne varabiliriz.

 

Mütâreke yıllarında, egemenlikten vazgeçerek İngiliz himayesine girmek, bu mümkün olmazsa da Amerikan Mandasını tanımak kurtuluş yolu kabul ediliyordu!

 

Bu mandacı zihniyetin mensuplarına göre; Vatanın bağımsızlığı (haysiyet-namus-şeref) uğruna mücadele azim ve kararlılığı içinde canını ortaya koyan Mustafa Kemal ve O'na inanan Kuvay-ı Milliye mensupları , yok edilmesi gereken birer haindiler!

 

BU GÜNE, DÜNÜN O İĞRENÇ PENCERESİNDEN BAKARAK BİR DURUM TESPİTİ YAPACAK OLURSAK;
*Bugün de egemenlikten vazgeçerek Avrupa Birliğine girmek tek kurtuluş yolu olarak kabul ediliyor!

 

*1919 lar da Kuvay-ı milliye zararlı ve maceracı görülerek saldırılıyordu. Kuvay-ı milliye bugün de dün olduğu gibi maceracı ve zararlı görülerek mensupları gece yarısı operasyonlarıyla susturulmak isteniyor (işte Silivri)

 

*Dün 1919 larda Ahmet Anzavur gibi İngiliz uşaklarına övgüler, methiyeler diziliyordu. Bugün de APO'ya övgüler dizilerek göklere çıkartılıyor.

 

*Dün milliyetçiliğe ve milliyetçilere saldırılıyordu. Bugün de milliyetçilik suçlanıyor ve insafsız saldırılara maruz kalıyor.

Dün olduğu gibi bugün de bir mütareke basını mevcut olup, her biri ETNİK ÇETE TETİKÇİSİ birer militan gibi, KÜRESEL EŞKİYALARI DA arkalarına alarak; Türkiye Cumhuriyeti Devletinin bölünüp parçalana bilmesi için olanca şirretliklerini sergileyerek var güçleriyle faaliyet halindeler.

 

1920 lerin her biri bir hain olan Ali Kemâl'lerinin, Refik Halit'lerinin, Ref'i Cevat Ulunay'larının Kuvay-ı Milliyecilere saldırdıkları gibi, Medya'yı eline geçirmiş olan bu ETNİK ÇETE' de bugün, T.C. Devleti'nin bölünmez bütünlüğünden, milletin tekliğinden yana tavır koyan günümüz Kuvay-ı Milliyecilerine saldırıp, diş göstererek salya dökmektedirler!

 

BUGÜN, MEDYANIN KÖŞE BAŞLARINI TUTMUŞ OLAN BU ETNİK ÇETE, KÜRT AÇILIMINI! (Ermeni ve İsrail Açılımı) FIRSAT BİLEREK; 
Yazmış oldukları iğrenç bir o kadar da aşağılık yazı ve televizyon ekranlarından sarf ettikleri "NECASET VARİ" sözleriyle, insanlarımızı birbirine ötekileştirip, farklılıkları kutsallaştırarak, kamplaşmalara ve nihayetinde iç çatışmalara zemin hazırlamaktadırlar...

 

YAZILI VE GÖRSEL BASINI ELİNE GEÇİRMİŞ OLAN BU ETNİK ÇETENİN AMACI; 
1-Ayrı bir millet 
2-Ayrı bir egemenlik 
3-Önce özerklik 
4-Sonra ayrı bir devlet(Kürdistan)
5-Nihai hedefleri ise Büyük İsrail ve Büyük Ermenistan.

 

BU ETNİK ÇETENİN ANA HEDEFLERİ; 
*Dün Osmanlı'nın etnik temelde Küçültülmesi gibi, bugün de T.C. Devleti'nin Küçültülmesi. Milli Devlet ve Üniter Yapının değiştirilmesidir.


*Burada, Kılıfı demokratikleşme olan bir ihanet vardır.

 
*Cumhuriyeti'nin parçalanması, Demokratik Açılım diye yutturulmaktadır.

 

Kürt kardeşlerimiz, demokratikleşme değil, Aş – İş - Sosyal refah - Kendisini PKK'nın ölüm kusan namlusundan koruyacak devlet otoritesi ve güvenli bir ortam istiyor, gayrısı yalan ve ihanetlere kılıf uydurmaktır. Kürt kardeşlerimiz devletin her türlü imkânlarından etmektedirler.

 

Kürtlerin, Cumhurbaşkanı, Başbakan, General, Vâli, Holding sahibi olmalarının önünde hiçbir engel yoktur ve bu zamana kadar bunların hepsine kavuşmuşlardır.

 

DEMOKRATİKLEŞMEYİ VE BİR NEVİ SİTRİPTİZ OLAN AÇILIMI KİMLER İSTİYOR SORUSUNA GELİNCE; 
*Başta Kürt açılımı paketini hazırlayan ABD,


*Her biri ayrı bir toprak ağası olup, yıllardır halkı bir ırgat, köle olarak boğazı tokluğuna çalıştıran DBP- HDP ileri gelenleri, 


*Bölgede gözü olup, şimdilik sessiz kalan İsrail,

 
*Büyük Ermenistan hayaliyle, tebdil-i kıyafet ve tebdil-i kimlik yaparak Kürt kardeşlerimizin arasına karışmış KRİPTO ERMENİLER,


*İktidarda kalabilmek için meşruiyetini Atlantik ötelerinde arayanlar,

 
*Türk ve Kürt düşmanı bilumum batılı şer güçler ve çok uluslu enerji ve maden şirketleri... Açılımı sadece bunlar istemektedirler!

 

AÇILIM KİMLER İSTEMİYOR SORUSUNUN CEVABINA GELİNCE;
*Bin yıldır kucak kucağa yaşamış, kız almış, kız vermiş, birlikte ağlayıp birlikte gülmüş, Çanakkale'de, Sakarya'da kucak kucağa yatan, kışlada aynı silâhın üzerine el koyarak, aynı vatan, aynı bayrak, aynı bacı, aynı ananın namusu uğruna yemin eden, annesinin rahmine düşüp kendisini meydana getiren spermin öz bildiği babasına ait olduğundan emin olan ve gönlünde bu vatanın, bu dinin, bu bayrağın muhabbeti, aşkı, feyzi olan 76 milyon mübârek insanımızın 75 milyon 850 bini asla ve kata istemiyorlar!

 

*Anası ve mayası temiz, kafası ve gönlü pak, salih imanlılar istemiyorlar,

 

*En önemlisi de; Çanakkale'de şehit yatan Diyarbakırlı şehit onbaşı Osman, Urfalı Çavuş Hasan, Siirtli nefer Hıdır istemiyorlar!

 

KÜRT AÇILIMINI DEĞERLENDİREREK BİR MAKALE NEŞREDEN İNGİLİZ GUARDİN GAZETESİ' NE GÖRE; 
"Musatafa Kemâl'in Türkler'e en önemli mirası olan Türkiye Cumhuriyeti Devlet'i, bu Kürt Açılımı ile tasfiye ediliyor..."

 

Yazımın başında söylediğim gibi; bugün karşı karşıya olduğumuz ihanetlerin dehşet ve korkunçluğunu atabilmek ve milletimin daha net bir şekilde anlayabilmesi için; 1918 MONDROS MÜTÂREKESİYLE 1922 yılları arasını kapsayan dönem içinde Türk Milletine her türlü ihaneti yaparak, bizi arkadan hançerleyen MÜTÂREKE BASINININ alçakça ihanetlerinden bahsetmekten başka bir çarenin olmadığına inanıyorum.

 

Geçmişin MÜTÂREKE BASINI'NIN ihanetlerini bilemediğimizden dolayı, günümüzde mevcut bazı büyük MEDYA GRUPLARI ve kaleminden kin ve nefret, dilinden ise kuduz virüslü salya dökülen mensuplarının ihanetlerinin farkında olmayarak; kurbanlık koyunlar gibi her sabah gazetelerine para verir alırız. Evlerimiz ve işyerlerimizde, her gün bol, bol değerlerimize sövülüp, devletimize, milletimize her türlü aşağılık saldırıların fütursuzca yapıldığı televizyonlarının düğmelerine basarak, alık, alık seyrederiz.

 

BU MEDYA; 
- Zalim ile mazlumu 
- Katil ile maktulü 
- Şehit ile caniyi bir tutarak sonrada; terörle olan haklı mücadele aleyhinde yazıp, söyleyerek, sonu, bir avuç caniye teslimiyete varacak olan yolda, mütareke ve müzakereye zemin hazırlayabilmek gayesiyle bilgi kirliliği yaratıp, insanların zihnini bulandırırlar.

 

SON GÜNLER DE İSE ATTIKLARI YAZI BAŞLIKLARI; 
Devlet nasılda yenildi /


PKK artık muhatap alınmalıdır /


Kürtlerle boşanalım /


Devlet suçunu kabul etsin /

 
PKK, bir başına yetti devletin yenilmesine /


Kürtlerle sınırsız özgürlük içinde tartışılsın /

 
Asla Türkiye Türklerin olamaz, olmayacak ta /


Ermeni-Rum köy ve şehir isimleri yeniden verimelidir /


Türkiye, yok Türk'müş, yok Türk toprağı imiş geç bunları /

 

BU ŞEREFSİZCE SALDIRILAR KARŞISINDA;
Önce Atatürk'ün Amasya Genelgesi'nde söylediği gibi; "Milletin bağımsızlığını, yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır"sözünün muhatabı olunmalıdır.

 

SONRA NE YAPMALI? 
Ben kendim şunu yapıyorum; 
*Her gün gücüm nispetinde Yeniçağ Gazetesi alıp çay ocaklarına bırakıyorum.

 

*Vatanın ve devletin bütünlüğünden yana yayın yapan televizyonlardan başka hiçbir kanalın düğmesine dokunmamak için; Çanakkale ve İstiklâl Savaşı Şehitlerinin ruhaniyetlerine, damarımda dolaşan asil Türk kanıma ve de gönlümde ki HZ. Muhammed Mustafa'ya olan muhabbetime namus sözü verdim!

 

*Elimden geldiğince Ülkü Ocaklarından irtibatımı kesmiyor, gençlerin ülkücü olarak yetişmelerine gayret sarf ediyorum çünkü geleceğimiz, gençlerimizin milli şuurla yetişmelerine bağlıdır.

 

VATAN;
Üzerinde İslâm inancı ve Türk töresinin gereği şekilde yaşanabildiği,
Ananın, bacının, eşin namus, iffet ve bekâretinin ancak ve ancak onunla korunup kollanabildiği, muazzez, mübârek ve müstesna bir kutlu mekânın adıdır!

 

Sırf bu sebeplerden dolayıdır ki; iman- İffet- Namus- Hayâ-Edep- İrfan- Vicdan- Ahlâk sahibi olup, karısının, kızının, komşusunun ve dahası 76 milyon Türk insanının namusunu kıskanan haysiyet ve üstün şeref sahibi olan insanlar; vatanı, milleti, bayrağı, ordusu ve devletinin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğü üzerine, KUR'AN'İ, TURAN'İ VE MUHAMMED'İ bir hassasiyetle titrer!

 

BU TİTREYİŞ;
-İlâh-i bir cezbedir!
-Allah'a tevekkül ve Âlemlere Rahmet HZ. Muhammed'e muhabbetin, ilâh-i nazargâh olan gönüllerde yaktığı aşk ateşinin insan bedenini sarsışıdır!

 

VE NETİCE;
Sadece ve sadece bir ay bu gazeteleri almayıp, her gün millete, devlete, devletin kuruluş felsefesine, Türk'e, Türklüğe hakaretler edilen, haine, bölücüye, caniye hırlıya, hırsıza, alçağa, namussuz ve kahpeye ise arka çıkılıp methiyeler düzülen televizyonların düğmelerine basıp açmayın, o zaman görün neler olacak!
Nasıl da ödleri po.......larına karışacaktır!

 

Allah, Türk milletini seviyor,
Allah, Türk'ü memur ve muhtar olarak halk etti,
Sevdiği içindir ki her karanlık döneminde Türk'ün içinden çıkardığı bir gurubu kurtuluşunun vasıtası kıldı.


Bu vasıta bugün için ÜLKÜCÜ CÂMİADIR!

Şayet Allah Türk'ü sevmemiş olsaydı; Türk milletine ülkücü gençliği bahşeder miydi hiç?

 

ORHAN KILIÇOĞLU
 
NOT : Sitemizde yayınlanan köşe yazılarından yazarların kendileri ve yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşleridir. Yorumu ekleyen kişi kimliğini gizlemesi durumunda yapılan yorumlar onaylanmamaktadır. Köşe yazılarından ve yazılan yorumlardan www.cavuslu.org  - Çavuşlu  Haber hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz 


2696 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

SÖZDE İSLÂMCILARA, ÜLKÜCÜLERDEN NAMUS DERSİ - 01/07/2015
SÖZDE İSLÂMCILARA, ÜLKÜCÜLERDEN NAMUS DERSİ
TÜRKLÜKTEN İSTİFA EDEN MÜSTEVLİ KALINTILARI - 22/05/2015
TÜRKLÜKTEN İSTİFA EDEN MÜSTEVLİ KALINTILARI
İSRAİL MAKASIYLA TÜRKİYEYİ BÖLENLER, ÇİN'İ YAPIŞTIRIYORLAR! - 25/12/2014
İSRAİL MAKASIYLA TÜRKİYEYİ BÖLENLER, ÇİN'İ YAPIŞTIRIYORLAR!
TÜRK'E KÜRT'LE TUZAK KURAN ERMENİ AVCILAR! - 30/11/2014
TÜRK'E KÜRT'LE TUZAK KURAN ERMENİ AVCILAR!
ATATÜRK VE TARİHİN EN BÜYÜK OLAYI - 11/11/2014
ATATÜRK VE TARİHİN EN BÜYÜK OLAYI
KÜRT ŞEREFHAN DİYOR Kİ; ''KÜRT YOKTUR ZİRA KÜRTLER OĞUZ KAĞAN'A DAYANAN BİR BOYDURLAR'' - 13/10/2014
KÜRT ŞEREFHAN DİYOR Kİ; ''KÜRT YOKTUR ZİRA KÜRTLER OĞUZ KAĞAN'A DAYANAN BİR BOYDURLAR''
BİR ALÇAĞA VATAN DERSİ - 28/09/2014
BİR ALÇAĞA VATAN DERSİ
İSTANBUL'A GAVUR İSİMLİ CÂMİ - 10/09/2014
İSTANBUL'A GAVUR İSİMLİ CÂMİ
SADECE GERÇEK VATANSEVERLERİN BAYRAMLARINI KUTLUYORUM! - 28/07/2014
SADECE GERÇEK VATANSEVERLERİN BAYRAMLARINI KUTLUYORUM!
 Devamı
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi22
Bugün Toplam465
Toplam Ziyaret4276542
NÖBETÇİ ECZANE



   
  

google reklams