09/07/2010
Güncel Konuları paylaşmak istedim sizlerle.
Ne biçim insanlarız biz? Konu komşu, akraba nerede o eski günler? Ne yaşayana yakınlık, ne ölüye saygı. Neredeyiz biz, biz ne biçim insanlarız? Aynı apartmandan çıkan cenaze, nereden çıktı, hastamıydı, kazamı geçirdi yoksa yaşlı mı, genç mi? Kimmiş bilmiyoruz. Bir öğlen tatili eve gelen ben, şöyle bir şeyle karsılaştım;
Kapıda apartman yöneticisi,
- Cenaze var da onun için erken geldim - diyor. Kim demeye utandım ve onunla camiye gittim. Musalla taşında yatan, benim komşumdu. Kendimi öyle kötü hissettim ki, baş ucunda durdum;
- Selam ey komşum, ben ne biçim bir insanim ki, seni hiç tanımadım. Adını şimdi gördüm, kaç yaşındasın, hasta mıydın, kaç gün yattın ya da aylar yıllarca mı, ya da kaza filan mi geçirdin? Sen de beni tanımıyorsundur, şimdi geldim. Belki desinler, belki utandığım için ya da kim bilir çok üzüldüm. Evet evet çok üzüldüm ve kendimden iğrendim.
- Ne şimdi bu, günah mı çıkarıyorsun der gibi bakma öyle. Birazdan imam soracak
-nasıl bilirdiniz? hakkınızı helal edin.
–ben de yalandan - iyi idi - diyeceğim, - helal olsun - diyeceğim utanmadan.
Neden ki biz komşumuza, bayramda bile “komşum, bayramın mübarek olsun” demiyoruz. Bu kaç numara, bu kim, ne zaman öldü, şimdi senden ve beni yaradan yüce Mevla’dan af etmesi için, dua ediyorum. Sen komşum hakkını helal et bana Allah'ım komşumu ihmal ettim, affına sığınıyorum. Aç mıydı, tok muydu, dertli miydi, borçlu muydu? Aynı şekilde, oda beni şimdi merak edemez artık.
Cenaze dönüşü apartmanımdan içeri girdiğimde; karşıma çıkan ilk komşuma iyi akşamlar dileyip, uygun zamanız da kahve içmeye beklerim. Ama mutlaka beklerim komşum dedim. Gözlerimin içine merakla ve şaşkınlıkla baktığını hissettim. İçinden sanki buda nereden çıktı der gibiydi… Evet komşum mutlaka bekliyorum iki laf ederiz, birbirimizi anlatırız birbirimize. Çocuklarımızın hikayelerini paylaşırız. Sağlığımız için dua ederiz birbirimize. Havadan sudan konuşuruz. Şiir sever misin? Okur musun? Neler okumayı seversin? Belki de kitaplarımızı değişiriz? Mutfağından gelen güzel kokularının tariflerini belki benimle paylaşmak istersin. Ne dersin? Bu Cuma öğleden sonra iyi mi?
Rahmetlik babamdan hep şunu dinlemişimdir;
- komşunuzun bebeği olursa beşiğine örtü olun, cenazesi varsa tabutuna çivi - derdi hiçbir anlam veremezdim ama bugün anladım ki komşu ve akrabaları arayıp sormalıyız dertlerini dinlemeliyiz. Hayat bizi sürüklüyor alıp götürüyor kendi çarkında. Varım bu çark da dönmeye ama komşularımı ihmal ederek değil. Artık, dostlarımı aramak istiyorum. Bir daha bir cenaze ile karsılaştığım zaman, elimi göğsüme götürüp “bildiğim komşum” Allah rahmet eylesin demek istiyorum.
Utanmak istemiyorum kendimden, apartmanımda kimlerin olduğunu bilmediğim için.
Yıllar önce kızımın öğretmeninden duyduğu bir söz ile bugün ki yazımı noktalamayı diliyorum.
– Anne, bugün bizim öğretmenimiz çok güzel bir şey söyledi: Dostlarınız üzerinde yürümeniz gereken yollar gibidir, eğer yıllarca o yollardan geçmezseniz diken tutar, çakıl tutar ve bir gün gelip de o yollardan geçmek isterseniz o dikenler ayaklarınıza batar, çakıllar sizi incitir. Onun için bolca o yollarda yürüyün ki diken tutmasın. Arayın dostlarınızı, diken tutturmayın aranızı. Temizleyin tüm çakılları.
Dost ama gerçek dost olmalıyız. Yıldızlar gibi olmalı karanlık çökünce ortaya çıkmalı sizce de öyle değil mi?
Gurbet meleği Hafıze kılıçın yazmış olduğu bu makaleyi hiç değiştirmeden sizlerle paylaşmak istedim.Gerçeği bulundğumuz yer sayın Hafıze ablanın bahsettiği şehirden çok çok iyi en azından cenaze konusunda ama bugun başka yerlerde var vurdum bu duymazlık, yarın bizlerde olacağı kesin düşüncesiyle yarın geç olmasın diye sizlerle paylaşmak istedim.
saygılarımla
Eline ve yüreğine sağlık Hafize abla