KUR'AN A KUR'AN LA SALDIRMAK VE PEYGAMBERİMİZİN ŞEFAATİNİN İNKÂR EDİLMESİ…

Son yıllar da sayıları bir hayli artarak, TV. ekranlarından eksik olmayan bir takım ''din ajanları'', KUR'AN'A KUR'AN LA SALDIRMAKTADIRLAR..

Bu din ajanları, ''Müslümanlar Kur'an’dan başkasına itibar etmeyerek, yalnız Kur'an’ı okuyup anlamalılar, Kur'an'ın dışındakilere kıymet vermenin, onların söylediklerine inanmanın İslâm'la hiçbir alâkası yoktur'' gibi İslâm dışı sözler söyleyerek, saf Müslümanları kandırıp, onları İslâm'ın aydınlık ana caddesinden, küfrün karanlık ve çıkmaz ara sokaklarına çekerek, îmâni ve îtikadi konularda zihinlerini çelmeye çalışmaktadırlar.

BU TİP İMAN HIRSIZI YANKESİCİLERE ŞUNU SORMANIZ GEREK;

‘’Yalnız Kur’an ve Kur’an islâmı diyerek, HZ. Muhammed efendimizi dışlayıp peygambersiz bir İslâm anlayışı yerleştirmeye çalışıyorsunuz, HZ. Muhammed Kur’an ın dışında ne söylemiştir ki?

CENÂB-I ALLAH, HAŞIR SÛRESİ ÂYET-7 DE ŞÖYLE BUYURUYOR; ‘’Peygamber size ne getirmiş ise onu alınız, hangi şeyden nehy ederse ondan sakınınız’’

  
Bu ''İBLİS KURYELERİ'' nin hedefleri, Peygamber Efendimizdir, O’nun hadis ve sünnetleri, Evliya- Veli ve Ulema zatlardır. En önemlisi de PEYGAMBER EFENDİMİZİN ŞEFAAT ETME YETKİSİNİN İNKÂR EDİLMESİDİR.

O’nun şefaatini inkâr eden bu İBLİS KURYELERİ,  O’nun âlemlere rahmet olarak geldiğini de inkâr ederek; sapık fırkalardan olan Mutezile ve İngiliz’in türetip desteklediği Vehhabi inancının propagandasını yapmaktalar.

İŞİN İLGİNÇ YANI İSE;

Bu gibi iblis kuryeleri, bir taraftan Peygamber Efendimizin şefaat yetkisini inkâr ederlerken diğer taraftan da şefaat yetkisinin kendilerine ait olduğu zannına kapılarak BAKARA, ÂYET 61-62 yi tahrif ederek Hıristiyan ve Yahudileri de cennete sokmaktadırlar.

HADİSLER, KUR’AN IN AÇIKLAMASI SÜNNETLER İSE HAYATA TATBİKİDİR.

KUR’AN’A İKİ AYAK BİR BAŞ TAKILDIĞINDA, O HZ. MUHAMMED OLUR YÂNİ HZ. MUHAMMED YAŞAYAN BİR KUR’AN DIR.

Bu gibilerin ana gayeleri, Peygamber Efendimizi itibarsızlaştırıp, O’nun sünnet ve hadislerini inanılır olmaktan çıkartarak Kur’an’a istediklerini söylettirebilmektir.

Ömürleri boyunca büyük acılar çekerek İslâm’a hizmet etmiş ve her biri bir Kutup yıldızı olan EVLİYA-VELİ VE ULEMA şahsiyetler ne acıdır ki günümüz sapıklarınca alaya alınıp, inkârı cihetine gidilmektedir...

İslâm dinini bozabilmek ve Müslümanları çeşitli şüphelere sürüklemek maksadıyla, 19. Asrın başlarında İngiltere'de toplanan Hıristiyan bir heyetin aldığı kararların içinde en dikkate değer olanları aşağıda okuyacaklarınızdır

 
İLK ÖNCE, İslâm ve onun Peygamberi değil, ilk önce İslâm âlimleri, Veli bilinen zatlar, İslâm’a hizmeti dokunan ulemalar hedef alınarak, bu zatlar inkâr edilip gözden düşürülerek, İslâm Âlemi içindeki itibarları yok edilecek...

Bütün bunlar yapılırken, şüpheye meydan vermemek için, Kur'an adına hareket edilirmiş izlenimi verip, âyetlere yanlış manalar yüklenip, Müslümanlar şüpheye sevk edilecek...

DAHA SONRA; Peygamberlerinin Sünnetlerinin sahih olmadıkları hususunda içlerine fitne sokup, içlerinden seçeceğimiz bazı kişileri, İslâmi kılığa sokup, onlara bizim isteğimiz doğrultusunda yazılar yazdırtıp vaazlar verdirteceğiz ve bunları devamlı olarak destekl eyeceğiz. KUR'AN I KUR'AN LA TAHRİF EDEREK gerçeğini zihinlerinden ve kalplerinden tamamen sileceğiz. Bu arada bizimle mücâdeleye girerek oyunumuzu bozmaya çalışıp, Müslümanları uyandırmaya gayret gösteren İslâm Âlimlerine devamlı sûrette saldırarak, iftira ve karalamalarla onları zafiyet uğratıp, Müslümanlarca inanılır olmaktan çıkartacağız...'''

DAHA İLERİDE İSE; Peygamberlerini direk bir şekilde hedef alarak,  O’nun şefaat yetkisinin olmadığı söyleteceğiz, böylelikle Müslümanların nezdinde ki itibarı zayıflatılmış olacak.

Kur'an a Kur'an la saldıran bu ''iblis uşakları'' sıkıştırıldıklarını anlayınca, hemen daha önce inkâr edip alaya aldıkları Peygamberimize ve hadislerine sığınırlar ki bu tam bir riyakârlıktır...

Ehl-i sünnet âlimlerinin tamamı Peygamber efendimizin şefaatini ittifakla kabul ederlerken buna karşılık, Vehhabiler ve Mutezile isimli sapık bir fırka inkâr etmişlerdir.

Son zamanlarda üzülerek şahit oluyoruz ki bazı din görevlileri CENAZE NAMAZI İÇİN NİYET EDERLERKEN ‘’PEYGAMBERİMİZ İÇİN SELAVATA’’ kısmını söylemedikleri gibi, yaptıkları dualarda da özellikle ve de inatla ‘’BİZLERİ VE BU MEVTAYI PEYGAMBER EFENDİMİZİN ŞEFAATLERİNE NÂİL EYLE’’ demiyorlar.

Bu gibi insanları cenazelerinizden dışlayın ve Kur’an okumaları için bunları evlerinize davet etmeyin...

Bu gibiler işi o kadar ileriye taşıdılar ki Allah'tan korkup kullardan utanmadan camileri ipotekleri altına alarak; şehitlerimizin ruhları için okutulacak mevlitlere dahi yasak getirdiler ve camileri vatandaşların yüzlerine kapattılar. Öbür taraftan ise (haşa) Hırant Dink gibi Hırıstiyan bir Ermeniye YÂSİN OKUTTULAR(!)   

Yolların en hayırlısı ve insanları iki cihanda da mutlu edecek olanı; İslam’ın aydınlık ana caddesi olan ''SIRAT-I MÜSTAKİM'' dir...

İblisin aramızda dolaşan yankesicilerinin çeşitli hile ve desiselerine kanarak; İslâm’ın kurtuluşa erdirecek olan Sırat-ı müstakim denilen aydınlık anayolundan küfrün karanlık ve çıkmaz ara sokaklarına saparak imanımızı çaldırtmayalım…

Resulullah Efendimiz “Muhakkak ki, en güzel söz Allah’ın kitabıdır. En güzel yol da Muhammed’in yoludur.” diyerek bu yolu göstermiştir…


Orhan KILIÇOĞLU

NOT: Sitemizde yayınlanan köşe yazılarından yazarların kendileri ve yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşleridir. Yorumu ekleyen kişi kimliğini gizlemesi durumunda yapılan yorumlar onaylanmamaktadır. Köşe yazılarından ve yazılan yorumlardan www.cavuslu.org  Çavuşlu  Haber hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.