Şike idi değil idi, Yunis idi Hızır idi, Yunis idi Hızır idi. Bir şike yasasıdır aldı başını gidiyor. Sayın Cumhur Bakanımız Abdullah GÜL,  kamuoyunda şike yasası olarak bilinen Sporda  Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine dair kanunda yapılan değişikliği, yeniden görüşülmek üzere TBMM’ ye iade etti. Sayın Cumhurbaşkanımızın   ilgili yasa değişikliğini iadesi,  hukuki gerekçelerinin yanında   kamu vicdanında oluşan duyguların da tercümanı olmuştur. 

               Sayın Cumhur Başkanımız göreve geldiğinden bu güne dek, özellikle iki konu üzerinde inisiyatifini kullanarak, yeniden  görüşülerek değerlendirilmesi için yetkili kurullara iade etmiştir. Birincisi,  Giresun Üniversitesi Rektörlük seçiminden sonra  YÖK tarafından oluşturulan liste, ikincisi ise    Giresunspor kaynaklı şike yasası.  Ne büyük bir tesadüftür ki,  her ikisi de Giresun merkezli.

               Şimdi hafızalarımızı yoklayarak geçmişi bir hatırlayalım.  2010 Mayısı. Giresun Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Osman Metin ÖZTÜRK beklenmedik bir kararla emekliye ayrılacağını açıklıyor. Sayın Nurettin CANİKLİ, Sayın ÖZTÜRK’ün Rektör Vekilliğini  bıraktığı  Prof.Dr. Aygün ATTAR’ın rektör olarak atanması için, YÖK nezdinde girişimlerde bulunuyor. Sayın CANİKLİ, dönemin YÖK Başkanı Sayın Y.Ziya ÖZCAN ve Başkan Vekilleri Sayın Ömer DEMİR ve Yekta SARAÇ’ında desteğiyle, üniversite de yapılan rektörlük seçimi neticesinde oluşan iradeye müdahale etmişlerdi.  Zira; üniversitede yapılan seçimlerde ilk iki sırayı paylaşan öğretim üyelerinin isimleri, atanmak  üzere  YÖK tarafından Cumhurbaşkanlığı Makamına sunulan üç kişilik listede yer almamıştı. Öğretim üyelerinin iradelerine yapılan bu saygısızlığı,  Sayın Cumhurbaşkanımız  listeyi tekrar YÖK’e iade ederek önlemişti.

               Kamuoyunda şike yasası olarak bilinen bu tasarı,  partilerinin Grup Başkan Vekilleri olan Sayın Emine Ülker TARHAN, Mehmet ŞANDIR ve Nurettin CANİKLİ,’ın imzalarıyla meclis başkanlığına sunulmuştu. 

              08.12.2011 Tarihli Manşet Haber’de : “ Savcı Cihan Kansız tarafından geçtiğimiz günlerde mahkemeye sunulan şike iddianamesinin  bir numaralı  sanığı Giresunspor Eski Başkanı Olgun Peker ile şike yasasını yeniden düzenleyen kanun teklifinin altında imzası bulunan AKP'nin Giresunlu Grupbaşkanvekili Nurettin Canikli arasında nasıl bir ilişki var? ” sorusu sorulmuştu.

              Sayın CANİKLİ cevabında:  "Adı geçen şahıs 2008 yılının Kasım ayında Giresunspor Başkanı olmuş ve 2010 yılının Haziran ayında Giresunspor başkanlığından ayrılmıştır. Giresunspor başkanı olmasından önce bahsedilen şahsı tanımıyordum ve hiçbir şekilde kendisiyle en ufak, dolaylı ya da doğrudan herhangi bir bağlantım, görüşmem ve ilişkim olmamıştır" ifadelerini kullanmıştı.

             Sayın CANİKLİ Giresun Üniversitesi Rektörlük seçimi sonrası 02.09.2011 günü Giresun yerel basınına verdiği demeçte de " Biz sayın Bahar ile görüştük. Giresun Üniversitesi için neler yapılabileceği konusunda da fikir alışverişinde bulunduk.Aslında sayın Bahar'ı daha önce tanımıyordum. Kendisiyle bir Sıkıntımız olmadı. Ben YÖK üyelerinden sadece bir ismi tanıyorum ” demişti.

              http://spor.milliyet.com.tr’ un 10.07.2011  tarihli haberinde “ Soruşturmada, Ömer Ülkü'nün başkan seçilmesinin ardından maddi sıkıntı yüzünden para arayışına girişildiği, İl Özel İdaresi'nin amatör olmamasına rağmen Giresunspor'a usulsüz para aktardığı belirlendi. Bu işlemin de Giresun İl Genel Meclisi Başkanı olan Ak Partili Osman Öden'in aracılığıyla gerçekleştirildiği ve eski başkan Peker'in de girişimlerde bulunduğu saptandı” ifadeleri yer almıştı.  Sayın Nurettin CANİKLİ aynı zamanda Giresun İl Genel Meclisi Başkanı olan, Sayın Osman ÖDEN’i ve Giresunspor yönetimindeki yakın arkadaşlarını    tanıyordur,  herhalde.

             Sayın Şamil TAYYAR,  şike yasası değişmemiş olsaydı Ergenekonun finans ayağına darbe vurulurdu demişti.  Aynı şekilde üniversite ve siyaset ayağı etkin olarak gündeme gelmemiştir.

           Beyler aklımızı başımıza toplayalım. Liman, SEKA Kağıt fabrikası,  Fiskobirlik gibi, sonunda  Giresunspor’u da politize ederek  batırıyoruz.  Korkum odur ki, bir buçuk yıldır rektörü atanamayan üniversitemizde aynı akıbete uğramaz.   

           Saygılarımla.

  Ali Zafer TOPŞİR