Fikret BODUR
fikret.bodur@hotmail.com
Hayatta dürüst olmak
09/08/2011 Sevdiğim bir arkadaşım var işine çok hassas. Bir firmada mühendis olarak çalışıyor. Bursa ve Yalova'da villalar yapıyorlar. Arkadaşım, iş ne gerektiriyorsa onu yapmakta ısrar ediyor. Sırf bu yüzden inşaat sahipleri ile sık sık takışıyor. Patron ayda bir şantiyeye geliyor ve adeta küplere biniyor.— Bu ne kardeşim yaa, şu demirlere bak! Gören de gökdelen dikiyoruz sanacak! — Ama efendim standartlar bunu gerektiriyor. — Bırak şimdi standardı mıtandardı... Bunlara kim uyuyor? Böyle yaparsan, batarız ama. — Eğer malzemeden kısacaksanız, bana müsaade edin gideyim. — Yahu bırak bu ayakları. Senin maliyetten haberin yok tabii. Masraflar aldı başını gitti. — Ama bunlarda insan yaşayacak. Birinin burnu kanasa nasıl hesap veririz sonra? — Of, of! Sen adamı ihtiyarlatırsın. Nasıl biliyorsan öyle yap. Dürüstlüğünü bilmesem gözünün yaşına bakmayacağım ama... Patronlar her gelişinde yukarıdaki konuşmalar tekrar edilir gider. Aradan aylar geçer. Villa projesi biter. Evlerin büyük bir bölümü müşterilere teslim edilir. Bu arada Mühendis kardeşimizin ilişiğini keser. Hizmetlerinden dolayı soğuk bir teşekkür eder, bundan sonraki hayatında başarılar dilerler. 17 Ağustos 1999... Saat üç civarlarında Marmara çalkalanıyor. Millet sokaklarda. Felaketin büyüklüğü sabah anlaşılıyor. Adapazarı, Kocaeli, Yalova, Çınarcık, Gölcük, Avcılar yerle bir... Mühendis kardeşimizin aklı yaptığı villalarda. Acaba yıkılan oldu mu, ölü yaralı var mı? Telefonlar duvar, kimse cevap vermiyor. Sıkıntıdan kâh saçlarını yoluyor, kâh tırnaklarını kemiriyor. Tam o ara cep telefonu çalıyor. Karşısında eski patronu. Adam heyecandan konuşamıyor. — Ali Bey! Ali Bey! Allah senden razı olsun... Beni affet... Etraftaki bütün evler yerle yeksan oldu. Sitemiz sapasağlam. Sabah bütün villaları kontrol ettim. Bir iki yerde sıva çatlamış o kadar. Sana nasıl teşekkür edeceğimi bilemiyorum. — Rica ederim efendim. Ben sadece görevimi yaptım. — Ne görevi ya... Sen benim ve çocuklarımın hayatımı kurtardın... Villalardan birini sana ayırdım. İstediğin zaman gel, anahtarını al. Firmamız emrine amade, ne zaman işe başlamak istiyorsan... Şu dürüstlük bide bizim Eynesil’e uğrasa da bu kadar yolsuzluklar yok olsa. Yoksa hayal mi kuruyorum ne?
|
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |
Yazarın diğer yazıları |
Seçim yarışını kim kazanır? - 26/03/2014 |
Seçim yarışını kim kazanır? |
Yine yeşillendi fındık dalları - 20/03/2014 |
Yine yeşillendi fındık dalları |
Somuncuoğlu İntikam alacakmış!! - 12/03/2014 |
Somuncuoğlu İntikam alacakmış!! |
Bir İstanbul Masalı 2!!! - 06/03/2014 |
Bir İstanbul Masalı 2!!! |
Bir İstanbul Masalı!! ( 1 ) - 26/02/2014 |
Bir İstanbul Masalı!! ( 1 ) |
Vay be ne seçimdi..2 - 14/02/2014 |
Vay be ne seçimdi..2 |
Vay be ne seçimdi… 1 - 06/02/2014 |
Vay be ne seçimdi… 1 |
Başarılı bir siyasetçi böyle harcanmaz! - 30/01/2014 |
Başarılı bir siyasetçi böyle harcanmaz! |
Eynesil’de Seçim Çalışmaları ve AK Partinin Durumu - 17/12/2013 |
Eynesil’de Seçim Çalışmaları ve AK Partinin Durumu |
Devamı |