Orhan KILIÇOĞLU
BU DA AKP’YE ALLAH’IN BALYOZU!...
05/06/2011 TÜRKLER OLMASAYDI, ERDOĞAN DİYE BİRİSİ OLMAZDI… Evet Türkler Anadolu’ya gelerek şayet bu coğrafyaya TÜRK’ÜN MÜHRÜNÜ VURUP hakimiyet kurmamış olsaydılar; Türk kelimesini bir türlü içine sindiremeyerek büyük rahatsızlık duyması sonucu, Türk kelimesini yapacak olduğu yeni Anayasadan çıkartacak olan Tayyip Erdoğan’ın, bırakın bugün Başbakanlık koltuğunda oturmasını, acaba soyu-sopu bu günlere gelebilir miydi? Gelebilmiş olsaydı bile; Anadolu coğrafyasında kurulu olan acaba hangi Hıristiyan kefere devletin idaresi altın da, zelil ve sefil bir hayat sürmeye mahkûm, belki de yaşayabilmek için Hıristiyanlığı seçmiş 2. sınıf bir vatandaş olurdu? İddia ediyorum ki büyük bir ihtimalle; Anadolu coğrafyasını istilâ eden Batılı bir kefere devletin katliamı sonucunda, ailece kılıçtan geçirilerek telef olurlar ve bugün bırakın Başbakanlık koltuğunda oturmayı, hayatta dahi olmayarak, herhangi bir toplu mezarlığın isimsiz metfunu olurdu!!! SN. ERDOĞAN’IN, OTURMUŞ OLDUĞU BAŞBAKANLIK KOLTUĞUNUN ASIL SAHİBİ OLAN TÜRK MİLLETİNİ TANIMASI GAYESİYLE KALEME ALMIŞ OLDUĞUM BU YAZIYI TEKRAR TEKRAR OKUYARAK İÇİNE SİNDİRMESİNİ ARZULUYORUM… TÜRK OLMAK; soylu, asil ve yüksek karakter sahibi, yaratılışında kendisine bahş olunan NEFHA-İ İLAHİ’nin şuurunda, adalet ve merhamet ehli, cesur ve cömert olmak demektir… TÜRK MİLLETİ, binlerce yıllık tarihi içinde; Dili, Kültürü, Töresi, Dini inançları ile yaşayan, asla ve asla zulmetmeyen, hâkimiyet sahasında hayat süren insanların soyu sopu, inancı ne olursa olsun, onların da MAL, CAN VE NAMUS EMNİYETLERİNİ GARANTİ ALTINA ALMAYI İNSANİ BİR GÖREV BİLEREK YAŞAYAN, HÂLEN DE YAŞAMAYA DEVAM EDEN VE KIYAMETE KADAR DA YAŞAYACAK OLAN, CENAB-I ALLAH c.c. TARAFINDAN SEÇİLEREK İSLÂM’A MUHTAR KILINAN, MÜBÂREK VE MÜSTESNA BİR MİLLET OLUP, İNSANLIK ÂLEMİNİN EN NADİDE SÜSÜ VE PAHA BİÇİLEMEZ BİR KOLYESİDİR! ALLAH c.c. insanlığın istifadesine TOPRAK, SU, HAVA ve TÜRK gibi dört müstesna nimet sunmuş olup; insanlar, ilk üçü ile biyolojik varlıklarını sürdürürlerken, Türk’ün ise, hâkim olduğu coğrafyada, Adalet ve Hakkaniyet ölçüleri içerisinde, Mal, Can ve Namus emniyetleri sağlanmış bir şekilde mutlu ve müreffeh bir hayat sürerler… Ünlü bir Alman Düşünürü nün ‘’ŞU TÜRKLER ALMANYA’YI DA ALSALARDI, ANCAK BU SAYEDE İNSANCA BİR HAYAT YAŞAYABİLİRİDİK...’’ sözü bu gerçeğin en güzel bir ifadesidir... Bugün üzerinde yaşamış olduğumuz Anadolu coğrafyasından gelip geçmiş olan irili ufaklı kavimlerin hayatlarını en ince teferruatlarına kadar anlatan bir ‘’ANADOLU KAVİMLER TARİHİ KİTABI’’ yazılarak okumamız için elimize verilseydi, inanıyorum ki; daha kapağını açar açmaz etrafa yayılacak olan iğrenç ve ağır ceset kokularından burnumuzun direği kırılır, şiddetli bir mide bulantısından mütevellit kusabilmek için en yakınımızda bulunan lavaboya koşar, kitabı da kazdığımız derince bir çukura gömüp üzerini kapatmayla da kalmayıp, bolca da kireç dökerdik… Çünkü okumak için elimize aldığımız bu kitap; sayfa araları irili ufaklı onlarca millet, devlet ve kabile cesetleriyle dolu olan bir kabristanlıktan farksızdır… İRİLİ UFAKLI BİR KAVİMLER KABRİSTANLIĞINDAN İBARET OLAN ANADOLU COĞRAFYASINDA, çeşitli dilleri konuşan farklı soylara mensup halk tabakaları, Türkler in SELÇUKLULAR olarak Anadolu’ya gelmelerine kadar ki çok uzun seneler içinde; kan, gözyaşı ve tarifi imkânsız acılar içerisinde kıvranarak çok büyük işkencelere katlanmışlardır… Önce Selçuklu, daha sonraları Osmanlı Türkü’nün hâkimiyet sahasına dahil olan Anadolu toprakları, Türk hakimiyetinin sonucunda; daha önceleri büyük acılar içinde kıvranan gayr-i Müslim kavimler için bile; sulh ve sükun içinde, MAL,CAN ve NAMUS EMNİYETİ SAĞLANMIŞ OLARAK, insan haysiyet ve onuruna yakışır bir hayat sürmeye müsait müstesna bir ortama dönüştürülmüştür… Necip Türk milletinin bahşettiği bu sonsuz nimetlerden istifadeyle, kendilerinden, YÖNETİMİN TEPE NOKTALARI, BÜROKRASİNİN HER KADEMESİ VE BENZERİ YÜKSEK MAKAM VE RÜTBELER ESİRGENMEDİĞİ HALDE; Türk isminden büyük rahatsızlıklar duyarak ‘’NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE SÖZÜNÜ DAĞA TAŞA YAZA YAZA İPTİDAİ VE KOMİK BİR ÜLKE HALİNE GELDİK’’ - ‘’TÜRK DEDİĞİN NEDİR Kİ, 36 ETNİK GRUPTAN BİRİDİR’’ şeklinde talihsiz ve bir o kadar da vefasızlık çukurunda çamurlanmış sözler sarf ederek; ALLAH c.c. ve tarih önünde nankörlük edip suç işleyenlerin şunu bilmelerini isterim ki, Sarf etmekten hiçbir hicap duymaya dahi tenezzül etmedikleri bu sözleriyle; ALLAH YOLUNDA CİHAD EDEREK ANADOLU’YU, ASAKİR-İ İSLAM IN ‘’İslâm askeri ’’ KANLARIYLA SULAYARAK, MEMÂLİK-İ İSLÂM ‘’İslâm toprağı’’ YAPANLARIN Kİ, AŞAĞIDA OKUYACAĞINIZ ÜZERE: 1040 DANDANAKAN’DAN başlayarak, 1048 PASİNLER, DÖRT BÜYÜK HAÇLI SEFERİ ( KILIÇ ARSLANLAR ), 1071 MALAZGİRT, 1176 KARAMUKBELİ, FATİH SULTAN MEHMET’LE 1453 İSTANBUL’UN, 1461 TRABZON’UN FETHİ VE DAHASI, ÇANAKKALE..SAKARYA…DUMLUPINAR ve bu zincirin en son halkasını teşkil eden, 9 EYLÜL 1922’ye gelinceye kadar, oluk oluk kan akıtarak verdiğimiz her biri bir TÜRKOĞLU TÜRK OLAN milyonlarca ŞEHİT ve GAZİLERİMİZİN ve dahası halen Güney Doğumuz da Şahadet şerbetini içerek ‘’FENÂFİL VATAN’’ OLAN MEHMETÇİKLERİMİZİN AZİZ ve MÜBAREK RUHLARINI İNCİTEREK, ŞEHADETLERİNİ İNKÂRA KALKIŞTIKLARININ FARKINDALAR MI ACABA…? Bu mübarek topraklar üzerinde yaşayıp, Havasından, Suyundan, Nebatat ve Hububatından beslenmekle kalmayıp, ŞANLI TÜRK ORDUSU SAYESİNDE; Irzı…Namusu..Canı…Malı…Mülkü…Dini(şayet varsa!)..Kıblesi!...Camisi!...ve dahası GEMİCİKLERİ TEMİNAT ALTINA ALINARAK, bütün bunlara ilâveten, devletin en üst makam ve mevkilerinde saltanat sürenlere çok kısacık birkaç sorum olacak; ŞAYET, BİR TÜRLÜ İÇİNİZE SİNDİREMEYİP, HER FIRSATTA VE HER ZEMİNDE KÜÇÜMSEMEKLE DE KALMAYIP, İNKÂRA KALKIŞTIĞINIZ TÜRKLER, RESMİ OLARAK ÖNCE SELÇUKLU ONU TAKİBEN OSMANLI VE SON OLARAK DA, HEM SELÇUKLU’YU VE HEM DE OSMANLI’YI İÇİNDE BARINDIRIP, HER İKİSİNİN DE DEVAMI NİTELİĞİNDEKİ TÜRKİYE CUMHURİYETİ DEVLETİ OLARAK BU TOPRAKLAR ÜZERİNDE HÜKÜMRANLIK KURMASAYDILAR;
1- Şu an bu topraklar üzerinde acaba kimler ve hangi devletler hüküm sürüyor olacaklardı…? 2- Kurulu devletin Cumhurbaşkanının, Başbakanının, Meclis Başkanının ismi, ABDULLAH, ERDOĞAN, BÜLENT, MEHMET Mİ olacaktı yoksa;YORGİ, CORCİ, JOSEF, DAVİD, GEORGE mu..? 3- Bağrında; ABA EYYUB EL – ENSARİ HZ. / EBUD DERDA HZ. / EBU ŞEYBETÜL HUDRİ HZ. / EBU ZERR-İ ĞIFARİ HZ. / CEMÂLEDDİN UŞŞAK-İ HZ. / AZİZ MAHMUD HÜDAYİ HZ. / BÂLİ EFENDİ HZ. / BEYKOZLU HACI HAFIZ MUHAMMMED HZ. / ESAT COŞAN EFENDİ GİBİ ULU HAZRETLERİN YANINDA; CENNET MEKÂN ABDÜLHAMİT’LE, MEHMET AKİF GİBİ İSTİKLÂL ŞAİRLERİMİZİN, NECİP FAZIL GİBİ SULTAN-I ŞUARALARIMIZIN KOYNUNDA YATTIĞI BİR İSTANBUL’UN VARLIĞINDAN BAHSEDEREK, BU ŞEHİR DE, ERDOĞAN, MÜFİT, KADİR GİBİ MÜSLÜMANLARIN BELEDİYE BAŞKANLIĞI KOLTUĞUNA OTURABİLMELERİNİN MÜMKÜN OLABİLECEĞİNİ HAYÂL EDEBİLİR MİYDİNİZ ? 4- Konya da MEVLANA ve ŞEMS-İ TEBRİZİ HAZRETLERİ / Erzurum’da ABDÜLVAHAP GAZİ HAZRETLERİ / Erzincan da TERZİ BABA, PİR-İ SAMİ. REYHANİ HAZRETLERİ / Sivas’ta HASAN TOPRAK, HASAN ÜRGÜP, ŞEMSETTİN AHMET SİVASİ, ABDÜL GAZİ HAZRETLERİ / Trabzon’da HAÇKALI BABA. AHİ EVREN BABA, MISIRLI ve HAKKI BABA HAZRETLERİ / Giresun’da SEYYİT VAKKAS HAZRETLERİ gibi Anadolu’nun daha sayılamayacak kadar çok köşesinde metfun bulunan İSLÂM BÜYÜKLERİNDEN OLAN DİN ULULARIMIZIN VARLIKLARINDAN BUGÜN SÖZ EDEBİLİR VE KABİRLERİNİ ZİYARETLE; ELLERİNİZİ SEMAYA AÇARAK, O BÜYÜK ZATLARIN YÜZÜ SUYU HÜRMETİNE CENAB-I ALLAH TAN, CUMHURBAŞKANLIĞI, BAŞBAKANLIK, MEÇLİS BAŞKANKIĞI VEYA ANKARA, İSTANBUL ŞEHİRLERİMİZİN BELEDİYE BAŞKANLIĞI GİBİ MAKAMLARA KAVUŞABİLMEK İÇİN NİYAZ DA BULUNABİLİR MİYDİNİZ? YOKSA BU MÜBÂREK ZATLARIN TÜRBELERİ DE ‘’ BAŞBAKANIMIZIN YUNANİSTAN’DA OLDUĞU BİR GÜN DE, SELÂNİK ŞEHRİNDE MEVCUT SON OSMANLI AKINCILARININ YATTIĞI ŞEHİTLİĞİN DİSKOTEK YAPILMAK İÇİN BULDOZERLERLE YIKILMASI GİBİ BİR AKİBETE UĞRAMIŞ OLMAZLAR MIYDI?’’ Şayet o bir türlü kabullenerek içlerinize sindiremediğiniz ve bunu bir neticesi olarak ta Anayasa’dan çıkartmaya çalıştığınız TÜRK MİLLETİ, şayet bu topraklara egemen olmamış olsaydı; yukarıda sizlere sorduğum sorulara ne gibi cevaplar verecektiniz, doğrusu milletçe merak ediyoruz… Bu durum karşısında, sizlerin ne mezarlıklarınız ve ne de nüfus kayıtlarınız olacaktı!!! Evet, nankörlüklerinin vahameti karşısında sorduğum sorular az gibime gelmiş olacak ki, bu topraklarda, Türk’ün her türlü nimetlerinden istifadeyle her türlü imkânlarımızdan ziyadesiyle nasiplendiği halde, TÜRK MİLLETİNİ BİR TÜRLÜ HAZMEDEMEYEN NANKÖRLERE son birkaç sorum daha olacak; 5- Türkler bu topraklara gelerek devlet kurup hâkimiyet sağlayamamış olsalardı; BUGÜN KENDİLERİNİ YÜCE TÜRK MİLLETİNİN BİRER ÖZ MENSUBU OLARAK KABUL ETTİĞİMİZ VE KOPMAZ TARİHİ VE KÜLTÜREL BAĞLARIN YANINDA, İSLÂM’IN MANEVİ POTASINDA YOĞRULARAK ETLE TIRNAK MİSÂLİ VÜCUDA GETİRİLMİŞ, MAZİSİ BİN YILI AŞKIN BİR BÜTÜNLÜĞÜN İNKÂRI CİHETİNE SAPARAK; MEL’UN ve MÜTECAVİZ BATI NIN GİZLİ SERVİSLERİNİN HİLE ve DESİSELERİNE KANIP, ÇOK BÜYÜK BİR NANKÖRLÜKLE TÜRK KİMLİĞİNİ REDDEDEREK, ONU BİR ALT KİMLİĞE İNDİRME GAYRETİ İÇİNDE OLANLARIN, ACABA HANGİLERİNİN SOYU- SOPU, NESEBİ, ZÜRRİYETLERİ BUGÜNLERE KADAR ULAŞABİLECEK Tİ? ULAŞTIKLARINI VARSAYALIM, BU GÜN BU COĞRAFYA DA; MÜSLÜMAN BİR KİMLİKLE YAŞAYARAK, KARILARININ, BACILARININ VE GELİNLERİNİN IRZLARI, NAMUS VE İFFETLERİ, KÖRPECİK KIZ EVLATLARININ BEKÂRETLERİNİN YANINDA, CANLARI, MALLARI TEMİNAT ALTINA ALINARAK, İNSANCA BİR HAYAT SÜRME HAKKINA SAHİP OLABİLECEKLER MİYDİ? 6- BUGÜN İÇİN, BEDAVA VE LÜKS KONUTLARINDA OTURUP, PARALARIYLA EVLİYA ÇELEBİ MİSÂLİ DÜNYA GEZİLERİNE ÇIKIP, BİR GECELİĞİ 20.000 DOLAR OLAN LÜKS OTELLER DE KONAKLAYIP, HAC VE UMRE ZİYARETLERİNDE BULUNARAK, HATIRINA MİLYARLIK HEDİYELER ALABİLME ŞANSINI SİZLERE SAĞLAYAN VE DE; EN YÜKSEK VE YÜCE MAKAMLARINA KADAR YÜKSELEBİLDİĞİNİZ HALDE, HÂLEN DAHA İÇLERİNİZE SİNDİREMEDİĞİNİZ BİR TÜRKİYE CUMHURİYETİ DEVLETİ’NİN VEYA DA BU TOPRAKLAR ÜZERİNDE KURULU MEVCUT BAŞKA BİR MÜSLÜMAN DEVLETİN VAR OLABİLECEĞİNDEN BAHSEDEBİLİR MİYDİNİZ? VATAN; üzerinde, neslin devamı, İslâm inancının gereği gibi yaşanılabilmesi ve de yaşatılabilmesi, ırz, namus ve haysiyetin güven içinde muhafaza edilerek gelecek nesillere intikali için elzemdir. Bu ifadeden anlaşılacağı üzere, Vatan sevgisi yüksek bir imanın neticesi olup, kıskanma duygusunun ve Türk’e has ulvi bir namus anlayışının gönülleri ve beyinleri kavuran dayanılmaz hararetinin toprağı ısıtması ve ona İLAN- I AŞKIDIR… Soylu ve asil, karısının, kızının, bacısının, gelininin namusu ve bekâreti üzerine titreyen ve bu kutsal değerler uğruna ölümü göze alabilen namuslu insanların varlık sebebidir… VATAN, ONLARI BİR ANNE ŞEFKATİYLE EMZİRİP KOYNUNDA BARINDIRIRKEN, ONLAR DA; ‘’ VATAN ANA’’ LARINDAN EMDİKLERİNİN KARŞILIĞINI ONA, GAZA MEYDANLARIN DA ŞEHADET KANLARIYLA SEVESEVE ÖDERLER… ANA - EVLÂT MUHABBETİ VE SAFİYETİ İÇİNDE ASIRLARDAN BERİ BU HEP BÖYLE SÜRE GELMİŞ, KIYAMETE KADAR DA HEP BÖYLE SÜRECEKTİR… BOŞUNA MI ADINA ANDOLU DEMİŞLER. ELBETTE BİR BİLDİKLERİ VAR DI ….. Anadolu, cömerttir, vefakâr ve cefâkardır… HOYRAT VE KADİR KIYMET BİLMEZ NANKÖRLERDEN dahi esirgemedi sütünü, şefkatini ve yanık sesiyle söylediği asâlet rahiyası saçan o güzelim ninnilerini …! TÜRK‘ÜN MERHAMETİ VE ANADOLU’NUN CÖMERTLİĞİ SAYESİNDE ULU ÇINARIN GÖVDESİNDE YAŞAMA ŞANSINA KAVUŞAN BU NANKÖRLER; SADAKAT GÖSTERİP, ŞÜKRAN- I NİMETTE BULUNMALARI GEREKİRKEN; AHDE VEFAYI UNUTUP, KÜFRAN-I NİMETTE BULUNARAK, SURET-İ HAK’TAN MIŞ GİBİ DAVRANIP, GÖVDESİNE SIZMAYI BAŞARARABİLDİKLERİ ULU ÇINARI, TIRTIL KURTLAR MİSÂLİ DUR DURAK DEMEDEN İÇİNİÇİN MERHAMETSİZCE KEMİRDİLER, KEMİRDİLER VE YİNE HALÂ 24 SAAT TAM MESAİ ÇALIŞARAK; KÜRT AÇILIMI PAKETLERİ, AB KRİTERLERİ, ABD VE İSRAİL DAYATMALARI NETİCESİNDE; TOPRAK SATIŞLARI, BÖLGESEL KALKINMA AJANSLARI, YENİ VAKIFLAR YASALARI, MADEN ARAMA RUHSAT VE İMTİYAZLARI, KİLİSE- HAVRA – ŞAPEL – SİNAGOG – MANASTIR TAMİRATLARI, ERMENİ AÇILIMLARI, İKİNCİ BİR RESMİ DİL YARATMA ÇABALARI, ÖZERKLİK, FEDERASYON, İMRALI-KANDİL TALEPLERİNİ ESAS ALAN YENİ BİR ANAYASA DOLMASI, İLERİ DEMOKRASİ ALDATMACALARI, DİNLER BAHÇESİ ‘’ dünyada benzeri yok, sadece bizimkilere has bir saçmalık’’, YETMEDİ, CUMA HUTBELERİNDE VE DİN DERSİ KİTAPLARINDA , AYET, HADİS- İ ŞERİF, FÂTİHA SÛRESİ VE KELİME- İ TEVHİD ÜZERİNDE YAPILAN TAHRİFATLARLA MADDEN VE MANEN KEMİRMEKTELER….! Bu nokta da,daha net ifadelerde bulunabilmek münasebetiyle, Üstat şairimiz Yavuz Bülent Bâkiler’in ‘’BEN ANADOLUYUM ŞİİRİ’ ni siz çok kıymetli gönüldaşlarımla paylaşmak lüzumunu hissettim. ‘’şiire sadece iki kelime ekledim, Yavuz Ağabeyi hoş görsün’’ BEN ANADOLUYUM! Ben Anadolu yum Yıllar yılı susuz kaldım, yıllar yılı aç … Şükrederek kalktığım sofralarımda, Ya soğan ekmek olur, yahut bulamaç … Hastalarım ölüm yataklarında, Ne doktor yüzü gördüm, ne ilaç … Zaman zaman NANKÖR ÇIKTI büyütüp okuttuğum, Gölge vermedi çok kere diktiğim ağaç … En gümrah ırmaklarım boşuna akıp gitti, Üç beş adım ötesinde toprağım kıraç … Gittim yiğitçe dövüştüm gaza meydanlarında, Ne tak-ı zaferler istedim, ne taç … Savaşta çiğnetmedim hilâli düşmanlara, AK ZANNETTİĞİM düşürdü üstüme gölge gölge HAÇ… YOKSA VATAN; beslenip karın doyurularak, üzerinde şerefsizce ve uşak ruhlu bir şekilde hayat sürülen bir tarla veya zerzevat bahçesi olmadığı gibi, fırsatlar bollaşıp şanslar yaver gittiğinde ise, NE RÜTBE VE MAKAM KOVALAMAYA YARYAN BİR AVLAK VE NE DE İĞRENÇ VE APTALCA BİR AB SEVDASI UĞRUNA, BATI’ NIN İTİ NE, PİÇİ NE PEŞKEŞ ÇEKİLİP RÜŞVET VERİLEBİLECEK BİR TÜTÜN VEYA MISIR TARLASIDIR!! Bu topraklar, milyonlarca Türk evlâdının mubârek kanları ile yuna yuna ve sayısız evliyaların nefesleri ile karıla karıla Türk’e vatan olmakla kalmayıp; birçok biçareye, sığıntıya, sahipsiz zavallıya, gayr-ı Türk göçmene ve de bilhassa; kendi soydaşları tarafından ırzları namuslarının kirletilip, korkunç işkencelerden geçirilmekten korkanların (Erbakan ailesi ve RTE de Anadolu’ya böyle göç edenlerdendir) kendi anavatanlarından kaçıp gelenlerin tamamına da huzur ve güven içinde yaşayacakları bir mesken olmuştur. Bu insanlara kucak açıp onları kardeş belleyerek bütün imkânlarımızı istifadelerine sunmaktan duyduğumuz hazzın ötesinde; onları, T.C. DEVLETİ’NDE hayalini dahi kuramayacakları en üst makamlarımıza kadar çıkartarak, onlara büyük payeler vermiş olduğumuz halde; zaman içinde bunların birçoğu ya sahte İslâm mücahidi kisvesine bürünerek azılı birer TÜRK DÜŞMANI, ya da ( ABD VE CİA PATENTLİ) GOMONİST olup, Türk düşmanlığı noktasında birlikte hareket ederek; MEMLEKETİMİZİ BİR BAŞTAN ÖBÜR BAŞA İÇİ KIRMIZI DIŞI YEŞİL OLAN KARPUZ TARLASINA ÇEVİRDİLER… SON SEKİZ YILDAN BERİ İSE; BU HER BİRİ DÜNÜN BİRER AZILI ATEİST VE (AMERİKA) GOMONİSTİ ! OLAN KIRMIZI RENKLİ PESPAYELER İLE BEŞ ON YIL EVVELİNİN YEŞİL RENKLİ TATLI SU MÜCAHİTLERİ, KIRMIZI – YEŞİL KARIŞIMININ OLUŞTURDUĞU AVRUPA BİRLİĞİ BAYRAĞININ MAVİ RENGİNDE BULUŞARAK; MÜSLÜMAN TÜRK MİLLETİNİN ANA RAHMİ BELLEYEREK NAMUS KABUL ETTİĞİ VE ŞEHADETLERİYLE SULAYARAK DEFALARCA MUZZEZ KILDIĞI BU MÜBÂREK TOPRAKLAR ÜZERİNDE, MİLYONLARCA İNSANIMIZIN CANI, KANI PAHASINA KURMUŞ OLDUĞU TÜRKİYE CUMHURİYETİ DEVLETİ’NİN BÖLÜNÜP PARÇALANMASI İÇİN, ELLERİNE TUTUŞTURULMUŞ OLAN ABD, İSRAİL, AB PATENTLİ VE HER BİRİNİN MÜREKKEBİ NECASET KOKAN KALEMLERİNDEN DÖKÜLEN YAZILARI YA DA İĞRENÇ AĞIZLARINA UZATILMIŞ MİKROFONLARDAN YÜKSELEN BÖLÜCÜ KONUŞMALARI İLE MİLLETİMİZİ ÜMİTSİZLİĞE, YILGINLIĞA, ÇARESİZLİĞE DÜŞÜRMEK VE KAMPLAŞMALARI SAĞLAYIP İÇ ÇATIŞMALARIN ZEMİNİNİ OLUŞTURABİLMENİN GAYRETİ İÇERİSİNDELER.
Bir acı kahvenin bile kırk yıl hatırı varken, bu nankörlerin büyük bir kısmı ‘’ GENELLİKLE SİYASET CANBAZI OLUP; CAMİLER KIŞLAMIZ, MİNARELAER SÜNGÜMÜZ, KUBBELER MİĞFERİMİZ ŞİİRLERİYLE SURET-İ HAK TAN GÖZÜKEREK, MİLLETTEN SONRA, BİR YOLUNU BULUP MUHTARI DA KANDIRARAK ANKARA’DAN İKMETGÂH BELGESİ ALANLAR’’ kendilerini Allah’ın birer kutsal emaneti olarak kabullenip bağrına basmanın ötesinde, kendilerine sosyal, ekonomik ve siyasi statü kazandırmış olan Türk milletine karşı hiçbir zaman müteşekkir olup, muhabbet duyarak samimi duygular beslemediler. Ne şükranda bulundular ve ne de en küçük de olsun bir hatır saydılar… Türk milletinin bunca Al-i CENAPLIĞINI VE ASALETİNDEN GELEN SONSUZ MERHAMETİNİN BUNLAR İÇİN BİR ACI KAHVE KADAR DA HATIRI OLMADI !!! Türk milletinin kendilerine karşı göstermiş olduğu adalet, asalet, şefkat, merhamet ve muhabbete rağmen bunlar, hiçbir zaman kadir kıymet bilmeyerek, Türk milletinin hakkını teslim noktasında nankörlük ederek, AVRUPALI BİRÇOK GAYR-İ MÜSLÜM KADAR OLSUN DÜRÜST DAVRANAMADILAR. AVRUPALI MEŞHURLARIN TÜRKLER İÇİN METHİYELERİNDEN BİR KAÇ ÖRNEK : WİLLİAM MARTİN : ‘’ Bütün milletler arasında en namuslu ve dostluk kurmada tereddüt edilemeyecek yalnız ve yalnız Türklerdir. Henüz yabancı tesiri altında kalmamış bir Türk köyüne gidecek olursanız; gerçek misafirperverliğin ve insanlığın ne demek olduğunu orada görüp öğrenirsiniz.’’ TASSO, ÜNLÜ İTALYAN ŞAİRİ: ‘’ Beyler! Türklerden bahsediyorum... Düşmanına saldırırken amansız bir kasırgaya, korkunç bir denize ve insafsız bir yıldırıma benzeyen Türk; dost yanında ve silahsız düşman karşısında, insanı okşayan tatlı bir Seher yelidir, berrak bir göldür. Gönül açan, huzur veren bu yeli yıldırma. Göz kamaştıran bu güzel gölü coşkun bir denize çevirmek, tabiatı da inciten bir gaflet olur ‘’ LA MARTİN FRANSIZ YAZAR: ‘’Irk ve millet olarak Türkler, bence geniş imparatorluklar içinde yaşayan kavimlerin en asili ve başta gelenidir. Dini, Sosyal ve Örfi faziletleri, TARAFSIZ VE ANCAK ŞEREFLİ KİMSELER İÇİN birer takdir ve hayranlık kaynağıdır. Türk milletinin aleyhinde konuşup, aşağılamaya çalışmak ancak insanlık şerefinden mahrumların işidir ‘’ der… SOYLU SOYUNU SEVERKEN, SOYSUZ İSE HASED EDER , UYUZ OLUR, KAHREDER !! UYUZ OLAN BU SOYSUZLAR, TÜRK’ E DÜŞMANLIK EDEREK TEDAVİ OLACAKLARINI ZANNEDERLER !! Her insan mensubu olduğu milletini sever, bu seviş her insanın en tabii hakkıdır. İnsan, mensubu olduğu milletinin geçmişinde ve hali hazırdaki fazilet, meziyet, hamiyet ve insanlığın istifadesine ortaya koymuş olduğu eserler ve vücuda getirmiş olduğu güzelliklerinden bahsederek her fırsatta memnuniyetini ifade edebilir. Bu hal, İslam’a aykırı bir durum olmadığı gibi aynı zamanda bir AHDE VEFADIR. MAİDE AYET 54’TE BELİRTİLEN VE ULEMANIN DA, TÜRK MİLLETİNİ İŞARET ETTİĞİNİN ÜZERİNDE HEMFİKİR OLDUKLARI ALTI ÖZELLİK; 1- ALLAH ONLARI SEVER 2- ONLAR DA ALLAH’I SEVERLER 3- MÜMİNLERE KARŞI MÜTAVAZİ 4- KÂFİRLERE KARŞI İSE ONURLU VE ZORLU 5- ALLAH YOLUNDA SAVAŞIRLAR 6- KINAYANLARIN KINAMASINDAN ÇEKİNMEZLER…. Alim, ulema, ilahiyatçı etiketleri altında piyasaya sürülen ve sırtlarını bir takım ‘’ Siyonist ve masonik kuruluşlara, Vahabi Suudlar’a, Dinlerarası Diyalog adı altında Vatikan’a dayamış ve onlardan zıkkımlanan bir çok art niyetli, samimiyetsiz, gayri milli ahlâk ve fikriyat sahibi ‘’ kişiler, İslâm’da olmayan sayısız şeyleri, İslam ‘da varmış gibi anlatırlarken; Hadisi Şerifler de ve İslam Ulemalarının ifadelerinde ittifakla geçen TÜRK MİLLETİ GERÇEĞİNİ şiddetle inkârın gayreti içinde olup, Türk kelimesinin telâffuz edildiği anda göreceksiniz ki; bunların her biri bir kırmızı bez parçası görmüş azgın boğalar misali bir hal alarak, şeytanlaşır, şirretleşir, çirkefleşir, hiddetlenir ve de aniden saldırıya geçerler! Bu gibi idaremize çöreklenmiş kötü niyetli nankörlere ilâveten, İslâm Uleması! geçinen baykuşların yanında, Allah’a sayısız şükürler olsun ki Türk devleti ve Türk milleti üzerinde oynanan kirli oyunları görerek; inanan saf ve temiz lâkin DOKUZ YILDIR ALLAH VE İSLÂM’LA ALDATILMIŞ insanlarımızı uyandırma gayreti içinde olan kıymetli CEMAAT ÖNDERLERİMİZİN mevcudiyetleri selâmetimiz açısından hem de böylesi felâketli bir dönemde çok büyük bir önem arz etmektedir. Bu İstiklâl Savaşımızın en karanlık ve zor günlerinde de böyle olmuştur. TÜRK MİLLETİNİN BÜTÜN İMKÂNLARINDAN İSTİFADE ETTİKLERİ HALDE, TÜRK DEVLETİ VE TÜRK MİLLETİNE, TÜRK MİLLETİNİN TÜM MUKADDESLERİNE İHANET EDENLERE KARŞI, İSLÂMİ- İMANİ EN SERT VE YERİNDE TEPKİ, İSKENDERPAŞA CEMAATİNİN ÖNDERİ SAYIN NUREDDİN COŞAN BEY’DEN GELMİŞTİR… İşte Nureddin Coşan Bey’in Müslümanlara o çok muhteşem TEBLİĞ-İRŞAD, İKAZ VE DAVETİ: ‘’MANEVİYAT BAHÇEMİZE DADANMIŞ DOMUZ SÜRÜLERİNİ, SIRTLANLARI, HAİN KÖPEKLERİ, KURNAZ TİLKİLERİ, LEŞ KARGALARINI, KANIMIZI, CANIMIZI, DEĞERLERİMİZİ, ZENGİNLİKLERİMİZİ EMMEĞE YELTENEN SÜLÜKLERİ, ASALAKLARI SİLKELE, SIRTINDAN AT, KAMBURUNU DÜZELT, EL ELE VER, GÜCÜNÜ TOPLA, MANEVİYATINI DÜZELT, İYİLERİ BUL, ONLARLA BİRLEŞ, İŞBİRLİĞİ YAP, YANLIŞI DÜZELT!’’ İskenderpaşa Cemaatinin yanında, Süleyman Efendi ve İsmailağa Cemaalerinin önderleri olan değerli şahsiyetlerden de Allah razı olsun… -- ‘’SES VER TÜRKİYE’’ DİYE YOLA ÇIKAN MHP’YE… -- SES GELDİ ALLAH DOSTLARINDAN… -- BU SES, DEVLET DÜŞMANI MÜNAFIKLARIN BEYİNLERİNE İNEN İSLÂMİ BİR BALYOZDUR..! -- BU BALYOZ, UYDURUK VE OKYANUS ÖTESİ BİR İFTİRADEN İBARET OLAN ERGENEKON TERTİBİ BALYOZ’A BENZEMİYEN İLÂHİ BİR BALYOZDUR..! -- BU BALYOZ, TSK MENSUPLARININ BEYİNLERİNE İNDİRİLMEYE ÇALIŞILAN ABD PATENTLİ BİR BALYOZ OLMAYIP… -- YÜCE ALLAH’IN İLÂHİ BİR BALYOZUDUR... - BU İLÂHİ BALYOZUN İNDİĞİ BAŞLARIN, BİR DAHA KALKMA ŞANSLARI YOKTUR…
Orhan KILIÇOĞLU |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |
Yazarın diğer yazıları |
SÖZDE İSLÂMCILARA, ÜLKÜCÜLERDEN NAMUS DERSİ - 01/07/2015 |
SÖZDE İSLÂMCILARA, ÜLKÜCÜLERDEN NAMUS DERSİ |
TÜRKLÜKTEN İSTİFA EDEN MÜSTEVLİ KALINTILARI - 22/05/2015 |
TÜRKLÜKTEN İSTİFA EDEN MÜSTEVLİ KALINTILARI |
GEÇMİŞİNİ BİLMEYENİN GELECEĞİ YOKTUR! - 07/02/2015 |
GEÇMİŞİNİ BİLMEYENİN GELECEĞİ YOKTUR! |
İSRAİL MAKASIYLA TÜRKİYEYİ BÖLENLER, ÇİN'İ YAPIŞTIRIYORLAR! - 25/12/2014 |
İSRAİL MAKASIYLA TÜRKİYEYİ BÖLENLER, ÇİN'İ YAPIŞTIRIYORLAR! |
TÜRK'E KÜRT'LE TUZAK KURAN ERMENİ AVCILAR! - 30/11/2014 |
TÜRK'E KÜRT'LE TUZAK KURAN ERMENİ AVCILAR! |
ATATÜRK VE TARİHİN EN BÜYÜK OLAYI - 11/11/2014 |
ATATÜRK VE TARİHİN EN BÜYÜK OLAYI |
KÜRT ŞEREFHAN DİYOR Kİ; ''KÜRT YOKTUR ZİRA KÜRTLER OĞUZ KAĞAN'A DAYANAN BİR BOYDURLAR'' - 13/10/2014 |
KÜRT ŞEREFHAN DİYOR Kİ; ''KÜRT YOKTUR ZİRA KÜRTLER OĞUZ KAĞAN'A DAYANAN BİR BOYDURLAR'' |
BİR ALÇAĞA VATAN DERSİ - 28/09/2014 |
BİR ALÇAĞA VATAN DERSİ |
İSTANBUL'A GAVUR İSİMLİ CÂMİ - 10/09/2014 |
İSTANBUL'A GAVUR İSİMLİ CÂMİ |
Devamı |