10/03/2011
TÜRKÇÜ
DÜŞÜNCEYE GÖRE 8 MART DÜNYA KADINLAR GÜNÜ:
“BATI'NIN
ÇÖPLÜĞÜNDE SEVGİ ARAMAK GİBİ BİR CEHALET VE AHMAKLIK, BİR
O KADAR DA ZAVALLIKTAN ÖTE BİR ŞEY DEĞİLDİR!”
TÜRK
KIZI ASENA DIR, O BİR GÖKÇEN’DİR! O, EKRAN EKRAN DOLAŞIP,
PANKART AÇARAK SOKAK SOKAK DOLAŞMAZ! O, VATAN TEHLİKEYE DÜŞTÜĞÜNDE
ELİNDE MAVZER CEPHEDE KÜFFAR KURŞUN SIKAR…… HAZARDA İSE
ZÜBEYDE HANIMDIR, FATMA ZEHRA DIR BEŞİĞİNİN BAŞINDA, KÜRŞADLAR
ATATÜRKLER VE DAHASI TÜRKEŞLER GİBİ YİĞİTLER BELER!”
Batılılaşmaya başladığımız günden itibaren Türk
milletine has bütün değerlerimizi bir kenara atarak, Batı’nın
çürümüş değerlerini baş tacı yapan bir taklitçiliğin
palyaçosu olup, bizi biz yapan değerlerimizden hızla uzaklaşarak
rezil ve sefil bir hayata mahkûm olarak yaşamayı modernlik ve
uygarlık zannedip, zemine çakılmakla kalmayıp, içinden
çıkılamayacak kadar derin çukurlara yuvarlandık...
Maymunlara
has körü körüne bir Batı taklitçiliğinin akabinde; ALLAH (c.c)
TARAFINDAN CENNET AYAKLARININ ALTINA VERİLEREK ONA ANALIK GİBİ
YÜCE BİR ŞEREF BAHŞEDİLEN KADINLARIMIZIN AYAKLARI ALTINDAKİ BU
CENNETİ ÇALARAK ONLARI, BATI YA HAS GAYR-İ İNSANİ KAPİTALİST
DÜZENİN SÖMÜRÜ ÇARKLARININ MERHAMETSİZ DİŞLİLİLERİ
ARASINA VERİP UNUFAK EDEREK, BAZEN UCUZ İŞÇİ, ÇOĞU KEZ DE
DOYMAK BİLMEYEN PİS İŞTAHLI İMANSIZLARIN BAĞDAŞ KURDUKLARI
ŞEHVET SOFRALARINA PORSİYON PORSİYON MEZE YAPTIK...
Ana, kadın,
sevgi ve sevgili gibi yüce mana ve anlamlar ifade eden değerlerimizi
kapitalist prangalara vurarak sahte günlere sığdırmaya çalıştık.
Namus, Edep, Şeref ve İffet sembolü olan kadın, ana oluşunun
toplum içinde kendisine kazandırmış olduğu ulvi makamından
alaşağı edilerek envai türde iğrençliklere kurban edildi. Dünya
Kadınlar Günü, Anneler Günü, Sevgililer Günü gibi riyakârca
kutlanılan günlerin prangalarına vurulmakla da yetinilmeyip,
tüketim aracına döndürülerek vahşi kapitalizmin vurgun vasıtası
yapıldı. ANALAR ANGARYA, KÜLFET OLARAK GÖRÜLÜRKEN, SEVDALARA
İSE ŞEYTAN BULAŞIP ŞEHVET OLDU!
Kâinatta
her varlık kendi asli görevi içinde güçlü olup fayda temin
eder. Buna en güzel örnek kadındır. Kadının en güçlü olduğu
konumu ANALIĞI ve KEYVANLIĞIDIR...
Küçücük bir dişi
serçenin yavrularını koruyabilmek uğruna yuvasına saldıran
kocaman bir kartala ANALIK DUYGUSUNUN verdiği güçle pençe atıp
kafa tutabilmesi bunun güzel bir ifadesidir...
Hâlbuki bizim,
kendi asli dairesi içinde izzet bulup iffet abidesine dönen NENE
HATUNLAR, KARAFATMALAR, ŞERİFE BACILAR, BOMBACI EMİNELER, GÖKÇEN
EFELER VE ZÜBEYDE HANIMLARIMIZ VE DAHASI HZ. HATİCE VE HZ. AYŞE
ANALARIMIZ VARDI, DÜNYA DURDUKÇA GENÇ KIZLARIMIZA MİHENK OLARAK
SUNABİLECEĞİMİZ VE ONLARA; SEN BUSUN VE BU OLARAK KALACAKSIN
DİYEBİLECEĞİMİZ...
Evet, Ana-Kadın-Sevgi-Sevgili gibi bir
ömre sığdırılamayacak kadar engin ve yüce olan kavramlarımızı
önce reddettik ve sonra dönüp sahte ve riyakarca kutlanan günlere
mahpus edip, utanıp arlanmadan kutlamaya çalıştık ve bir de ad
verdik; ANNELER….KADINLAR…SEVGİLİLER GÜNÜ gibi! Yok yok
yanlışım var, bu isimleri de Batı dan ithal ettik!
Yıllar
önce okuduğum ve şu an ismini hatırlayamadığım, Allah
selâmetini versin Gümüşhaneli bir kardeşimizin eserinden aklımda
kaldığı kadarıyla bu sahte günleri kısaca tarif etmem
gerekirse...
KADINLAR
GÜNÜ: Bedelsiz sevdaların şehvet sofralarında, 364 gün
canavarlaşan cinsel iştahlara haram lokma yapılarak aşağılanan
kadınlara bir günlük İADE-İ İTİBARIN adıdır...
SEVGİLİLER
GÜNÜ: Günü birlik sevdaların çöplüğe çevirdiği iğrenç
gönüllerde, genç kızların acı ve çaresiz çığlıklarından
bestelenmiş bir şarkının sahte kelimelerle kaleme alınmış bir
kırık güftesidir…
ANNELER GÜNÜ: Ayaklarının
altından kırk haramilerce cennetleri çalınmış, bayramlarda dahi
mübarek elleri öpülmez olmuş, ömrünün sonbaharında DÜŞKÜNLER
YURDUNA KONULMUŞ ANALARIN ağarmış saçlarına hayırsız evlatlar
tarafından takılan plastikten mamul, kokusuz, zevksiz ve sahte bir
çiçekten ibarettir….
----- Sevgilerini bu dünyaya
sığdıramayıp; İNŞALLAH MAHŞERDE BULUŞURUZ diyerek son
nefesini teslim eden ve GAYRI DAYANACAK ÖZÜM KALMADI, MEKTUBA
YAZACAK SÖZÜM KALMADI diye türküler yakan sevdalılarımız
vardı….
-----
ŞİRİN için dağları delik delik eden FERHATLARIMIZI…..
-----
LEYLA LEYLA diye yanıp bir deri bir kemik kalan
MECNUNLARIMIZI…..
----- Gel gör beni aşk n’eyledi
diyerek yanan YUNUSLARIMIZI…..
----- Sevgiyi dünyaya
anlatan gönlü umman o büyük MEVLÂNAMIZI nasılda unutturdular
insanlarımıza!
Batı adamının asırlardır arayıp
ta bir türlü bulamadığı sevgi sözcüğünü maalesef bugün
biz, Batının çöplüğünde arayıp bulduğumuzu zannederek,
bulduğumuzu zannetme gafletine düştüğümüz bu sözde sevgiyi
zerrece utanıp sıkılmadan, ANALAR / SEVGİLİLER / KADINLAR GÜNÜ
GİBİ SAHTE KILIFLAR ADI ALTINDA KUTLAMA TAKLİTÇİLİĞİNİN
MASKARASI OLDUK!
Vahşi kapitalizmin Pazar
tezgâhlarından ibaret olan bir Kadınlar Gününü daha geride
bıraktık. Çok cüzi bir esnafın incik boncuk satıp yüzü
gülerken, öbür tarafta televizyon televizyon dolaşan birtakım
kadın hakları savunucusu bayanlar esti gürlediler… Neymiş
efendim; KADIN-ERKEK EŞİTLİĞİ!
Bir küçük
gülüşüyle, ufak bir gamzesi ve hilâl kaşıyla, bazen de saçının
tek teli uğruna erkeği bir ömür kendinin kölesi kılıp, hatta
bir küçük tebessümüyle kölesini seve seve ölüme götürebilecek
kadar üstün bir cazibeye sahip olan bu kadınlar ne kadar
düşüncesizdirler ki; KÖLESİYLE EŞİT OLABİLME UĞRUNA DİDİNİP
DURUYORLAR!
KİMSE DE ORTAYA ÇIKARAK BU
ZAVALLILARA;
----Sahiden siz ne yaptığınızın farkında
mısınız?
---- Hiç insan kölesiyle eşit olmak ister mi?
---- Bu ne şaşkınlık?
---- Sizlerin bu şaşkın
halleriniz KLİNİK BİR VAKADIR diyebilme cesaretini
gösteremiyor.
Bugün, Analık ve Keyvanlık gibi iki
nadide süsü ellerinden alınıp, Beşiğinin-Mutfağının ve
Sultanı olduğu Evinin dışına çekilerek: Birtakım ahlâksız ve
soysuz söz de Kadın Hakları Savunucusu NAMUS TACİRLERİNİN
peşlerine takılmış vaziyette, sokak sokak, ekran ekran dolaşıp
pankart açarak, BİR KÜÇÜK CİLVESİNE, SAÇININ BİR TEK TELİNE
DAHİ CANINI SEVE SEVE VEREBİLECEK KADAR TUTKUNU OLAN ESİRİYLE
(erkeklerle) EŞİT OLMAYA ÇALIŞAN KADINLARIN BU ŞAŞKIN HALLERİ
KARŞISINDA; ONLAR İÇİN DUA EDEREK, ALLAH TEZDEN AKILLAR VERSİN
DEMEKTEN BAŞKA BİR ÇARE KALMIYOR!
EY MÜSLÜMAN TÜRK
KADINI! TİTRE VE ASLİ GÖREVİNE DÖN...
SOKAKLARIN VE LAĞIM
AKAN NECASET MEKÂNLARINDAN FARKSIZ SAHNELERİN MASKARASI DEĞİL,
EVİNİN SULTANI, ÇOCUĞUNUN ANASI OL! BU SENİN İÇİN DAHA
HAYIRLIDIR!
NOT: BU YAZIM, BÜTÜN TÜRK KIZLARINA
ARMAĞANIMDIR.
Bizler Hak vaki olup göçtüğümüzde
ASENALARIMIZ bizlerin emanetçileri olacak ve bizim bıraktığımız
noktadan menzile yürüyeceklerdir.
Allah (c.c) yar ve
yardımcıları olup, yolları üzerini Firavun’suz, Nemrut'suz,
Ebu Cehil'siz ve se SİLİVRİ'siz kılsın. AMİN
ORHAN
KILIÇOĞLU