"Doğduğumuz yerleri doyduğumuz yerler yapmaya kararlıyız"13/04/2013 Giresun Gözlem Gazetesinde yayınlanan ve Gazeteci Sururi KILIÇ ın bu haftaki ropörtaj konuğu Giresun Ticaret borsası Meclis başkanı Göreleli Hemşehrimiz Mustafa demirci'ydi İşte Giresun Gözlem Gazetsinde yayınlanan ropörtaj : GİRESUN TİCARET BORSASI MECLİS BAŞKANI MUSTAFA DEMİRCİ; “Ailemizden aldığımız ahlak ve terbiye ile bütün hemşehrilerimize yardımcı olmaya çalışıyoruz İnsan kendi kardeşinin bir derdi ve sıkıntısı olduğunda nasıl ilgileniyorsa, bizlerde yanımıza geleni bir kardeşimiz olarak kabul edip aynı ilgi ve alakayı gösteriyoruz. Yapabildiklerimiz olduğu gibi yapamadıklarımızda olabiliyor. Ben Göreleli’yim. Görele'nin her platformunda bulunmaya çalışıyorum; Sivil toplumda, sosyal toplumda, siyaset toplumunda, Cemiyette, cemaatte her yerde olmaya çalışıyoruz. ÜNİVERSİTEMİZE SAHİP ÇIKMAK ZORUNDAYIZ “Esnafların üniversite öğrencilerine ve üniversite camiasına karşı bakış açısının nasıl olması gerektiğini dilimiz döndüğünce anlatmaya çalışıyoruz.” “Giresun Üniversitesi'nde, Görele Uygulamalı Bilimler Yüksek Okulu ve Güzel Sanatlar Fakültesi'nin toplantısı vardı. Orada çıktık konuştum. Görele Güzel Sanatlar Fakültesi ve Uygulamalı Bilimler Yüksek Okulu'nun sorunlarını dile getirerek, bunların kısa ve uzun vade de Görele'ye getireceği katkıları anlatıp, bizim de üzerimize düşen Görevlerin bilinciyle harekete geçmemiz gerektiğini söyledim. Esnafların üniversite öğrencilerine ve üniversite camiasına bakış açısı nasıl olması gerektiğini dilimiz döndüğünce anlatmaya çalışıyoruz."
KARADENİZ'DE TURİZM ÖNEMLİ “10 daire yapmışsın bunu pansiyona çevir. Yazın hiç olmazsa dışarıdan gelen gurbetçilere günlük, haftalık,10 günlük kiraya vermek suretiyle hem ekonomiye hem de turizm hareketine yardımcı ol..." “Giresun geneli olarak bizde bir yapı var. Birisi bir bakkal açıyor öteki de gidiyor 20 metre ötede o da bir bakkal açıyor. Bende başka bir şey yapayım düşüncesinde değiller. Alternatif bir şey aramıyorlar. Dolayısıyla alternatif işler geliştirmek lazım. 5 yıl önce Karadeniz'e Beş yüz bin turist gelirken, bu yıl itibarıyla bu sayı Bir buçuk milyona çıkmış. Bu verilere göre 5 yıl sonra 5 Milyona çıkacak demektir. Turizm Ege ve Akdeniz bölgesinde pansiyonculukla başlamıştır. Bugün oralar kalkınmayı turizmle sağlamıştır. Bizde de turizm potansiyelleri var. Bizim insanlarımız çıkıyorlar 10 daireli bir apartman dikiyorlar. Kızı, gelini, damadı ve torunu ile beraber bakıyorsun 10 daire içinde tek lamba yanıyor.10 daire yapmışsın bunu pansiyona çevir. Yazın hiç olmazsa dışarıdan gelen gurbetçilere günlük, haftalık,10 günlük kiraya vermek suretiyle hem ekonomiye hem de turizm hareketine yardımcı ol..."
“DÜNYADA GEZİP, GÖRDÜĞÜM KÜLTÜR VE BİLGİ BİRİKİMİMİ HALKIMIZLA HER ZAMAN PAYLAŞMAYA ÇALIŞIYORUM.” "Görele'de 430 öğrencisi var. Önümüzdeki zaman dilimlerinde bu sayı, bin, iki bin, üç bin diye artarak devam edecek. Değişik iş alternatifleri olduğu halde insanlarımız bunları araştırmıyorlar. Birisi bir şey yapıyor herkes o işi yapmaya hücum ediyor. Biri orjinal bir fikir buluyor, herkes onu yapma çabası içine giriyor. Bu sefer 6 ay sonra hepsi birden kapanıyor. Niye birbirlerine rekabet yapmaya başlıyorlar? Bir çok meslek çeşitlerimiz var, bunları araştırmamız lazım. İnsanlar bir işi yaparken bir başkası da başka bir iş yapmalı ki, herkes kendi dalında para kazansın. Dar alanda hep aynı meslek... Bir bakıyorsun bir cadde de on metre arayla berber dükkanı var. Gidip soruyorsun. Abi iş yok... İş var aslında...4 kişi bir araya gelip berber salonu açmış olsalar, bir kira verecekler. Yanında başka bir adam çalıştırmayıp kendileri çalışacak. Elektrik, su, gelir vergisi gibi bir çok masrafları tek kaleme bağlayarak kazançlarına kazanç katacaklar. “Devlet biz bunu yapacağız, bu mutlaka çevre açısından ihtiyaçtır ve mutlaka bu buraya yapılacak diyorsa, devlete silahla savaş açma şansımız yok.”
AMACIMIZ GÖÇÜ ÖNLEMEK “Peki memleket ekonomisini nasıl yükseltip insanlara nasıl iş vereceğiz? Nasıl bu memleketin lokomotifi olup ekonomik değerlerini arttırıp, kalkınmışlık seviyesini yakalayacağız? Buradan göç ederek Ankara'ya, İstanbul'a giderek mi bunları halledeceğiz? Doğduğumuz yerde değil, her zaman doyduğumuz yere gitmek zorunda mı kalacağız? Muhalefet dün vardı, bugünde var, gelecekte de var olacak. Ama bu muhalefet akıllı olmalı. Akıllı muhalefeti her zaman yanımızda görmek isteriz.” “Görele’de Oto Sanayi Atölyeleri varken Trabzon’da çekiç tutan adam yoktu” “Bu memleket kalkınacaksa bir lokomotif endüstriye ihtiyaç var.” Bu lokomotif endüstrisi şuan da Çimento Fabrikası... Çünkü hammaddesi Görele'de. Madem ki hammaddesi Görele'de, bırakalım da hammaddeyi alsınlar da Fabrikayı başka bir yere mi kursunlar? Ünye'nin nüfusu 8000 iken, Görele nüfusu 6.500'dü. Görele 15 Bin, Ünye 80 Bin oldu. Görele'de Oto Sanayi Atölyeleri varken Trabzon'da çekiç tutan adam yoktu. Bursa'da otomobilin O'sunu bilmiyorlardı. Bugün Bursa dünya kenti olurken, bizde geri gidiyoruz. Kalkınmayı sağlamak istiyorsak, sanayinin ve hammaddesinin temelini atmamız lazım. Ama kalkınmayıp köy olacaksak amenna.. Zaten köy olmaya doğru gidiyoruz.” ÜÇ ORTAĞIZ “Şimdilik 3 ortak şirketi kurduk. Ama bu şirket bizim kurduğumuz 3 ortakla kalacak değil. Gerektiğinde halka açacağız, gerektiğinde yabancı finanslardan destek alacağız. Bunu biz tek başımıza yapacağız diye bir iddiamız yok. Çet raporu sonrası ruhsatlandırarak, inşallah inşaata başlayacağız. Bunlar bir anda yapılacak şeyler değil.” “Bu yapılacak olan limanıniçinde kurmak istediğimiz birçok projelerimiz var. Bunların başında en az 3-4 tane tersane kurmak var. Bu kurulacak olan Tersane ve limanda en az 1500 kişi istihdam edilir.” 3 - 4 YÜZ KAMYON HAREKET HALİNDE OLACAK “Bu yapılacak olan limanın içinde kurmak istediğimiz birçok projelerimiz var. Bunların başında en az 3 - 4 tane Tersane kurmak var. Bu kurulacak olan Tersane ve Limanda en az 1500 kişi istihdam edilir.” “Baştan da söylediğim gibi, çöpü imha etmek esas proje. Hem çöpü imha edelim, hem sanayiyi oluşturalım. Lokomotif bir sanayi oluşsun. Lokomotif sanayi aynı zamanda liman getirir buraya.. Bunun devamında liman projesi var. Düşüne biliyor musunuz? bir liman ve bir Çimento Fabrikasında günde 3 yüz 4 yüz kamyonun hareket halinde olduğunu? Bu kamyonların yaktığı mazotlar, bunların aldığı parçalar, burada çalışan şoförler, bu şoförlerin evine götürdüğü ekmek hesaplandığında yüzlerce kişiye istihdam sağlar... Hammaddeyi getiren kamyonlar, mamül maddeyi taşıyan kamyonlar ve bir geminin yanaşmasıyla o limana getirdiği hareketler... Bu yapılacak olan limanın içinde kurmak istediğimiz birçok projelerimiz var. Bunların başında en az 3 - 4 tane Tersane kurmak var. Bu kurulacak olan Tersane ve Limanda en az 1500 kişi istihdam edilir. Bu memlekette biz insanların bedduasını değil, duasını almaya çalışıyoruz. Bizlerde anne, baba ve çocuklarımızla bu memlekette yaşıyoruz. Kyoto anlaşması çerçevesinde çevreye zarar vermeyeceğimizi taahhüt ediyoruz." AK PARTİ'NİN BİR NEFERİYİM “Ben bu partinin kurucu üyesi ve hala bu partinin bir neferiyim, partimin her zaman arkasındayım, desteğimi de her zaman sürdüreceğim. Şahsıma, aileme ve şirketime bir olumsuzluk gelmediği müddetçe, birileri beni hedef alıp biz seni istemiyoruz diyene kadar bu partinin içindeyim. Böyle bir şeyde şuanda söz konusu değil. Dolayısıyla da partim kimi aday gösterirse ben onun arkasında dimdik dururum. Burası ufak bir yer, herkes birbirini tanıyor ve birbiriyle arkadaştır. Seçimler bittikten sonra kol kola gezilir. Benim siyasi partilerin başkanlarıyla aramda hiçbir olumsuzluk yoktur. Oturup çay, kahve içer sohbet ederiz. Seçim zamanındaki edilen mücadeleler geride bırakılır. AK PARTİ GENEL MERKEZİ NE DERSE O OLUR “Ertuğrul Başkan, "Ben iki defa başkanlık yaptım, üçüncü defa da başkanlık yapmak istiyorum" diyebilir. Tolga'da mutlaka 6 yıl sonra Belediye Başkan Adayı olmak istiyor olabilir.” “Benim Belediye Başkanlığı adaylığı gibi bir şeyde gözüm yok.” Mesela bir kamuoyu araştırması yapıldığında ortaya birisi çıkabilir. Görele'de belli bir siyasi kimliği olduğu halde hiç siyasetle uğraşmamış bir Dr. Erdem Dülger örneğini gösterebiliriz. Masanın başında otururken adaylığını açıklamış ve herkesin ortak paydada buluşması sonucu Görele Belediye Başkanı seçilmişti. “Benim Belediye Başkanlığı adaylığı gibi bir şeyde gözüm yok. Benim için dünyada en son olacağım şey belediye başkanlığıdır. Bizim siyasetten bir beklentimiz olsa birinci dönemde milletvekili olurduk.” İkinci dönem hasbel kader bir müracatımız oldu. O da bizim şansımıza denk geldi olmadı. 3. Dönemde ise aile meclisimizin kararları doğrultusunda aday olmadım. İlla da biz milletvekili olalım, belediye başkanı olalım diye bir iddiamız olmadı. Askerdeyken bile beni Görelespor yönetimine yazmışlardı. 1983 yılında askerlik dönüşü yönetim kurulu üyesi olarak buldum kendimi. Ondan 6 ay sonra Refah Partisi kuruldu. Refah Partisinin ilçe başkanı sensin al bu görevi sen yaparsın dediler. O gün bu gündür hizmetler bağlamında hiçbir görevden kaçmadım." FINDIKLA YETERİNCE İLGİLENİLMİYOR! Biz fındığı fındıkçı olarak yapmıyoruz. Kimi Devlet memuru, kimi işçi, kimi esnaf, kimi emekli kimi gurbetçi şeklinde karşımıza çıkıyor. Ben bu tarımı hakkıyla yaparım ve üretim maliyetlerini düşürürüm diyen yok. Fındığın altını kendin yerine köydeki Mehmet Efendi'ye temizletirsen, daldaki fındığı kendin yerine ırgata toplatıp harmana getirtirsen, ayıp olmasın diye gurbetten birilerine talimat verip fındığının toplanmasını söylersen, fındıktan çok para kazanamazsın.” kaynak: Sururi KILIÇ / www.giresungozlem.com |
1461 kez okundu |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |