GECELER….07/04/2012 Zulmetle ayrılık bestesi yapan,
Yeter yeter artık bu kadar çile,
Ünlü Bestekar ve Türk Sanat Musikisi Koro Şefi Kemanist Kemal GÜRSES (ÇETİNTEMEL)’in Çavuşlu’lu bir hemşehrimiz olduğunu biliyormuydunuz. Ne acıdır ki yeni nesil olarak, ben şahsen ilk defa bugün (07.04.2012) tarihinde öğrendim. Hani derler ya öğrenmenin yaşı ve zamanı yoktur diye o hesap. Aslında bu saygıdeğer ve kıymetli büyüğümüzü tanıma onuruna erişmemi sağlayan yine çavuşlu’lu değerli ve kıymetli saz ustası ve üstadımız Metin HAMZAOĞLU abimizin kendi ustalarına, üstatlarına, saygısı ve sevgisi sayesinde gerçekleşti. Saz ustası ve üstadı olan Metin HAMZAOĞLU abimizin Çavuşlu da bulunan nacizane saz yapım evinin duvarında ki eski resim ve belgelerin arasında asılı bulunan “ne zaman ve hangi dergi tarafından yayınlandığı belli olmayan” bir belge gözüme ilişti bu belgede ismi geçen “Kemal GÜRSES (ÇETİNTEMEL) kim diye sorduğumda bana Çavuşlu’lu ünlü bestekar ve Türk Sanat Musikisi Koro Şefi Kemanist Kemal GÜRSES (ÇETİNTEMEL) üstad olduğunu söyleyince gerçekten çok şaşırdım ve o günkü dergiden alınan belgede yazılı bilgileri, üstad Metin abinin konuyla ilgili bilgilerini ve internet ortamından yaptığım küçük araştırma sonucu ulaştığım bilgileri derleyip toplayıp sizlere sunmayı arzu ettim. Şu notuda aslında hatırlatmalıyım sizlere Kemal GÜRSES (ÇETİNTEMEL) ismini yetmiş yaşın üzerinde ve sanat musikisine meraklı insanlar tanır. 1940’lı yılların Türkiye’sinde Türk Sanat Müziğinin çok ilgi gördüğü bir döneme damgasını vuran ustalardan biridir Kemal GÜRSES.
Öncelikle sizlere Çavuşlu’lu hemşehrimiz Bestekar ve Türk Sanat Musikisi Koro Şefi Kemanist Kemal GÜRSES (ÇETİNTEMEL)’in şöhrete kavuşmadan önceki hayatını anlatarak başlamak istiyorum. Elde ettiğim bilgilere göre tam tarihi belli olmaksızın Kemal ÇETİNTEMEL 1910-1915 yılları arasında Çavuşlu da dünya ya geldi. Ülkemizde ve o dönemlerde bölgemizde ceryan eden savaş ve yoksulluk yıllarıdır bu yıllar. Anne ve Babasını savaş dolaysıyla kaybetmiş, ablası Bahriye Hanımla hayatını idame ettirmektedirler. İlerleyen yıllarda elde avuçta ne varsa hiç paraya satıp Kemal Çetintemel ve ablası Bahriye Hanım, belki daha iyi durumumuz olur diyerek İstanbul’a göç ederler. O zamanlar istanbul’da yeni yeni şehirleşme ve yeni semtler kurulmaya ve yeni mahalleler oluşmaya başlamaktadır. Kemal’in elinden işçilik olarak inşaat ameleliği gelmektedir. Yani bedenen çalışmak. Ne iş bulsa çalışır. Savaş yıllarından yeni çıkmıştır dünya. Bir gün İstanbul Fatih semti tarafında bir inşaatta çalışırken yorgunluk ve bezginlikten bıkmış bir vaziyette inşaatın bir kenarına oturarak gazel söylemeye başlar. Oradan geçmekte olan bir adam Kemal’in yanına gelir, onun okuduğu gazeli dinler ve sorar; Söylediğin bu gazelin kime ait olduğunu biliyormusun? Kemal hayır bilmiyorum diyerek cevap verir adama. Adam o gazel bana ait der. Kemal şaşkınve yorgun adama bakar, adam ben Hafız Kemal’im der. Anladığım kadarıyla müziği seviyorsun, daha da ilerletmek istermisin, der Kemal’e. Belki bu anlatım sizlere çok kılasik gelebilir ama tamamen gerçektir ki Kemal ÇETİNTEMEL yıllar sonra memleketine Kemal GÜRSES olarak yaptığı bir ziyaretinde başından geçenleri kendi gibi ünlü bir şair ve güftekar olan Görele’li hemşehrimiz Ahmet KAÇAR’a anlatmış ve ondan istediği bir şiirini bestelemiştir. Şair ve Güftekar Ahmet KAÇAR halen hayatta olup Görele’nin Sağlık Köyün’de yaşamını idame ettirmektedir. Kemal GÜRSES sanat yaşamı boyunca çok sayıda ustadan ders almış ve bugünün bestekarlarınada ustalık yapmıştır. Nitekim Kemal GÜRSES böylece musikinin içindedir, sesi güzeldir. Fasıllarda okumaya başlar, devamlı müziğin içinde olduğundan çok şeyler öğrenir ve bulunduğu topluluklarda sevilir. O zaman ki Maksim Gazinosunda her akşam yapılan programlarda fasıl icra ve idare eder. Ardında İstanbul Radyosu’ndaki fasıllarda şarkı söyler. Üstadlarla anılmaya başlamıştır artık Kemal GÜRSES, Şükrü Tunar Şerif İÇLİ, Ahmet YATMAN, Kadri ŞENÇALAR, Münir Nurettin SELÇUK gibi ismler gibi bir üne sahiptir. Uzunçalar (Longplay)’lerin, 45’lik lerin çok dinlendiği ve satıldığı yıllardır. Her defasında memleketini özlediğini yakın çevresiyle sık sık paylaştığı dönemlerde İstanbulda ünlenen ve yine orada son bulan bir yaşamı kısaca siz değerli okuyucularıma ulaştırmanın hazıyla saygılarımı sunmadan.
Asılları kesilmiş, Nesilleri tükenmiş bu cennet memleketimizden gelip geçmiş, içleri iman, insan ve vatan sevgisi dolu olan tüm unutulanlara şükran ve minnettarlığımı siz değerli okuyucularım ve şahsım adına iletmek istiyorum. Saygılarımla… Murat ÖZARSLAN. haber: Murat ÖZARSLAN / cavuslu.org
|
1842 kez okundu |
Yorumlar |
Hemserimiz. 07/04/2012 21:29 Sagol bunu ogrendiyim iyi oldu boyle cok kisiler var,bulup cikarmak zor ama iyi yaptin sagol..! Misafir - Mehmet Zor |