Nihat ÖZTÜRK
nozturk@hotmail.com
EVLİLİK PROGRAMLARI VE AVRUPA BİRLİĞİ
17/12/2016 Şimdi birileri çıkıp da televizyonda bu programları seyretmiyorum demesin. Ya da “Abi sen de mi evlilik programlarını seyrediyorsun?” diye sormasın. Ben bu yazıya hazırlık olsun diye seyrediyorum, yoksa açık oturumlardan ve belgesellerden başka programa bakar mıyım? !.. Ülke olarak bu programları seyrediyoruz, bu Türkiye’nin sosyal bir gerçeği. Siz seyretmiyorsanız ben seyretmiyorsam yıllardır bu programlar televizyonlarda yapılabilir miydi? Televizyoncular bu işten para kazanıyorlar ve sürdürüyorlar. Konumuz o değil, bu programların Türkiye AB ilişkilikleriyle bire bir benzerlik göstermesi. Kimse, olmuyorsa sen yoluna ben yoluma demiyor. Bu programların oyunculuk eğitimi almış belirli bir kadroları var ve içerik gereği de birbirlerine talip oluyorlar. Ondan sonra da özel bir süreç başlıyor. Bir gün kavga ediyorlar ertesi gün dans ediyorlar. Bir programda birbirlerine hakaret ediyorlar bir sonraki programda özür diliyorlar. İçlerinde bayağı da meşhur olanlar var. Programı sunanlar da böyle bir evlilik yürümez, daha ilk günden bu boyutta tartıştığınıza göre bu işin geleceğini iyi görmüyorum demiyorlar. Talipler kavga ederken sunucular hiç karışmıyorlar. Hatta deyim yerindeyse körüklüyorlar. Aylarca seyirci bu anlamasız ilişkiyi izliyor ve acaba ne olacak diye merak ediyor. Hiçbir şey olacağı yok, bu bir televizyon programı ve oyuncular böyle oynamak zorunda. Analaşamıyorsanız ilişkiyi bitirirsiniz, anlaşabiliyorsan evlenirsin. Gelelim Türkiye Avrupa Birliği ilişkilerine: Türkiye 50 yılı aşkın bir süredir AB’ye talip… Ama AB’nin kriterleri var, Türkiye bu kriterleri bilerek aday oldu ve kriterleri de onlar koymuşlar. Türkiye kendi konumunun AB’ye uyup uymadığını bilmiyor mu? Biliyordur mutlaka, kriterler ortada… Ya bu şartları sağlarsın ya da seni kabul etmezler. 50 yıl az zaman mı? Bir türlü bizi kabul etmiyorlar. Ve Türkiye kriterleri oluşturma yerine AB’yi şikâyet etmekten başka bir şey yapmıyor. AB Hıristiyan kulübüymüş, Türkiye Müslüman olduğu için almıyorlarmış. Doğrudur, Türkiye din değiştirmeyeceğine göre bu iş olmayacak demektir. Adamların keyfinin kahyası mısınız? Niye kapıyı çarpıp çıkmıyoruz! İlla da gireceğiz… O zaman kriterleri yerine getireceksin, Avrupa Parlamentosu’nun raporlarına sövmeyeceksin. Adam kafasına göre yazıyor işte. Gücün varsa yazdırma! Bir de tutturmuşuz: AB’nin Türkiye’ye ihtiyacı varmış! İhtiyacı olsa alırdı. Peki, durum böyleyken 2005 de müzakere tarihi alışımızı AB’ye girmiş gibi kutlamak neyin nesiydi… Sadece, bakarız demişler biz de bu iş oldu diye kutlama yapıyoruz. Tabi bir de Türkiye’yi 15 yıldır yöneten kadronun dünden bugüne AB’ye bakışına bakmak lazım. Onlar hiçbir zaman AB’ye sıcak bakmadılar. Kurulduğu yıllarda adı Ortak Pazar olan bu kuruluş için “Ortak Pazar Millete Mezar” diyorlardı. Değişmiş olabilirler mi? Türkiye’de yaşanan son gelişmeler üzerine müzakereleri donduralım demişler ve Türkiye’yi kızdırmışlar: Zaten müzakereler devam etmiyordu ki! Peki ortada böylesine samimiyetsiz bir ilişki varken bu söylemlerin nedeni ne ola… Başta söz ettiğimiz gibi bu tür tartışmalar çok alkış alıyor. Prim yapıyor, seyirci topluyor. Hem de ne alkış; AB’yle müzakereye başlıyoruz deniliyor alkışlıyoruz, AB’den ayrılıyoruz diyorlar yine alkışlıyoruz. Ya hu daha birleşmedik ki ayrılalım! Elbette bu ülkenin bir vatandaşı olarak AB kapısında bekletilmekten çok rahatsızız. Onların zaman zaman küstahça hareketlerini hazmedemiyoruz. Bunları hak etmiyoruz. Ama bir türlü de kapıyı çarpıp çıkamıyoruz. Şimdi halka soracaklarmış, müracaat ederken halka mı sordunuz? Türkiye’nin maddi manevi bir menfaati yoksa basın imzayı, bırakın gitsin. Halkı bu işe bulaştırmayın bence.
NOT: Sitemizde yayınlanan köşe yazılarından yazarların kendileri ve yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşleridir. Yorumu ekleyen kişi kimliğini gizlemesi durumunda yapılan yorumlar onaylanmamaktadır. Köşe yazılarından ve yazılan yorumlardan Çavuşlu Haber hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz
|
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |
Yazarın diğer yazıları |
FINDIĞIM 3 DOLAR - 21/09/2018 |
FINDIĞIM 3 DOLAR |
FINDIĞIN FİYATI BELLİ DEĞİL - 02/08/2018 |
FINDIĞIN FİYATI BELLİ DEĞİL |
YENİ SİSTEM VE GİRESUN’UN BEKLENTİLERİ - 28/07/2018 |
YENİ SİSTEM VE GİRESUN’UN BEKLENTİLERİ |
HEMŞERİ DERNEKLERİNİN DÖNÜŞÜMÜ - 18/06/2018 |
HEMŞERİ DERNEKLERİNİN DÖNÜŞÜMÜ |
AHMET KAÇAR GÜZEL SANATLAR FAKÜLTESİ - 25/05/2018 |
AHMET KAÇAR GÜZEL SANATLAR FAKÜLTESİ |
GÖRELE DE YAPABİLİR - 08/05/2018 |
GÖRELE DE YAPABİLİR |
DEMİRYOLU TRABZON’A BAĞLANIYORMUŞ - 27/04/2018 |
DEMİRYOLU TRABZON’A BAĞLANIYORMUŞ |
YIKILAN TARİHİ KEMER KÖPRÜ - 14/04/2018 |
YIKILAN TARİHİ KEMER KÖPRÜ |
İLÇELERE DOĞALGAZ NASIL GELİR? - 09/03/2018 |
İLÇELERE DOĞALGAZ NASIL GELİR? |
Devamı |