Ya tezgahta balık yok ya da kıtlıktan ötürü fiyatı çok yüksek.

Yani bu sezon da balık ve hamsi bol avlanamadı, tezgahlar neredeyse boş kaldı.

Avlanabilen az miktardaki balığın, hamsinin fiyatı el yakıyor, yanına yaklaşılmıyor.

Medya günlerdir denizdeki tehlikeye, balık neslinin tükenmesine dikkat çekiyor, ama kimsenin umurunda değil.

Yıllardır yazılıyor, çiziliyor, anlatılıyor dinleyen yok.

Denizdeki kıtlığın, balıkların yok olmasının en büyük nedeni trol ve gırgır avcılığı.

Trolle balık avlamak yasak olmasına karşın, bu yasağa ne uyan var ne de trolle avlanmayı terk eden.

Bu avlanmandan ötürü denizler artık tükendi, kurudu, balık vermez oldu.

Nasıl versin ki? Yavru demeden, büyümeden denizde ne kadar canlı varsa avlanıyor.

Anlayacağınız denizlerde bir başıbozukluk, yasa, kural tanımamazlık mevcut. Önüne gelen istediği yöntemle denizin altını üstüne getiriyor, büyümemiş, boyları standarda uygun olmayan balığı avlıyor, tezgahlara sürüyor, biz de iştahla yiyoruz.

Yasak olmasına karşın, Karadeniz’in İstanbul Boğazı’yla birleştiği Rumeli Feneri bölgesinde hemen hemen her gün trolle avlanan balıkçı teknelerine rastlamak mümkün.

Aynı durum Karadeniz ve diğer bölgeler için de söz konusu.

Sahil Güvenlik botları bu balıkçı teknelerine karşı ne kadar mücadele ederse etsin trol avcıları yasa, kural tanımaz şekilde avlanmayı sürdürüyor.

Trol ile avlanan balıkçılar gece karanlığında avlanmaya başlıyor, Sahil Güvenliğe yakalanmamak için teknelerin ışıklarını bile yakmıyor.

Bazı kaçak avcılar bırakın geceyi, korkusuzca, pişkin şekilde gündüz bile trol avcılığı yapıyor.

Tekneden salınan çok büyük ağlarla denizin dibini tarayıp, önüne ne geldiyse toplayan trol avcılığı balık yuvalarını dağıtarak büyümesini, yaşamasını engelliyor.

Trol avcılığına karşı daha masum sayılabilecek gırgır tekneleri alttan büzülen ağlarla balığı hapsederek avlıyor. Yani denizin dibine inmediğinden balığın üreme alanlarına çok zarar vermiyor.

Kaçak avlanmadan ötürü Karadeniz’de 26, Marmara’da 146 farklı balık türünün yok olduğu belirtiliyor.

Çok ürkütücü tablo.

Böyle devam ederse yakın gelecekte, amatör balıkçılar bile denizde balık bulamayacak, tezgahlar boş kalacak.

Trol avcılığı 1830 sayılı Su ürünleri Yasasının 24. Maddesine göre yasak.

Ne var ki yasa ile getirilen yasağa karşın denizlerde kaçak avlanma her geçen gün artıyor, yasa bu tür avcılığı önlemekte yetersiz kalıyor. Cezalar caydırıcı değil.

Çünkü trolle avlanan balıkçı teknelerine 3-5 bin lira arasında değişen para cezası uygulanıyor. Bu cezayı ödeyen balıkçılar kaçak avlanmaya yine devam ediyor.

Yani, yasada öngörülen para cezası sudan ucuz. Kaçak avcılığın, denizi kurutan, tüketen trol avcılığının önüne kalın bir duvar çekebilmek için daha ağır yaptırımlara, hatta hapis cezalarına bile ihtiyaç var.

Amatör balıkçılar, sonarlarla yerini saptayıp, şok sistemiyle balığı sersemletip ağlara toplayan trol avcılığına karşı acilen çok katı kuralların getirilmesini, toplumun bu konuda bilinçlendirilmesi gerektiğine vurgu yapıyor.

Olta ile avlanan amatör balıkçılar, trol ile avlanmak bugün son bulsa bile denizlerin toparlamasının, yeniden o eski bereketli günlere dönmesinin en az 10 yılı bulacağını ifade ediyor.

Denizin imdat çığlığını, amatör balıkçıların feryadını duymamak, görmezden gelmek tükenme noktasına gelen balıkçılığın adım adım ölüme gitmesidir.

Böyle sürerse gün gelecek tezgahlarda bugün var olan az miktardaki balığı, hamsiyi de bulamayacağız.

Yazan:          Şükrü KARAMAN

 NOT: Sitemizde yayınlanan köşe yazılarından yazarların kendileri ve yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşleridir. Yorumu ekleyen kişi kimliğini gizlemesi durumunda yapılan yorumlar onaylanmamaktadır. Köşe yazılarından ve yazılan yorumlardan www.cavuslu.org  Çavuşlu  Haber hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz