21/01/2016
Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, “Baskın seçim planımız yok” dese
de bu yılın sonuna doğru ikinci erken seçim gündeme gelebilir.
Şimdilik yok denilse de siyasetin kaygan zemininde her an her şey
olabilir, baskın bir seçim yapılabilir.
Başkanlık sistemi, dolayısıyla Anayasa değişikliği için AKP’nin mevcut
vekil sayısı yeterli değil. Hatta referanduma gidebilmek için bile 13
vekile ihtiyacı var.
Meclisin bugünkü tablosunda Anayasa değişikliğini gerçekleştirmek,
referanduma götürebilmek kolay değil, çok zor.
Ülkedeki siyasi konjoktör muhalefet partilerinin aleyhine, iktidar
partisinin lehine işliyor.
Bölücü terör nedeniyle tepki toplayan HDP, muhalefetin genel kurul
çağrılarına olumsuz yanıt veren MHP, büyük iddialarla gerçekleştirdiği
genel kuruldan toplumun beklediği coşkulu mesajları
veremeyen CHP.
Muhalefetin tablosu ortada.
Politikalarıyla iktidarı zorlaması, halk adına denetlemesi, hatta
yanlışlarından geri adım attırması gereken muhalefet maalesef iktidar
üzerinde baskı oluşturamıyor. Hadi HDP’yi bir yana bırakın. Ya CHP ve
MHP’ye ne demeli?
Anketlere göre bugün seçim olsa HDP barajın altında kalacak. MHP’nin
durumu da HDP’den farklı değil, barajı kıl payı geçebilecek gibi
görünüyor. CHP ise bir türlü yüzde 25’i aşamıyor. Oysa 7 Haziran
seçiminde dar gelirli kitlenin sorunlarına çözüm üretecek vaatlerde
bulunmuştu. Ama bunu sandığa yansıtamadı.
Üzerlerindeki ölü toprağını silkeleyip sıçrama yapamazlarsa AKP daha
çok yol alır, iktidar olmaya devam eder. Oysa ezici çoğunlukla iktidar
olmak, güç şımarıklığından kaynaklanan uygulamalar ülkede sıkıntı
yaratıyor, keskinleşmeye yol açıyor.
İktidarı yasa yollardan dizginlemek, denetmek adına güçlü bir
muhalefetin varlığı şart.
İşte muhalefet böyle darmadağın, günden güne erirken, AKP Başkanlık
sistemi için gerekli olan 367 vekil sayısını elde edebilme uğruna
baskın seçime neden gitmesin?
Cumhurbaşkanı Erdoğan da onay verirse pekala bu yılın sonuna doğru
seçmen yeniden sandığın
yolunu tutar.
Yakında çalışmalarına başlayacak Anayasa Uzlaşma Komisyonu’nda adı
gibi bir uzlaşmanın sağlanması da çok zor.
Bir yanda CHP ve MHP’nin Anayasa’nın ilk dört maddesinin korunması
ısrarı, diğer yanda AKP’nin başkanlık sistemi talebi.
Eğer ortak bir noktada buluşulmazsa komisyon birkaç toplantının
ardından “uzlaşamadık”
gerekçesiyle çalışmalarını sonlandırabilir.
Aslında CHP ve MHP’nin kırmızı çizgileri halkın çoğunluğunun da
kırmızı çizgileri, Anayasa’nın temel ilk dört maddesinin
değiştirilmesi kabul edilemez.
İktidar, dört maddenin değiştirilmesi talebiyle masaya oturursa
komisyon ilk toplantının ardından
zaten fesih olur.
Bunu fırsat bilen AKP de muhalefetin derlenip toparlanmasına olanak
vermeden her an baskın seçim kararı alabilir.
“Yeni Anaysa yapmaya yanaşmıyor, ipe un seriyorlar” diye meydanlarda
propaganda yapmaya
başlar, muhalefete yüklenir.
Demem o ki, muhalefet partilerinin bir an önce derlenip,
toparlanmaları, iktidar karşısında güçlü bir seçenek oluşturmaları
ülke ve demokrasi açısından son derece önemli.
Eğer bugünkü güçsüz yapılarıyla olası baskın seçime girerlerse
sandıkta çakılırlar, demokrasi zayıflar.
Tabii bu yazdıklarım bir seçim senaryosu. Ne var ki önceki yıllarda
yazılan senaryoların çoğu hayata geçti.
Şükrü KARAMAN
NOT: Sitemizde yayınlanan köşe yazılarından yazarların kendileri ve yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşleridir. Yorumu ekleyen kişi kimliğini gizlemesi durumunda yapılan yorumlar onaylanmamaktadır. Köşe yazılarından ve yazılan yorumlardan www.cavuslu.org Çavuşlu Haber hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz