Ayhan EYİKOÇAK
ay-han@superonline.com
MEĞER
27/11/2015
Her kazı haberinde, her nedense kazı başkanlarının yabancı oluşu dikkat çeker. Açıklaması bizde olmadığı iddia edilen parasal ve bilgi desteğinin yabancı üniversitelerce karşılandığı bilgisi..... Peki neden bu alana kaynak ayrılmıyor, bizim arkeologlarımız neden yetersiz? soruları çıkıyor ortaya bu kez de? Biri bu alanın çok uzun süreli çalışma gerektirdiğini paylaşıyor. Çalışmaya gerek yok dercesine..... Soruların üzerine bir başka soru ekleniyor zamanla.......Bu antik kalıntıların Türklerle hiçbir ilişkisi yok mu? Hiç bahseden olmaz da.... Bir kitapta Atatürk'ün konuya dikkat çeken sözü çıkar karşınıza. Yabancı arkeologların bizleri yanıltmakta olduğuna dair. Yaparlar mı, yaparlar. Tarih boyunca Türklerden, onların kurduğu uygarlıklardan bahseden yok. Atatürk bu konuları incelerken öldürülmedi mi? Öyleyse konu daha da önemli. Arkeoloji profesörü ''Türk diyemeyiz, etnik oluyor '' diyor sorulan soruya karşılık olarak. ''Kimler sahip çıkıyorsa onlarındır'' sözü de herşeyi açıklıyor insana. Şimdi kurtarma kazıları altında yok edilen kanıtları tekrar incelemek istersek nereden bulacağız. Yabancıların ya da yabancılaşmışların yazıp çizdiklerinin doğruluğu ya da yanlışlığı nasıl kanıtlanacak. Doğulu araştırıcıların iddialarına yan gözle bile bakan yok batıda. Yok saymaktalar...... Hadi iddiaları çürütün iddialarınızla. Kimse yok ortada. Artık batıdan bile ''Ey Dünya insanları, hepiniz Türksünüz'' diye kitap yazanlar, afaroz edilseler bile kitaplarını imzalıyorlar. ''Yalan ya yenden çıkar, ya yakadan dememişmiydi Mualla teyze. Çıkıyor gerçekler ortaya ........ Kimi dil üzerinden, kimi mağara resimlerinden, kimi inanç, gelenek göreneklerden, kültürden yakalıyor doğruları. Bir ingiliz turistin rehber kitabında, ''Türkler Türkçenin tüm dillerin anası olduğunu söylerler, ancak fasaryadır'' benzeri sözünü okuduktan bir süre sonra, Türkçesi bilinmeyen bir ingilizce sözcüğün, bu konuda çalışan bir mühendis tarafından, kök ve seslere bölünüp anlamları birleştirilerek, tam da Türkçe- ingilizce sözlükteki karşılığının bulunmasıyla yaşanılan şok, ortamda bulunanların en çarpıcı anısına dönüşmüştür. Birbirine şaşkınlıkla bakan gözlerdi hatırlanan. ''Neden Türklerin Antik tarihi yok'' sorusunun peşinden giden bir Türkoloğ'un ulaştığı bilgileri paylaşmak da birincil görev olmalı bilenler için. Dünyayı bölmeye çalışanlara karşı, en büyük güç bilgiyle, ortak yanları ortaya çıkartarak insanlığı birleştirmek ve hepbirlikte yüceltmek mümkün olacak. Bir sonraki basamak doğru dini bilgiye erişip, doğru yorum ve çevirileri ile insanlığa sunmak..... belki onda da ortak noktalarda birleştirmek insanlığı mümkün olacak. Meğer ne çok aldatılmışız, Meğer gerçekler neymiş? Meğerler bitmeyecek gibi görünüyor...... Arif Erman'ın,'' Türklerin Gerçek Tarihi'' kitabından; Bir süre önce Çin'in Xian şehri yakılarındaki Türklerden kaldığı iddia edilen kurganları (piramitleri) araştırırken konu çok farklı alanlara kaydı. İktisat tarihçisi olmanın ve Türkoloji okumanın verdiği merakla konu konuyu açtı ve daha önce pek de ilgi alanım olmayan Dünya antik tarihini ve Sümerce, Etrüskçe, Hititçe, Frigçe gibi dilleri araştırmaya başladım. Sonunda bu kitap ortaya çıktı. Bu arada Batı'da yazılan tarih tezleriyle karşılaştım. “Türklerin neden bir antik tarihi yoktur?” diye aklıma hep takılmıştır zaten. Bu tarih tezlerini okuduktan sonra, neden olmadığını da anlamış oldum. Türklerin antik tarihi çalınmıştır. Hem de pişkince. Türklerin çalınan bu tarihi Avrupa'da, Anadolu'da, Mezopotamya'da, İran'da, Hindistan'da ve Çin'de yatıyor. Türkler dışında her türlü halk tarafından sahiplenilmiş. Batılı tarihçiler tarafından Türklere dikte ettirilen tez, “Türklerin geçmişte göçebe bir halk oldukları ve uygarlığı Avrupalılardan öğrendikleri” şeklindedir. Oysa bu tarihin üstü biraz kazılınca, altından bambaşka bir tarih ortaya çıkmaktadır. Arif Erman Ayhan Eyikoçak 21.11.2015 NOT: Sitemizde yayınlanan köşe yazılarından yazarların kendileri ve yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşleridir. Yorumu ekleyen kişi kimliğini gizlemesi durumunda yapılan yorumlar onaylanmamaktadır. Köşe yazılarından ve yazılan yorumlardan www.cavuslu.org Çavuşlu Haber hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |
Yazarın diğer yazıları |
MEĞER TÜRKÇE - 28/12/2015 |
MEĞER TÜRKÇE |
BAŞARININ SIRRI - 19/10/2015 |
BAŞARININ SIRRI |
DEV FIRILDAK - 15/07/2015 |
DEV FIRILDAK |
DUR- DUR - 21/05/2015 |
DUR- DUR |
PİNA - 11/01/2015 |
PİNA |
TÜRK'DEN ÜRK - 17/08/2014 |
TÜRK'DEN ÜRK |
EŞSİZLİK - 07/08/2014 |
EŞSİZLİK |
KÖTÜNÜN İYİSİ - 31/07/2014 |
KÖTÜNÜN İYİSİ |
OY-UN ''HANGİSİNDE HANGİSİ?'' - 30/06/2014 |
OY-UN ''HANGİSİNDE HANGİSİ?'' |
Devamı |