Demek ki büyük şehri görmek, büyük şehirde nefes alıp vermek ve uzun yıllar yaşamak insana çağdaşlaşmak anlamında pek katkı sağlamıyor.
    Eynesil ilçesinin yapılan araştırmalara göre 75 bin nüfusu var. Bunun 14–15 bininin ilçede yaşadığı yerde, 60 bini gurbet ellerde iş aş derdinde. Birçoğu, uzun yıllar gelmese de, ne yazık ki bir tabut içinde geliyorlar memlekete. Giden de zaten köhnemiş zihniyete kızdığı ve değişmeyeceğine inandığı için gidiyor. Gelişim olmayın da değişim şart hayatta!!!
   Eynesil’in Yurt genelinde onlarca iş adamları var. Hepsi bir yol tutmuş. Hakkıyla çalışıp bir yerlere gelmişler. Allah yollarını açık etsin diyelim… Ama memleketi unutmuşlar..
   Neyse dönelim İstanbul’da başımızdan geçen olaylara…
   Bildiğim kadarıyla İstanbul’da 11–12 tane Eynesil ismi adı altında dernek var. İlki 1986 yılında Eynesilliler Derneği adı altında kurularak hizmet vermeye başlayan dernek. Diğerleri ise 2 binli yıllarında kurulan köy ve Mahalle dernekleri.  
    Av. Halil İbrahim Türkyılmaz’ın dediği gibi “Bugüne kadar, “tüm olumsuzluklara rağmen” köy-mahalle ayrımcılığı yapmamış, siyasal – sosyal farklılıkları birleştirici bir zenginlik unsuru olarak görmüş” bir dernek Eynesilliler Derneği..
   2 binli yıllara kadar çok büyük hizmetler üreterek topluma katkıda bulunmuşlar. 30 a yakın öğrenciye burs verip,insan yetiştirip yarınlara ışık tutmuşlar.. Çok değerli büyüklerimiz ağabeylerimiz, kardeşlerimiz başkanlık yapıp, birleştirici olmuşlar. Mehmet Son, Ali Küçüker, Av. Naim Gürel, Hüseyin Kurucu, Mustafa Hayta ve Av. Halil İbrahim Türkyılmaz gibi.
   2009 Yerel seçimlerinde Mustafa Yaşar Kelleci’nin Eynesil’den Cumhuriyet Halk Partisi Belediye başkanlığını açıklamasından sonra Av. Halil İbrahim Türkyılmaz, Kelleci’ye destek olacağını açıklayarak taraf olacağını ve derneğe siyaset karıştırmak istemediği için başkanlık istifa eder.. İş tam bu noktada karışmaya başlar İstanbul’daki Eynesil dernekçileri adına.  Bunları aslında önceden bilsem bile yeniden oluşumu sağlanan Eynesilliler Derneğinin kahvaltı toplantısında pekiştirdim.
   Üsküdar’da derneğin kaynaşma toplantısına bir davet icabı katıldım. Duyduklarım ve Mehmet Sarıal’ın anlattıkları çok düşündürücüydü. Sarıal “ Bundan 3 yıl önce Eynesil Denekler Federasyonu hayata geçirme kararı alındıktan sonra başkanlığa gelen Mehmet Hayta’nın, ayrımcılığa başlayıp, bazı olaylara çanak tutuğunu ve tüm derneklerin bu nedenden dolayı dağıldığını söylüyordu.. Hatta Dernek yönetiminin siyasallaştığını ve bunun insanlar arasında kutuplaşmaya neden olduğunu ifade ediyordu. Ben bi kaç derneğe gittim ve bir bir anlatılanları yaşadım maalesef..
     Mehmet Hayta’nın “Eynesil’deki halk beni bağlamaz, ben Gaziosmanpaşa’da ki Eynesilliler ilgilendirir” dediğini iddia ediyordu.  Yıldıztabya’daki 3 Eynesilli muhtar adayının bir tanesi de onun desteklediği biri olduğunu ve kendi köy derneği olan Aralık Köyü Derneğine üye olmadığını ve en büyük tepkiyi de onlardan aldığını söylüyordu. Bu konu derin bir konu ve işi burada noktalayalım..
    Bunlar öyle laflar değildi aslında.. Paranın güç sayıldığı günümüzde, parası olmayanlar ezilmesi mi lazımdı… Ha… Bide Eynesilliler gecesinde yaşananlar ayrı bir konu. Kimseyi davet etmedikleri gibi gelecek olanlara da gelmeyin diyecek kadar cesurlar. Şahsen ön fikir edindiğim için gitmeyenlerdenim…
    Bu tip idarecilerin örneği maalesef ilçemizde de mevcut. Gelene git, gelme diyecek kadar cesur. İdarecilik her şeyi ben bilirim mantığıyla olmuyor.
    Anlatılacak daha çok şey var da devam etmeyelim. Bir İstanbul macerası diyip çıkalım işin içinde diyeceğim ama gene olmuyor. Herkes konumunu mevkisini ve ne için o makamları teşkil ettiğini iyi düşünmesi lazım. Ayrıştırıcı değil her daim birleştirici olup topluma faydalı hizmetlerde bulunmak lazım.   
  Bir Çin Atasözü derki “Fısıldanan sözler, çok kere yüksek sesle söylenenlerden daha uzağa gider.” Bizde burada bazı şeyleri yazarak uzağa gideceğinden eminiz. Amacımız kimseyi kırmamak olmadığı gibi idareci konumunda olan insanlarımızın bir nebze etrafına bakarak hareket etmelerini sağlamaktır…
 

Fikret BODUR

NOT: Sitemizde yayınlanan köşe yazılarından yazarların kendileri ve yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşleridir. Yorumu ekleyen kişi kimliğini gizlemesi durumunda yapılan yorumlar onaylanmamaktadır. Köşe yazılarından ve yazılan yorumlardan www.cavuslu.org  Çavuşlu  Haber hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz