Bu ilde dürüst görev yapan ender gazetecilerden Ahmet Bilge de mi susturulmak isteniyor?..Hani bu ülkede ifade özgürlüğü vardı ve isteyen fikirlerini yayabilirdi.Acaba birilerinde, eski Osmanlı veya Afganistan'da uygulanan ve sadece padişahların övüldüğü türde bir gazetecilik veya demokrasi özlemi mi var?..İyi gazeteci,muhalefet yapan gazetecidir..Muhalefet yapmaktan korkan kişi asla kendini gazeteci diye lanse edemez...Gazeteci Zeki Al ise Ahmet Bilge'ye sahip çıktı.İşte Al'ın yeni yazısı

  GAZETE Mİ, EL İLANI MI?

   Zeki AL      
    zekial28@hotmail.com

   Giresun’da 35-40 tane süreli gazete ve dergi çıkıyor…

   Valilik sitesinde belirlenmiş; ilan alanlar 16, almayanların sayısı 18…

   Hiç merak edip incelediniz mi?

   Bu gazeteler nasıl ayakta duruyor?

   Biraz derinlere inerseniz Giresun’un geri kalmışlığında, komşu illerden daha gerilerde gittiğinde bu gazetelerin de payı olduğunu görürsünüz…

   Resmi ilan hakkı olanlar süt dökmüş kedi gibi, her devrin dümen suyunda devam ediyor.     Giresun adına suya sabuna değmiyor..İlandan gelen karcuğazına bakıyor…

   Giresun’da sağlıkmış, eğitimmiş, turizmmiş, ulaşımmış, ekonomiymiş,  spormuş, sanatmış onlar için hava-civa…

   Ya ilan almayanlar?

   İşte asıl konuşulacaklar bu gazeteler….

   İlan olmayınca, ayakta durmak için bazı yöntemler ortaya çıkıyor ve uygulanıyor..

   Ya bayramdan bayrama, yılbaşından yılbaşına çıkıp, kutlama  alarak ayakta duracaklar, ya da bir yolunu bulup, gazeteciliğin doğasına has yöntemlere başvuracaklar…

   Giresun’da kurumlardan Bayram, Şenlik, Belirli Gün ve Haftalar için gazetelerine “Kutlama” alanlar da sıkıntılı...

   Gazeteci arkadaşımız bir aydır çantasında ilan parası için kestiği 100 liralık fatura da içinde çantasıyla geziyor..Hala kutlama parasını tahsil edememiş, homurdanıyor..

   Git-gelden o kadar bunalmış ki, Giresun’da önemli bir belediyeden söz ediyor; ”bugün de alamazsam, belediyeye bağışlayacağım” diyor…

   Gazeteci bu kutlamayı kafasına göre yazıp yapmışsa sorun yok. Varsın dörünsün!

   Ama belediye “yaz” diye metin göndermişse, ya borcunu ödeyecek, ya da kendini sokakta rezil etmeyecek..

   Ben kendilerini rezil duruma düşürmemelerinden yanayım. Bu tür gazetelerin çoğu kurumların, siyasilerin, STK’nınher an açığını yakalama peşinde…

   Örnek mi?

   Bir-iki  belediyemiz TUİK sitesinde  vergi borçlusu olarak yer alıyor..

   Bunların içinde Görele de var…

   Gel gör ki, Giresun’da yayın yapan bir gazete, adı geçen borç adına Görele’yi rezil edenleri belirlerkenyolunu şaşırıyor; borcunu ödemeyen Görele belediye’sini değil, borçlu olduğunu haber yapan gazeteci Ahmet Bilge’yi hedef alıyor..  

   Borçlu durumundaki Görele Belediyesi haklıymış gibi, gazeteci gazeteciyi acımasızca eleştiriliyor…

   Ahmet Bilge’nin neler yaptığından belki haberi bile yok!..

  Ahmet neler yapmış neler; İlçesini  rezil etmiş de..Yok, sadece Görele’yi yazmış da..Melikoğlu’nu karalamışda..İlçesini kötü reklam etmiş de..Yok, kasıtlı haber yapmış da…vs…Fasa-fiso..

    Asıl borcu yapan, bunları okurken çalılıklar arkasında “kıs kıs” gülüyor…

    Nelere imza attığını hayretle okuyan Bilge ise;  herkes gibi şaşkın!

    Haber içinde haber, habire cücüklüyor, artıyor….

   Görele’yi rezil edenlere bakarsak, söz verdiği projeleri hayata geçirmek için belediyesini borçlandıran Başkan Ertuğrul Melikoğlu’ndan, Görele’nin borçlanmasını durduramayan  iktidar milletvekillerinden, borçlu olduğunu duyuran TUİK’e kadar uzanmak mümkün..

   Öze baktığımızda, Ahmet Bilge’den önce bu haberi; ben de dahil Giresun’da yapanlar oldu…

   Bu haber de Sn.Bilge geç bile kaldı…

   Görele’yi rezil eden damgası nedense Sn.Bilge’ye vuruldu…

   Aslında Görele’yi rezil eden; haberi yapan gazeteciler değil, belediyesini ödeyemeyeceği borcun altına sokanlar olmuyor mu?

   Baştan dedik ya, seçimler yaklaştıkça bu tür gazetecilik yöntemleri ile daha çok karşılaşacağız..

   Her an açık bekleyenler; Mart 2014’e çok var ama  pusuya yattı ve yatmak üzere durumundalar….

   Yıllar önce;  “Ah Zeki abi, Giresun’dan bir ayrılabilsem, neler yazacağım, neler..Giresun’u yerinden oynatacağım” gibi gazeteci söylemleri hala kulaklarımda…

   “Gazeteciyim” diyorsan, yazacaksın! Yazamıyorsan; “gazeteciyim” demeyeceksin!”

   Bu tür mide bulandıran, kim tarafından yönlndirildiği belli olmayan ve arkasında bir çok soru bırakan, insanları araştırmaya sevk eden yazıları yazmak için gazete çıkarmaya da gerek yok, el ilanı bastırıp dağıtmak da aynı işi görür..

   İster istemez sormak zorundayız, bunlar gazete mi, el ilanı mı?

   Bir daha soralım, bu türler gazeteci mi, tetikçi mi?

   “Gazetecilikle ilgiliyim” diyenlere sözüm:  Asli görevleriniz sizi bekliyor…

   Son sözüm,; Gazete sahiplerinin gazetelerini el ilanı gibi görüp, onurlu gazeteci arkadaşlarımızı zor durumda bırakma hevesi içinde olan siyasileri, STK’nı, brokratları, işadamlarını,  kurumları ve esnafları , Allah ıslah etsin!