Sağ ve Soldaki meleklere:

İnsanoğlu; Sizler de kimsiniz?

Melekler; Senin en yakın arkadaşlarınız!

İnsanoğlu; Sizi göremiyorum ama?

Melekler; Yaratılışımız gereği... Ama biz seni her an görüyoruz.

İnsanoğlu; Buna beni nasıl inandıracaksınız?

Melekler; Kur'an'a inanıyor musun?

İnsanoğlu; Tabi ki.

Melekler; Bak rabbin ne buyuruyor "Unutma ki, sağında ve solunda oturan, yaptıklarını tespit eden iki ( melek ) vardır." (Kaf. 17).

Omuzlarını sıvazlayan İnsanoğlu; Yani şu an varsınız ha?

Melek; Evet...

İnsanoğlu; Peki niçin?

Melek; Konuşmalarını, hareketlerini, diğer insanlara karşı tavırlarını... vs. kaydetmek için.

İnsanoğlu; Yani tüm konuştuklarımı kayıt mı ediyorsunuz?

Melek; Yine Kur'an'dan cevap verelim. "O bir söz söylemeye dursun, mutlak onun yanında görüp gözetlemeye hazır biri vardır." (Kaf. 18). Yani evet.

İnsanoğlu; Peki size ne faydası olacak?

Melek; Elbette ki bize hiçbir faydası ya da zararı olmayacak. Bizlere verilen görev bu... Bizler görevimizi eksiksiz yaparız. Adam madam kayırmayız. Tatilimiz, uykumuz ve yemek saatimiz, yorgunluğumuz yoktur bizim. Bizler de sizlerde olduğu gibi cinsiyette yoktur.

İnsanoğlu; İlginç!..

Yukarı da anlatılmak istenen bazı kişilerin, kişiliklerine sahip olmaksızın sadece dünya üzerinde kendi kendilerine yaşarmışçasına bir takipçinin olmadığını düşündüklerini yaptıklarının veya konuştuklarının saklı kapılar ardında gizli kişilerle saklı gizli kalabilecekmişçesine göstermektedir.

Ne yazık ki Müslüman insanların hele ki gündelik ibadet (namaz kılmak) yapanların, yaşantısında para, makam ve mevki vs. gibi dünyalık işler İslam dan önce geliyor. Bu da Müslümanların İslam’a olan inançlarının, imanlarının ne kadar zayıf olduğunu gösteriyor.

Malumunuz Çavuşlu muzun sıkıntısı büyük, burada yaşanan olaylar da yukarıda bahse konu neredeyse yaşanmakta. Bazı kimseler makam ve mevki korkusuyla saklı gizli istişareler yaparak saklı ve gizli kalabilecekmiş gibi yaşantılarını sürdürmektedirler.

Çavuşlu muzda yaklaşık üç yıldır devam eden çöp meselesini de, bu şekilde salkı ve gizli sandıkları kapalı kapılar arkasında bertaraf etmeye çalıştılar ama edemediler. Çavuşlu dan nemalanmaya, rant kapısı haline getirenler de oldu, olmaya da devam ediyor. Ancak kul hakkı, kuldan can çıkmadıkça alınmaz. Ölümü ensesinde hisseden herkes, önce günahlarını düşünür sonra da arkasın da bırakacağı ailesini ve malını. Ailenin ve malının ölüye pek de bir faydası olmayacağı gibi, yerlerin de olsam gasp ettiğim kul hakları ve işlediğim günahlar için tövbe ederim. Bu durum da şeytanın bizlere kabir de yanımıza yaklaştığın da bu kadar kul hakkından ve günahtan sonra biraz zor affedilirsin. Hem sen olsan affedermisin? diyerek, sizi ümitsizliğe sevk edecektir.

Zulüm eden zulüm bulur, sevgi gösteren sevgi bulur. Haktan hukuktan nemalanamamış insanın kalbi, zincire vurulmuş kapkara zindanlara tutsak edilmiş gibidir. Bir topluma kendi şuuruna inandırmak, kendi adaletini tecelli ettirmek zayıf ve aciz insanlara mahsus bir davranıştır. Hakkın emrine riayet etmeyen, Hukuku hiçe sayan kim olursa olsun makam ve mevki sine bakılmaksızın hak karşısında kolay hesap veremeyecektir. Kimsenin yaptığı yanına kar kalmaz, herkes yaptığıyla anılır ve yaşatılır. İyi ise dua, kötü ise beddua ile anılır.

En önemlisi ve öncesi hak tecelli ettiğinde “Dikkat edin! Can boğaza gelip köprücük kemiklerine dayandığı zaman, çare bulan yok mudur? diyeceksiniz.

Saygılarımla…

Murat ÖZARSLAN

 NOT: Sitemizde yayınlanan köşe yazılarından yazarların kendileri ve yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşleridir. Yorumu ekleyen kişi kimliğini gizlemesi durumunda yapılan yorumlar onaylanmamaktadır. Köşe yazılarından ve yazılan yorumlardan www.cavuslu.org  Çavuşlu  Haber hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.