Orhan KILIÇOĞLU
SEYYİD AHMED ARVASİ
31/12/2012 ÖLÜMÜNÜN YIL DÖNÜMÜNDE SEYYİD AHMED ARVASİ (15.02.1932 - 31.12.1988) Bu Dava Özüdür İslâmiyet’in Bu Dava Güneşi, Mazlum Milletin, Bu Dava, Her şeyden, Her şeyden Çetin, Bu Yolda Dert, Hüzün, Gurbet Bizimdir. Seyyid Ahmed ARVASİ SEYYİD AHMED ARVASİ Peygamber soyundan bir seyyid olan Ahmed Arvas i Abdülhakim Arvasi’nin oğludur. Babası ve kendisi ömürlerini TÜRK- İSLÂM DAVASINA Adamış iki büyük insandırlar. Babasına Osmanlı çöktü, Türk diye bir şey kalmadı denilince ”DÜNYA DA İKİ TÜRK KALSA BİRİSİ BENİM“ demiştir. Arvasi Hoca çok mütevazi ve övünmeyi sevmeyen bir yapıya sahiptir. Ceddi ve mensubu olduğu ailesi övülünce O’ hep kızarıp sessiz kalmıştır. S. AHMED ARVASİ KENDİNİ ŞÖYLE TARİF EDER; ”Ben İslam iman ve ahlâkına göre yaşamayı en büyük saadet bilen büyük Türk milletini iki cihanda aziz ve mes‘ud görmek isteyen ve böylece İslam‘ı gaye edinen TÜRK MİLLİYETÇİLİĞİ ŞUURUNA SAHİBİM.“   ; 15 ŞUBAT 1932 de Doğubayazıt ilçesinde dünyaya gelen Arvasi Hoca aslen Van Bahçesarayın Arvasi köyündendir. Kendisinden küçük beş kardeşi daha olan Arvasi Hoca, ilk okula Van’da başlayıp Doğubayazıt`ta tamamladıktan sonra, orta okulu ERZURUM`da bitirir ve aynı şehirde Erkek öğretmen okulu`na devam eder. Bu okulu ise Erciş Öğretmen Okulunda tamamlar. Konya Doğanbeyli Nahiyesi`nde 1952 senesi ilk öğretmenliğine başladı. Daha sonra Gazi Eğitim Enstitüsü pedegoji bölümünü bitirerek muhtelif eğitim enstitülerinde pedegoji öğretmenliği yaptı. Türk milliyetçisi olarak yetiştirmeye büyük özen gösterdiği sayısız öğretmenler halan görevleri başındadırlar. Atatürk sonrasında bizzat İsmet İnönü ve O’nun kadroları tarafından yok edilen eğitimdeki milliyetçilik vasfı, yetişen bu öğretmenlerin üstün ve fedakâr gayretleri sonuncu tekrar hayat bularak, milyonlarca vatan sever, milli şuur sahibi gencin yetişmesine vesile olmuştur. 1978 Ecevit hükümeti döneminde sürgün ve tehditlere maruz kalan Arvâsi Hoca, 1980 Askeri İhtilâlinin Kenan Evren cuntası tarafından MHP genel idare kurulu üyesi olması hesabıyla Mamak zindanlarına hapsedilerek kendisine çileler çektirlmiştir. ARVÂSİ HOCAMIZ KENDİSİNİ ÇOĞU DEFA ÖĞRENCİLERİNE ŞÖYLE TANITIR VE BUNDAN DA BÜYÜK HAZ DUYARDI; “Ben, İslam iman ve ahlâkına uygun olarak sırat-ı müstakim çizgisi üzere yaşamayı en yüce şahadet gören, mübarek ve soylu Türk milletini her iki dünyada da aziz ve mesut görmeyi arzulayan ve böylece, İslâm`a hizmet ve sadakati şeref bilen TÜRK MİLLİYETÇİSİYİM ” O`samimiyetten uzak sözde İslâmcıların, Türk tarihinin bin yıldan ötesini inkâr ederek, Türk töresini küçümsemelerine şiddetle karşı çıkar ve bu gibi Türk düşmanı, slogan mücahitlerine karşı, Türk tarihinin bütününe sahip çıkardı. ARVASİ HOCAYA GÖRE ; “Türk milleti, temiz ve şanlı bir mâzi ile binlerce yılların ötesinde süzüle gelen büyük bir tarihi tecrübeye sahip, milli örf, adet ve töresinin kaynağını oluşturup şekillendiren zengin kültürel hazinenin banisi bir millettir. Türk töresi bir hukuk ve bir ahlâk kitabesi hükmündedir” ARVASİ HOCAMIZIN EN GÜZEL VE FARKLI YANI; "Türk’süz bir cihanda İslâm dininin öksüz ve sahipsiz kalacağını bilmesi" neticesi; Türk Milletinin bekasının yegâne şartı olan Türk milliyetçiliği fikrine bir ömür hizmetle, bu uğurda binlerce makale, onlarca kitap yazıp, taviz vermediği Türklük sevdası yüzünden Mamak hapishanesine kadar uzayan çileli yolda bir ibâdet aşkı ile yılmadan, yıkılmadan, menfaate meyl etmeden erkekçe yürüyüşüdür. Ebu Lehebler`in ölmediği, Ebu Cehiller’in Kıtalar dolaşıp, Türk milli eğitim kurumlarını mekân tutup kan içtiği 1970 li yılların sonlarına doğru Arvasi Hocamız hayatının en zor ve meşakkatli dönemini yaşamasına rağmen, Türk Milliyetçiliğinden bir adım geri atmadı. Öylesi günler oldu ki tehditler, şantajlar, KIZIL NAMLULAR altında bile derslere girip fikrini genç beyinlere nakış nakış nakşetti. 1974 senesi İstanbul Atatürk eğitim enstitüsünde öğretmendir. Bu dönemde okulda tekrar hâkimiyet kurarak terör estirmek isteyen 30 kişilik anarşist bir gurup bıçak ve zincirlerle 4 kişilik ülkücü guruba saldırırlar. 4 ülkücü, 30 anarşisti perişan eder. Bu olaya şahit olan Arvâsi Hoca, 4 ülkücüden biri olan aslen Trabzonlu ülkücü öğrenciyi bir kaç gün sonra odasına çağırarak O’nun la şöyle konuşur; - Gel aslanım seni bir kucaklayayım - Dün ki kavgayı gördüm - Siz ülkücüler bugünün KÜRŞATLARISINIZ. Allah Türk milletini Kürşat’sız bırakmasın. - Ben çok iyi biliyorum ki sizler saldırg an ,kaba insanlar değilsiniz, asil gençlersiniz. ülkücülüğün temelinde iman – asalet – aşk ve muhabbet vardır. Lâkin bugün vatanımıza sızmayı ve içimizden bizim insanlarımızı yanına çekebilmeyi başarmış olan dış düşmanlarımız, ülkücülerin sabırlarını taşırarak bir iç savaş çıkartmak istiyorlar. - Dün size saldıran 30 kişilik grup, ABD` nin, Rusya`nın, İsrail`in gizli servislerinin kandırdığı zavallılardır. MUSSAD-CİA-KGB fark etmez. - Beni üzen şudur ki Atatürk`ün ölümünden hemen sonra gelenler, Türk milli eğitimini milli olmaktan uzaklaştırdılar. Türk gençliği, kendi değerlerini değil de Roma-Grek medeniyetini, Batı`nın Kokuşmuşluklarını öğrenerek yetiştiler. - Siz ülkücüler, bugünün Kürşatları - Bilge Kağan - K ültiginleri`siniz - Türk milletinin geleceği İslâm dininin gönüllere, beyinlere yeniden nüfuzu, yalnız ve yalnız ülkücü gençlerin gelişip çoğalmasıyla mümkündür. İkinci yol yoktur. BÜYÜK İNSAN, DAVA VE GÖNÜL ERİ ARVASİ HOCAMIZ KARŞIMIZA BAZEN; “Hiçbir kavmin Türk`e horozluk taslamasına tahammül edemiyorum” ve yine, “Bedr`in aslanları ancak bu kadar şanlı idi” diyen Mehmet Akif Ersoy olarak çıkar... BAZEN; “Hatta ben olsaydım Kürt – Arap - Çerkez ilk gayem olurdu Türk milliyeti. Çünkü Türk kuvvetli olursa mutlaka kurtarır her İslâm olan milleti”diye haykıran Ziya Gökalp olarak çıkar ortaya... Ziya Gökalp`ten büyük Türk Atatürk`e / Atsız Hoca’dan Başbuğ Türkeş`e / Ahmet Yesevi Hazretlerinden Yunus`a, Mevlana`ya / Oğuz Han`dan son şehit ülkücü Bozkurt`a kadar genişçe bir ruh dünyası olan Arvâsi Hocamızın babası Abdülhakim Arvasi Hazretleri, bir Arap olmasına rağmen“Dünyada iki Türk kalsa bile birisi benim ”diyecek kadar Türk`e sevdalıdır ve Türk`tür. ‘’Babası ve dedesinin üstün kişilik ve asletinden bahis açılınca, bazen espiri yollu yok yok siz yanlışsınız der’’ Aynen büyük Türk`çü Ziya Gökalp`in “Türklük hadimi bana, Türk değildir diyen herkes, soyca Türk olsa bile piçtir, Türk olamaz” dediği gibi. MAİDE SÜRESİ, AYET 54.CENAB`I ALLAH ŞÖYLE BUYURUYOR; “Ey iman edenler! Sizden kim dininden dönerse, bilsin ki Allah yakında öyle bir toplum getirir ki, Allah onları sever, onlar da Allah'ı severler; müminlere karşı yumuşak, kâfirlere karşı da onurlu ve şiddetlidirler; Allah yolunda mücahede eder, hiçbir kınayıcının kınamasından da korkmazlar. Bu, Allah'ın bir lütfudur, onu dilediğine verir. Allah, geniş ihsan sahibidir, her şeyi çok iyi bilendir." Birçok müfessir, hatta HAK DİNİ KUR`AN DİLİ TEFSİRİNİ YAZAN ELMALILI HAMDİ YAZIR`ın söylediği gibi, S.AHMED ARVASİ de bu ayette geçen milletin Türk Milleti olduğunu söyler. Arvasi Hocanın yorumu, Elmalılı Hamdi Yazır`ın tefsirindeki yorumuyla bire bir örtüşür. TEFSİRDEKİ YORUM ŞÖYLEDİR; “...... bu defa Allah Türk leri göndermiş; Arapların kadrini bilemeyip zayi ettikleri Devlet-i İslâm’ı ele alarak, İstanbul`a ve oradan kıtaat-ı arzın her tarafına yaymışlar; Kostantiniye`yi feth ederek, Ebna-i Faris hadisinin delaletiyle bu ayetin müjdesine nail olmuşlardır. Arvasi Hoca, Maide 54. ayette geçen vazife hâlen Türk Milletinin üzerindedir der, sık sık tenbihlerdi. MEHMET AKİF ERSOY`UN “Evliya yurdu bu toprak Şuheda burcu bu yer Bir yıkık kubbesinin üzerine Mevlana titrer” mısralarına nazire yaparcasına şöyle yakınır; "Bu topraklar Türklerle şereflendi, mubarek olan bu topraklara abdestsiz basmaktan haya ediyorum" Arvasi Hoca, "TÜRKLER ANADOLU’YA GÖÇEBE OLARAK GELİP YERLEŞMİŞLER VE TÜRKLER GÖÇEBE BİR MİLLETTİR" sözüne fena halde içerlenir ve bu saçma fikirlere karşı sert tavırlar alarak şu beyanlarda bulunurdu; "Türkler göçebe olarak değil, Orta Asya’dan göç ederek gelmiş olup, gelirken de bir medeniyetin sahibiydi. Mimarisi, edebiyatı, müziği, yazısı, köklü bir kültürü beraberinde getirmiştir. Türk`ün töresi Anadolu öncesinde bile, alemşümul ahlâkı bünyesinde toplayan bir üstün ahlak ve adalet nizamıdır. Türkler Anadolu`ya ilâh-i bir programın neticesi geldi. Türklerin Anadolu`ya göçü ilâh-i bir tecellidir. Maide Süresi 54.Ayet bu göçün mesajını veriyor…" S.Ahmet Arvasi, Türk- İslâm kültür ve medeniyetinin yeniden ihya davasının motor gücü o larak kadroların, ancak ve ancak Ülkü Ocaklarında yetiştirilecek olan gençlerin arasından çıkacağına inanıyordu. Arvasi Hocamızın eserleri son yıllarda unutturulmuş, gençlerimiz Arvasi`nin eserlerinden uzaklaştırılarak, meteryalist felsefenin keşif bombardımanlarına maruz bırakılmıştır. Neticede ise; mânevi, ahlâki, kültürel değerlerinden kopuk, özüne, örfüne, töresine sırtını dönmüş, kız - erkek ilişkilerinde ölçüsüz, edep dışı aşırılıklara kaçan, İstikbal ve İstiklal endişesi taşımayan, fikirsiz, çilesiz, hedefsiz bir gençlik modeli oluşturulmuştur. Bu yeni genç modeli yavaş yavaş Kemirgen bir hal alarak, cemiyetimizi için için Kemirmektedir. Arvasi Hocamızın başta 2. ciltlik "Türk -İslâm ülküsü" eserini okumalı ve mutlaka okutmalıyız. Bu kıymetli eserin 1. cildinde, tefekkürümüz, inancımız, insan ve cem iyet hayatımız, kültür ve medeniyetimiz üzerinde durulmuştur. 2.CİLDİNDE İSE; ülkücü bakış açısından, ekonomik ve siyasi hayatın yorumlanması yapılmıştır. Arvasi Hoca bütün eserlerinde ortaya koyduğu fikir ve tezlerinde daima ve her zaman, şuurlu bir Müslüman ve tavizsiz bir Türk milliyetçisidir. TÜRK-İSLAM ÜLKÜSÜ ESERİN 2. CİLDİNİN ÖNSÖZÜNÜN SON PARAĞRAFINDA ŞÖYLE SÖYLER; "Başarıları yaratan ve veren Cenab-ı Allah`tır. Biz O`nun rızasını kazanmak ve kâinatın efendisi şanlı peygamberimizi memnun etmek, mensubu olduğum ve şeref duyduğum asil, soylu Türk Milletini yüceltmek için çalıştım…’’ KENDİNİ ARAYAN İNSAN - İNSAN VE ÖTESİ - GENÇL ER İSZLERE SESLENİYORUM - BÜTÜN MAKALELERİNİ TOPLADIĞI 5 CİLTLİK "HASBİHAL" adlı eserlerini mutlaka okuyarak Kendimizi çok yönlü geliştirmeliyiz. Yabancı ideolojiler; istilacı dış devletlerin fikir paravanaları ve milletleri içten çökerten sinsi tuzaklardır diyen Arvasi Hoca, Türk milletini parçalama oyunlarına ve tertiplerine karşı durmayı vatan ve namus borcu bilerek, bütün bunlara karşı uyanık bir gençliğin yetişmesi uğrunda çileli bir hayata talip olarak, bir ömür akrebin kıskacındaymışçasına tahammülü zor fikri ıstıraplar çekmiştir. ARVASİ HOCA YA GÖRE; İslâm dünyasını esir almak isteyen Hırıstiyan devletlerinin ilk hedefleri, Türk devleti ve Türk milletidir. Müslüman olduğunu söyleyerek Türk milletine düşmanlık edenlerin her biri haindir ve Türk`e düşmanlık etme kle, İslâm dinine de düşmanlık yaptıklarının hesabını Cenab-ı Allah onlardan soracaktır. Gençlik gelecektir. Gençlik; milletimizin yarınlara muhkem tutunacağı, ümidi, âtiye fırlatacağı istikbâl ve istiklâl Kemendidir… ARVASİ HOCA’NIN EN BÜYÜK VE İBRET VERİCİ TESPİTLERİNDEN EN ÖNEMLİSİ, OSMANLI`NIN YAPTIĞI İDARİ YAPILANMADAKİ HATALARDIR. 16. asra kadar Osmanlı da idarenin en üst kademelerinde ısrarla Türk unsurlara yer veriliyordu. O zamana kadar Hakanlar yüzde yüz Türk olan Osmanoğulllarından , sadrazamlar ise yine %100 Türklerden di. Çandaroğulları’nın azledilerek, dönme ve devşirmelerin sadrazamlığa getirilmesi çöküşün başlangıcı olmuştur. ARVASİ HOCA`NIN FİKİR VE ESERLERİNDEN FAYDALANMAK, O`NU REHBER EDİNMEK HER TÜRK GENCİNİN ÖNCELİKLİ HEDEFİ OLMALIDIR. Son yıllarda ihmal edilen ülkücü gençlik en Kısa zamanda yeni bir hamle yeni bir şevk ve aşkla; ZİYÂ GÖKALP, ATATÜRK, A.TÜRKEŞ, NİHAL ATSIZ, S. AHMED ARVASİ, NECDET SEVİNÇ`İN fikir ve görüşlerinin karıldığı harmanlardan beslenerek gelişip, olgunlaşıp, kamilleşerek, GÖNLÜNDE TÜRKLÜK ÜLKÜSÜ, DİLİN DE TURAN TÜRKÜSÜYLE YENİDEN BİR ERGENEKON DESTANI YAZMAYI İMANININ RÜKNÜ BELLEMELİDİR… ÖFKESİZLİK GAFLETTİR! Birileri İslâm adına ortaya çıkıp, toplumları uyuşturmak için "öfke insanları öldürür, İslâm da yasaklanmıştır" derlerken, Arvasi Hoca ise bunun aksine "öfke psikolojik bir motiv olup, insanların ve toplumların, saldırı ve dış etkenlere karşı savunma reflekslerinin itici gücüdür. Gönüldeki imanın Küfre karşı dışa yansımasıdır" der. Çanakkale ve Kurtuluş Savaşlarını Türk ün Küfre olan öfkesi kazanmıştır. Bugün Kültür emperyalizmi ile öfkemiz yok edilerek uyuşturulup uyutuluyoruz… NOT: Buradaki bilgiler, merhum Arvasi Hocamızın yanından ayırmadığı birkaç öğrencisiyle olan birebir sohbetlerinden aktarılmıştır ORHAN KILIÇOĞLU NOT: Sitemizde yayınlanan köşe yazılarından yazarların kendileri ve yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşleridir. Yorumu ekleyen kişi kimliğini gizlemesi durumunda yapılan yorumlar onaylanmamaktadır. Köşe yazılarından ve yazılan yorumlardan www.cavuslu.org Çavuşlu Haber hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz. |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |
Yazarın diğer yazıları |
SÖZDE İSLÂMCILARA, ÜLKÜCÜLERDEN NAMUS DERSİ - 01/07/2015 |
SÖZDE İSLÂMCILARA, ÜLKÜCÜLERDEN NAMUS DERSİ |
TÜRKLÜKTEN İSTİFA EDEN MÜSTEVLİ KALINTILARI - 22/05/2015 |
TÜRKLÜKTEN İSTİFA EDEN MÜSTEVLİ KALINTILARI |
GEÇMİŞİNİ BİLMEYENİN GELECEĞİ YOKTUR! - 07/02/2015 |
GEÇMİŞİNİ BİLMEYENİN GELECEĞİ YOKTUR! |
İSRAİL MAKASIYLA TÜRKİYEYİ BÖLENLER, ÇİN'İ YAPIŞTIRIYORLAR! - 25/12/2014 |
İSRAİL MAKASIYLA TÜRKİYEYİ BÖLENLER, ÇİN'İ YAPIŞTIRIYORLAR! |
TÜRK'E KÜRT'LE TUZAK KURAN ERMENİ AVCILAR! - 30/11/2014 |
TÜRK'E KÜRT'LE TUZAK KURAN ERMENİ AVCILAR! |
ATATÜRK VE TARİHİN EN BÜYÜK OLAYI - 11/11/2014 |
ATATÜRK VE TARİHİN EN BÜYÜK OLAYI |
KÜRT ŞEREFHAN DİYOR Kİ; ''KÜRT YOKTUR ZİRA KÜRTLER OĞUZ KAĞAN'A DAYANAN BİR BOYDURLAR'' - 13/10/2014 |
KÜRT ŞEREFHAN DİYOR Kİ; ''KÜRT YOKTUR ZİRA KÜRTLER OĞUZ KAĞAN'A DAYANAN BİR BOYDURLAR'' |
BİR ALÇAĞA VATAN DERSİ - 28/09/2014 |
BİR ALÇAĞA VATAN DERSİ |
İSTANBUL'A GAVUR İSİMLİ CÂMİ - 10/09/2014 |
İSTANBUL'A GAVUR İSİMLİ CÂMİ |
Devamı |