İsmail TÜRKMENDAĞ
ismail@cavuslu.org
MISIR UNU VE KARALAHANA...
06/12/2012 Kar lapa lapa yağıyor, bembeyaz örtüsü ile ortalığı kaplamış, kuşlar kendilerine sığınacak bir liman arama derdin de idiler. Ben ise cam kenarın da yanan sobanın sıcaklığını yüzüm de hissedip, yağan karın güzelliğine esir düşmüştüm. Çalan telefon sesi ile büyülü kar dünyasın dan uyanıp telefona baktım. Arayan İstanbul'da ki kardeşimdi. Hoşbeş sohbetten sonra aklına bu kış günü mısır unu ile karalahana çorbası düştüğünü söylüyordu. Haklıydı gurbet işte, zor iştir gurbetçilik. Hazır da olmadığını en kısa zaman da rahmetli Salim Tavacı'nın Ulusoy yazıhanesin den göndereceğimi söyleyip telefonu kapadım, yeniden yağan karın büyülü dünyasına esir düştüm. Hafta sonu en sıkı elbiselerimizi giyip sabah namazın dan sonra hanımla yola çıktık. Sırtımız da mısır çuvalı, güvenlik amacıyla kalın bir meşe sopası, bazen yanan, bazen de sönen içi gaz dolu şinanay lambamızla rotamız Hamzaoğlu değirmeni parolasıyla araba yolun dan yola çıktık. Yol hiç bozulmamıştı. Kar neredeyse bel hizasına geliyordu. Belliydi bu yolun ilk yolcusu bizdik. Bata çıka Çakıroğlu Nihat'ın evinin hemen altın dan değirmen yol ayrımına geldiğimiz de, kızıl gagak karatavuk sesi günün aydınlandığını haber veriyordu. Kısa bir mola dan sonra tekrar yola koyulduk. Karın kalınlığı git gide artıyor, bir yandan da tipi den göz gözü görmüyordu. Geriye dönmeye karar verdik ise, verilmiş bir sözümüz olduğunu hatırlayıp yolun yarısını geçmiştik. Değirmen'e az bir yol kala sırtımızda ki mısır çuvalı ile içi su ve buz dolu uzun bir hendeği atlamaya çalıştık. Yine de ayaklarımız hendeğe batıp, içleri buz dolu su ile doldu. Nihayetin de değirmen görünmüş ve ulaşmıştık artık rotamızın hedefine. Kapısı açıktı, içerisi bakımsız ve buz gibi idi. Hemen mısır çuvalını rutubetli ve ıslak duvara yakın bir yere bırakıp, soğuktan morarmış ellerimizle evden getirdiğimiz odunlarla değirmenin için de ateş yakma derdine düştük. Bir süre sonra ortalığı bir duman kapladı. Duman dan göz gözü görmüyordu. Duman açık olan kapıya sığmıyor, dumanın için de kayboluyorduk. Duman dağılıp yerini ateşin sıcaklığına bıraktığın da, değirmenin kırık olan cam kenarlarına, kuşlar; bizleri de içeri alın der gibi konarak diziliyorlardı. Sıcaklık artık iyiden iyiye kendini hissettirmiş, soğuktan moraran ellerimizi, ıslanan ayaklarımızı ve elbiselerimizi ısıtarak kurutmaya çalışıyorduk. Zaman ilerlemiş ısınıp, ıslak elbiselerimiz de kurumuştu. Artık mısırımızı öğütmesi için tekneye döküp, taşın dönmesini bekledik. Taşın dönmediğini anlayınca dışarı çıkıp, su bent yolunu kontrol ederek bir süre yol aldıktan sonra suyun bentten başka yöne taştığını fark ettim. Uzun bir uğraştan sonra suyu tekrar bent e aktarıp taşın dönmesini sağladım. Yaklaşık iki saat sonra mısır artık un haline gelmiş, ateş yerini soğuğa bırakmıştı. Yeniköy yamaçların dan gelen çakal sesleriyle yola koyulmuştuk. Değirmen'e geldiğimiz aynı şartlar da eve döndüğümüz de ellerimiz morarmış, ayaklarımız buz tutmak üzere idi.İsmail TÜRKMENDAĞ NOT: Sitemizde yayınlanan köşe yazılarından yazarların kendileri ve yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşleridir. Yorumu ekleyen kişi kimliğini gizlemesi durumunda yapılan yorumlar onaylanmamaktadır. Köşe yazılarından ve yazılan yorumlardan www.cavuslu.org Çavuşlu Haber hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz. |
Yorumlar |
tek kelimeyle mükemmel 16/12/2012 21:17 ismail abi, insanı maziye götürmek kalp atışlarındaki ritmi artırmak ve gözlerini buğulandırmakta üzerine yok diyorum. Maziyi bu kadar güzel anlatmak yasaklanmalı:) Bizim de bu konuya benzer hamzuu değirmeni hikayemiz var. bu köşe yazısında bir çok kişi gibi kendimden çok şey buldum . Eline ve yüreğine sağlık... Evren Orkun ŞEN mısır unu ve kara lahana 07/12/2012 19:27 bizim olanda ho gadar uğraştuğunuz unu pancarı yediler ölemi...
yazı yine muhteşm emice eline yüreğine sağlık zamanında bizde az uğraşmadık istanbul pancar mısır yesin die ey gidi günler... şevket türkmendağ |
Yazarın diğer yazıları |
GİT OĞLUM YARIN İMECEMİZ VAR KOMŞULARA HABER VER - 13/10/2013 |
GİT OĞLUM YARIN İMECEMİZ VAR KOMŞULARA HABER VER |
BAK BAKALIM KIDIK DAYI DÜKKANINI AÇMIŞ MI? - 21/04/2013 |
BAK BAKALIM KIDIK DAYI DÜKKANINI AÇMIŞ MI? |
ÇAVUŞLU'NUN HAMALLARI - 20/01/2013 |
ÇAVUŞLU'NUN HAMALLARI |
HAZIR MEKTUP ( OKUMANIN ÖNEMİ ) - 12/11/2012 |
HAZIR MEKTUP ( OKUMANIN ÖNEMİ ) |
ESKİLERDE BİR DÜĞÜN - 03/02/2012 |
Geçmişte eskilere ait bir köy düğünün hikayesi .. |
"YARIN SABAH ERKEN GEL" - 06/12/2011 |
YARIN SABAH ERKEN GEL |
ÇAVUŞLUM BENİM - 08/07/2011 |
ÇAVUŞLUM BENİM |
SEVDASINA SEVDALANDIĞIM SEVDAM - 05/04/2011 |
SEVDASINA SEVDALANDIĞIM;SEVDAM |
BU AKŞAM BİR YERE AYRILMA !!! - 19/01/2011 |
BU AKŞAM BİR YERE AYRILMA !!! |
Devamı |